Çuval ile Başlayan Sürecin İzinde...

11 Ekim 2013 Cuma

Aslında büyük sürpriz
Başbakan’dan geldi.
Balyoz kararı üzerine neredeyse
anında açıklamayı patlatı:
“Süreç şu anda bitmiş değil!”
Ve ekledi:
“Süreci takip edeceğiz.!”
Ardından gazeteciler MHP
Milletvekili Engin Alan’ı sordular.
Soruda “süreç” yoktu.
Ama Başbakan yine de soruyu
“süreç”e bağlayarak yanıtladı:
“Burada da ‘süreç’ devam
ediyor”
Katmerli süreç
“Süreç” güzel Türkçemizin en
güzel sözcüklerinden.
Hele “barış” gibi büyülü bir
sözcükle yan yana gelince...
Bu güzellik katmerleniyor.
Bu da ABD’nin, PKK’nin,
Apo’nun, RTE’nin değil, elbete
hepimizin şansı diyelim.
Melodik bir deyime dönüşen
“Barış süreci” böylece Türk’ü,
Kürt’ü, Çerkezi, Gürcüsü ve
Romanı ile kolayca zihinlere
gönüllere yerleşiyor.
HHH
Başbakan, Yargıtay kararını
tercüme etmeye neden gerek
duydu ki?
Ergenekon kararı açıklandığında
böyle bir şey yapmamıştı.
Orada da süreç devam ediyor.
Balyoz’a demek ki daha farklı
bakıyor..
Balyoz, gerçekten de adı gibi!
Siz deyin TSK’nin..
Başbakan desin “darbeciliğin”
belini kırıyor!
Pekiyi, Balyoz kime, kimin için ve
ne için balyoz?
Hele “süreç devam ediyor”
vurgusu..
Sözü dolaştırıp “süreç”e
bağlaması çok düşündürücü.
Artık gerçek bir tek süreç var:
Barış süreci!
Başbakan’ın dili ve zihni hep
buraya kayıyor..
“Bilinçaltı kodlaması”na maruz
kalmak bu olmalı.
Haklı da..
Bulunduğu mevkiden her şeyi
ayan beyan görüyor.
Ergenekon’dan Balyoz davasına,
eski CHP lideri Baykal’dan
MHP’nin 10 kurmay yöneticisine
kurulan komplolara tüm “süreçler”
hep aynı sürecin dalları, kolları..
Bu da başka 10. yıl
Aslında “süreç”in 10. yılını
yaşıyoruz.
Sürecin özü, Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin süngüsünü
düşürmektir.
Bu suretle, Türkiye Cumhuriyeti’ni
yapısal değişikliğe tabi tutmaktır.
Sürecin hazırlıkları 16 Şubat
1999’da Apo’nun teslimiyle
başlatılmıştı.
Merhum Sayın Ecevit sorup
durmuştu: “Acaba niye teslim
ediyorlar?”

Apo’nun teslimi “süreç”in ön
hazırlığı” idi.
Ama düğmeye 2003 yılında
Amerikan Bağımsızlık Günü olan
4 Temmuz’da basıldı.
K. Irak’ta Süleymaniye’de
konuşlanmış Türk Hava İndirme
Tugayı’na bağlı 11 Türk subayı
ve askerinin başına, Amerikalı
komutan Petreaus’un emriyle
çuval geçirildi.
Bu “işlem”in filme çekilmesi
görevi ise Petraus tarafından bizzat
Barzani’nin oğluna verildi.
Türkiye’de iktidardan ciddi bir
tepki gelmedi.
“Çuval”ın Ergenekon ve Balyoz
sürecinin başlamasıyla ilgili ciddi
bir simgesel önemi vardı.
Tuncay Güney adlı “haham
mukallidi”
daha sonra övünerek
Ergenekon’a 5 çuval belge ile katkı
yaptığını açıkladı.
Yargıtay’ın nedense adını
ve gazetesini kayda geçirmek
istemedi ama Mehmet
Baransu
’nun sürece desteği de
“çuval” dolusu belge ile oldu.
TSK’yi “çuval” ile hizaya getirme
sürecini başlatan komutan
Petreaus ise daha sonra CIA
Direktörlüğü ile ödülendirildi.
Dışişleri Bakanı Condoleezza
Rice
’in “Ortadoğu’da siyasi harita
değişecek”
açıklaması..
Erdoğan’ın “BOP’un
eşbaşkanıyım !” övünmesi, hep bu
sürece dahil gelişmelerdi.
Mevkidaş yaratan süreç
Artık TV’lerde de genel af
tartışması başladı.
Halkın genel algısı belirginleşiyor.
Ergenekon’da ve Balyoz’da
mahkûm edilenler, aslında adı
konmamış birer “rehine” - “tutsak”.
PKK’liler de kendilerini öyle
görüyor ve bunu açıkça ilan
ediyorlar.
Apo, kendine savaş hukuku
uygulanmasını ve “tutsak” olarak
değerlendirilmesini istiyor.
Ergenekon ve Balyoz’da
verilen bol kepçe mahkûmiyetler,
müebbetler hep PKK ve KCK ile
denge kurmak için..
İleride ilan edilecek genel afta iki
tarafı aynı adalet terazisine vurup
serbest bırakmak!..
Dünyanın en büyük ordularından
birinin komutanına “terör örgütü
lideri”
damgası vurmanın mantığı
açık:
Dünyanın en kanlı terör
örgütünün yöneticisi ile “mevkidaş”
yaparak birlikte affetmek!

Başbakan, “Süreci takip
edeceğiz!”
diyor.
Haklı ve samimi itiraf bu:
Bu süreci artık sadece
“izleyebilecek”...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

5’in 5’i yoktur eşi 5 Mayıs 2024
Gerçeğin demine Hu 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları