Hain Kurtlardan Korkmayanlar…

30 Aralık 2013 Pazartesi

Yer: Oyun Atölyesi (Moda); tarih: 25 Aralık Çarşamba akşamı.
Saat 20.30’da dünyaca ünlü Amerikalı yazar Edward Albee’nin kendisi kadar ünlü oyunu “Kim Korkar Hain Kurttan”ın ilk gösterimi yapılacak.
Oyun, tam bir çetin ceviz!
Albee’nin bu oyunu kaleme aldığı 60’lı yıllar, Amerika’nın ve Amerikan tiyatrosunun Avrupa’da sesini gittikçe daha çok duyurduğu “absürt tiyatro” akımının dışında kaldığı, kalmaya çabaladığı bir dönem. Çünkü Avrupa kültürü, iki büyük savaşın ardından bütün eski değer yargılarının yerle bir olduğu, savaşlardan önceki bütün ideallerin ve düşlerin birer yanılsamaya dönüştüğü bir ortamdan kaynaklanan büyük kültür şokunu yaşamakta. Absürt Tiyatro’nun yaratıcıları ise Ionesco’nun deyişiyle “on dokuz yüzyıl boyunca biriken bütün izm’lerin nasıl olup da dünyayı iki büyük savaşın kucağına attığının” gerçekçi hesabını çıkartmak peşinde. Oysa Amerikan toplumu -en azından görünüşte- hâlâ “Amerikan Rüyası”nın bütün olumsuzlukların üstesinden gelebileceği inancında.
Böyle bir ortamda Albee, önce “Bir Amerikan Rüyası”, ardından da “Kim Korkar Hain Kurttan” adlı oyunlarıyla, Amerikan kökenli rüyaların ve yanılsamaların peşinden koşma gibi bir tutumun aksine, Avrupa kökenli Absürt Tiyatro geleneğinin zincirine yeni halkalar eklemek peşinde. Ve bu çabayı, Amerikan toplumu gibi bütün aile “değerlerine”, bu değerlerin zaman içersinde değer olmaktan çıkıp çıkmadığını denetlemeye gerek görmeksizin bağlı kalan bir toplumda Albee, büyük hesaplaşmasına bu değerlerle ilgili eleştiri oklarını hep damardan saplayarak başlıyor. Hemen burada -“Kim Korkar Hain Kurttan”ın çetin cevizliğinin en güçlü kanıtlarından biri olarak- bir noktaya daha dikkati çekmek gerekiyor: Albee, oyununda antikçağ Yunan trajik düşüncesindeki “ya komedi, ya trajedi” tarzındaki siyah/beyaz ayrımına katılmak yerine, trajik düşüncenin özünü Euripides’in ünlü söylemine katılıyor: “Hayat, ne sadece komiktir, ne de sadece trajik; hayatın gerçekliği, trajikomik olmasındadır…”
Ve işte “Kim Korkar Hain Kurttan”, bu yanıyla da çetin mi çetin. Yönetmen ve oyuncular olarak, hem Albee’nin rüyalarla gölgelenmeyen gerçekliğini, hem de komik ile trajik arasındaki kaynaşmayı seyirciye yaşatabilme zorunluluğu var.
Ve “Oyun Atölyesi”nde bu oyunu sahneleyen ekip yönetmen Hira Tekindor ile oyuncular Zerrin Tekindor (Martha), Tardu Flordun (George), Şükrü Özyıldız (Nick) ve Nilperi Şahinkaya (Honey), seyirciyi üç perde boyunca tek perdelik bir oyunun sürükleyiciliğine sahip bir yolculuğa çıkartarak Albee’nin -ve, haydi saklamayalım: Hepimizin!- gerçekliği ile buluşturmayı neredeyse kusursuzluk düzeyinde başarıyor.
Bu arada lütfen son perdeye, konuklar gittikten sonra Martha ile George’un baş başa kaldıkları final sahnesine iyice dikkat: Bu finalde iki sanatçının sergilediği trajikomiklik doruğu ile seyirciden, sanki ilk iki perdedeki bütün kahkahalarının hesabını vermesi isteniyor ama tiyatronun o soylu mu soylu diliyle!
“Hain kurtlardan korkmayanlar”dan oluşan “Oyun Atölyesi”, bu oyunu da yaşadığımız bütün bireysel ve toplumsal hainliklere yönelik bir direnme ruhuyla sergiliyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları