Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Halk TV ve Erdem Savaşımı...
Zaman gelir, belli bir değeri savunmak, başlı başına bir erdem savaşımına dönüşebilir.Tıpkı Halk TV ile, Gezi Parkı Direnişi’nden bu yana “gerçek” ve “özgürlük” arasındaki ilişki gibi.
Gerçeği ve özgürlüğü savunmak ama özgürlüğe yönelik tüm tehditlere ve yalana karşı çıkmak, her basın kurumunun ve organının doğal görevidir; dahası, varlık gerekçesidir. Bir görevin yerine getirilmesi doğal ise eğer, o zaman böyle bir görevin her yerine getirilişini aynı zamanda erdem uğruna verilen bir savaşım saymak, abartılı olabilir.
Buna karşılık herhangi bir ülkede, faşizmin dal budak sarmaya başladığı bir dönemde basın kuruluşlarının ezici çoğunluğu halka gerçekleri duyurmak ve özgürlüklerin hangi tehditler altında olduğu konusunda uyarılarda bulunmak yerine, bunun tam tersi bir noktaya yönelip faşizmin ayak seslerini boğmayı neredeyse doğal bir görev saymaya başlamışsa, basının geri kalan ve çok küçük bir azınlığı oluşturan bölümünün özgürlüklerden ve gerçeklerden yana çıkışları ancak erdemler uğruna verilen onurlu bir savaşım olarak nitelendirilebilir.
Böyle bir durumda, bu onurlu savaşımın savaşçılarını sonrasız kılmak için tarihe ne kadar dipnotu düşülse azdır ve bu dipnotlarını düşmek o ülkede yaşayan her aydının gelecek kuşaklara karşı birincil görevleri arasında yer alır.
Türkiye, 2013 Mayısı’ndan bu yana, Gezi Parkı Direnişi’nin şahlanışı ile birlikte böyle bir durumu yaşamaya başladı. Ülkenin basın tarihinde ve ortamında faşizme yandaş çıkma ve her türlü “muhalefet bilinci”ni yitirme, ilk kez böylesine tartışma götürmez bir netlikle belirginleşti.
Böyle bir ortamda Halk TV, daha ilk günden televizyon ekranlarını neredeyse görünmez bir kılıçla ikiye böldü. Ülkenin televizyonları “çakma haber kanalları” ve “gerçekleri sergileyen kanallar” olmak üzere ikiye ayrıldı. Ve ikinci gruba giren kanalların -çok küçük bir azınlığın- başını hep Halk TV çekti.
Çok kısa bir sürede ekranların örneğin sağ yanından Bodrum’da yaz gecelerine, İstanbul’daki yaz davetlerinde kimlerin neler giydiğine, falanca “ünlü”nün yaş günü partisine hangi “aydınların” katıldığına ilişkin “haberler” akarken sol yanında Ali İsmail Korkmaz’ın Eskişehir sokaklarında nasıl dövülerek öldürüldüğünü, bütün şehirlerde en masum ve doğal gösterilerin ne ölçüde acımasız bir polis şiddetiyle bastırıldığını ve -17 Aralık’tan bu yanahangi devlet görevlisinin veya yakınının kaç milyon, milyar ya da trilyon götürdüğünü izleyebilmek âdetten oldu.
İşte böyle bir ortamda Halk TV’nin Gezi Parkı Direnişi günlerinden bugüne kadar korkmadan ve yılmadan yerine getirdiği misyon, ancak onurlunun onurlusu bir erdem savaşımı diye nitelendirilebilir.
Geçenlerde Halk TV’de, “Halkın Arenası” programına konuk olan değerli tiyatro sanatçımız Barış Atay, kendi özgürlük anlayışını tanımladıktan sonra: “İşte bu özgürlüğümü benden hiçbir güç alamaz!” dedi. Bence konuk olduğu kanal ile çok güzel örtüşen bir kararlılık ifadesiydi; çünkü Halk TV de bugüne kadar özgürlüklerin arkasında hep böyle bir kararlılıkla durdu!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Kayyumdan ilk fotoğraf
- AKP'li Şamil Tayyar'dan yandaş medyaya tepki
- Polis engelledi, Özel yurttaşlara çağrı yaptı
- Ahmet Özer'in gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı
- Esenyurt Belediyesi'ne kayyum!
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Mansur Yavaş'tan ilk 'Ahmet Özer' tepkisi
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Tepkili veliler şikâyet etti
- Yurttaşlar Özel'in Demirtaş ziyaretini nasıl karşıladı?