Adnan Binyazar

Çin’de gençlik eğitimi...

25 Kasım 2022 Cuma

Gazetelerde iri harfle yazılan bir haber: “Üniversite öğrenimi aşamasına gelen gençler gözünü Çin’e dikti.” 

Haberi okuyunca, Cemal Süreya’nın “Saat Çin’i vurdu birden: p i r i n ç ç ç ” dizesindeki “pirinç” sözcüğünün tınısı yüreğimi sızlattı. 

Sözcüğün etkisi, “Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan/ Kasketimi eğip üstüne acılarımın” dizelerindeki “uykusuzluk, acılarım”a da sinmiş. 

Şiir, duygulardan duygu yaratarak insanı kendi iç dünyasıyla baş başa bırakan bir duyumsatma türü olduğuna göre bu sözcükler de yerini bulmuş. 

ÇİN’E DAVET 

Yüz yıl kadar önce, olanaklı ailelerin çocukları, Paris’i seçerdi. 1950’lerden sonra onun yerini eğitimsel gelişmenin en verimli yeri olduğuna inanılan Amerika almıştı. Şimdi de eğitim kurumlarına duyulan güvensizlikten dolayı bir zamanlar pirinç gereksinimimizi karşılayan Çin’e yöneltiliyor kendilerini ülkemizin gençleri.

Bir açıklamasında sözü Çin üniversitelerine getiren Türk-Çin Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Karslı, Çin’in yükseköğretim kurumlarını övdükçe övüyor: 

Son yılların yükselen yıldızı Çin, gençlerin de dikkatini çekiyor. Dünya çapında üst sıralarda bulunan Çin üniversiteleri tüm dünyadan olduğu gibi Türkiye’den de çok sayıda öğrencinin gözdesi durumunda. Birçok burs imkânına da sahip olan Çin üniversitelerine kayıt yaptırmak yabancı öğrenciler için oldukça kolay durumda.

Bununla yetinmiyor Karslı, eğitimini orada yapmış izlenimi yaratarak adlarını andığı Pekin, Qinghua (Tsinghua), Fudan, Jiao Tong üniversitelerinin dünya sıralamasında çok iyi konumlarda bulunduğunu, oralarda eğitilmenin sanıldığından yararlı olacağını vurguluyor. 

Çin üniversitelerinin Avrupa, Amerika’dakilerle kardeş olduğunu, öğrencinin birçok bölümü seçebildiğini, öğrenci değişiminin yapıldığını da duyuruyor. 

Övgüsünü öylesine abartıyor ki açıklamalarını okuyan binlerce öğrenci, Türkiye’nin 230 üniversitesi yokmuşçasına neredeyse soluğu Çin’de alacak! 

GENÇLERİN DURUMU 

18-29 yaş grubu arasında yapılan bir araştırmaya göre gençlerin yüzde 76’sı daha iyi bir gelecek umuduyla yurtdışında yaşamak istiyor. İki gençten biri mutlu olmadığını söylerken yüzde 77’si torpilin yetenekten daha etkili olduğuna inanıyor. 

Bu sonucu okuyunca, bir gün ortaya çıkıp ülkeyi kaçılmayacak düzeye erdirecek yurtsever yönetenler sıralandı gözümün önünde. Ardından soruyorum: “İktidarda olanlar neden bu oranın, toplumu beyin gücünden ederek yıkıma uğratacağını düşünmüyor?” 

Sorumu ben yanıtlıyorum: Düşünemeyen, öğrencinin gerçeğini kavrayamaz, en küçük kıpırdanışında onu cezalandırma yolları arar. Ayrıca bir ülkede üniversiteler çağdaş insan yetiştirmenin yuvası olmadıkça, Atatürk’ün kökleştirdiği kültürel gelişimlerin önü kesilmeye kalkıldıkça gençlerin eğitim ortamını başka ülkelerde araması doğaldır. 

BİLGE KAĞAN

Çin adını duyunca tarih kitaplarını açar, Bilge Kağan’ın Orhon Anıtları’nda halka seslenişini okurum: 

“Çin milleti küçük kardeş ile büyük kardeşi birbirine düşürdüğü, beyi, milleti karşılıklı çekiştirdiği için, Türk milleti, il yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedivermiş. Çin milletine beylik erkek evladı kul oldu, hanımlık kız evladı cariye oldu. Türk beyler Türk adını bıraktı. Çinli beylerin Çin adını alarak onların buyruğuna girdi. Türk halk kitlesi şöyle demiş: ‘İlli millet idim, ilim şimdi hani, kağanlı millet idim, kağanım hani? Oğuz beyleri, milleti işitin: Üstte gök yarılmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilir?”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları