Adnan Binyazar

Kör vicdanlılar

03 Kasım 2023 Cuma

Cumhuriyetimizin 100. yılında, Mustafa Kemal Atatürk, “Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu Türk gençliğine emanet ediyorum” der.

“Ey Türk Gençliği!” diye başladığı konuşmasında onların karşılaşabileceği zorlukları anımsatarak bağlar sözünü: 

“İşte bu durum ve koşullar içinde bile görevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Damarlarındaki soylu kandadır o güç!”

Atatürk geçmişi kurmakla yetinmedi, yola toplumun geleceğini de güvence altına alma inancıyla çıktı...

ANITTAN ÖÇ ALANLAR

İki genç; Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da ülkeyi kurtarmak için çıktığı Samsun’un İlkadım ilçesinde kentin simgesi olan şahlanmış at üzerindeki anıtı devirip yerlerde sürüklemek amacıyla halatın bir ucunu anıta, bir ucunu otomobillerine bağlamış, arabayı çalıştırmış ama anıtı yerinden oynatamamışlardı.

O sırada Atatürk’ün ruhu cana gelmiş olmalı ki halat kopuvermiş, o kör vicdanlılar kaçmaya çalışsalar da anında yakalanmışlar. 

İçlerinden biri hemen anında yalana başvurarak “Ben bu işi Atatürk’ü sevmediğim için yaptım, kimseden de talimat malimat almadım” demiş.

Bu mantık dışı açıklama, talimat almanın dolaylı anlatımı değil de nedir!     

OLAYDAN OLAYA

Önce, sınıflarda erkeklerle kızları birbirinden ayırmaya kalktılar. Eğitim kuruluşlarının tepkileriyle karşılaşınca şimdilik sustular. 

Niğde’nin Çiftlik ilçesi Divarlı beldesindeki Şehit İlhan Çankaya İlkokulu’nda Atatürk büstünü kire bulayış da o sıralarda oldu. Onun ardından İzmir’in Konak ilçesinde bulunan Ferahlı Parkı’ndaki bir Atatürk büstünün kırıldığı haberi yayıldı. Ankara’nın en işlek yerinde, Atatürk’ün resmini buruşturup yere atanlar, heykeline kirli sular sıkanlar da o sırada türedi...

UYARI

Fotoğrafına ilk bakışta sağlıklı bir işçi görünümündeki bir yurttaş da video yoluyla Atatürk Devrimlerini özünden yansıtan şu erdemli sözlerle anıyor o büyük devrimciyi:

“Atatürk bir ülkeyi yoktan var etti. Sevr Antlaşması’yla beşe bölünmüş, parçalanmış bir ülkeyi aldı Cumhuriyet yaptı. Beş yüzyıl padişaha kapı kulluğu yapmış bir millete ‘Efendiler!’ diye hitap etti. Atatürk bir şahıstan çok, bir komutan, bir liderden ziyade bir fikirdir. Biz o fikrin eli, kolu, bacağı olamadık, yayamadık, Cumhuriyeti anlatamadık...”

Gencin bu uyarısı, Nâzım’ın “Türk Köylüsü” şiirinin son dizelerini çağrıştırıyor:

“Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine/ ve bir kerre vakterişip:/ ‘Gayrık yeter!’/demesinler./ Ve bir kerre dediler mi:/ ‘İsrafil surunu urur/mahlukat yerinden durur’/ toprağın nabzı başlar/onun nabızlarında atmağa./ Ne kendi nefsini korur,/ ne düşmanı kayırır,/ Dağları yırtıp ayırır,/kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları