Önce teknik direktör, sonra başkan ‘güncellemesi’ yaşayan Galatasaray, Kayseri’deki maça gayet motive başlıyor... Eksikleri var, hem de favori 11’in bel kemiklerinden. Ancak önde basılan top ve tempolu oyun sayesinde hissedilmiyor bu yokluk. Buna bir de Kayserispor’un rehavet içindeki ruh hali eklenince Galatasaray, istediği futbolu keyfine göre oynuyor. Savunma yapma endişesi olmayınca kanatları daha etkili kullanıyor, bekleriyle hızlı çıkarak oyuna tempo katıyor. Nitekim birini Rodrigues’in 12. dakikada, diğerini de Feghouli’nin 19. dakikada kanatlardan taşıdığı iki topun Eren’le buluşması sayesinde de 0-2 öne geçip rahatlıyor. Çok mu güzel oynuyor? Hayır. Ama Kayserispor, Deniz ve Mendes’in çabaları hariç o kadar etkisiz ki bu yarıda sahada; G.Saray, rahatlıkla oyunun hâkimiyetini ele geçiriyor. Ama bu ‘saadet’ ilk 45 dakikada bitiyor! Zira 2. yarıda rakip teknik direktörün akıl dolu iki oyuncu değişikliği, senaryoyu da ‘esas oğlanları’ da bir anda değiştiriyor. Oyuna dahil olan Güray ve William, hem atak zenginliğini hem de baskıyı tamamen Kayserispor lehine değiştiriyorlar. Çok gecikmeden de 52. dakikada Güray’ın asistiyle Umut’un kafa golü geliyor. Kayserispor, daha ilkinin sevinci bitmeden ikinci gol için asılmaya başlayıp peşpeşe tehlike yaratıyor G.Saray kalesinde. Gole de teğet geçiyor! Fatih Terim de beklemiyor. 60’tan itibaren yaptığı değişikliklerle hem savunma ağırlıklı bir takıma dönüştürüyor ilk 11’ini hem de rakibin bunaltıcı hızını frenliyor. Kenardan gelen taktik müdahaleye sahadaki iki tarafın futbolcularının baskısı da eklenince, özellikle son dakikalara düşen heyecan oranı oldukça artıyor! Puanlar paylaşılacak mı yoksa G.Saray’da mı kalacak sorusunun yanıtını 90+2’de Rodrigues, tamamen kendi ürettiği bir golle veriyor. 3 puanı 3. gol getirirken taktik savaşının galibi de Fatih Terim oluyor.