Fuzuli ödleklik

27 Haziran 2021 Pazar

Mehmet oğlu Süleyman beş asırlık kahraman!

Süslü Sülü” ile ilgisi yok. 

Onun yakınması da rüşvetten, rüşvetin devletin her yanını sarmasından. 

Şikâyetname” diye o uzun şiiri yazması bundan. 

Aslında bu, şiirden çok bir suç duyurusu.

Selam verdim, rüşvet değildir deyu almadılar!

Fuzuli” diye imza atmış. 

Başına bir iş gelmesin, diye değil. 

Tevazudan tasarrufu sevmediğinden.

*

Yıl 1534. 

Bizim Reyiz’in 15. yüzyıldaki rol modeli Kanuni Sultan Süleyman dönemi.

Kanuni, kanun çıkarıyor. 

Reyiz ise KHK. İkisi de aynı kapıya çıkıyor.

Kanuni’de de arazi merakı var. O da Karadenizli, Trabzon doğumlu.

Kanuni’nin de bir gözü Doğu’da, bir ayağı Batı’da. 

Tebriz’i, Bağdat’ı, Belgrad’ı, Macaristan’ı baştan başa fethediyor. Viyana’yı kuşatıyor.

Hindistan’a bile seferler düzenliyor. 

Kuzey Afrika’dan Akdeniz’e, oradan da Kızıldeniz’i ele geçiriyor. 

Ne yazık ki, Reyiz kadar vizyon sahibi ve çılgın değil. Akdeniz’i, Kızıldeniz’i “Osmanlı gölü” yapıyor. Ama Kızıldeniz’e bir kanal açıp Hint Okyanusu’na açılmayı akıl edemiyor. 

Belki de şanssızlığı, Katar diye hacıağa bir kabile devletin maddi-manevi lojistik desteğinden yoksun olması.

Saltanatının 46. yılında, 72 yaşında Viyana seferine çıkıyor. 

Yolda Zigetvar’da eceliyle vefat ediyor. Nurlar içinde yatsın.

Tek tesellimiz, Reyiz’de fütuhat merakı yok. Memleketin taşı toprağı, ormanı, arsası ve fabrika arazileri ile yetiniyor.

Peygamber ocağı ordumuzu, çok sık tehlikeye atmıyor. Fütuhat yerine, ülkelerin havaalanı bekçiliği ile yetiniyor mesela.

Bir tesellimiz daha var: TurkoVac gibi bir uzun ömür aşısı bulunmazsa “saltanatı” 46 yıl sürmeyecek. 

Yani inşallah sürmez.

*

Fuzuli rüşvetten şikâyet etmenin fuzuli olduğunu bile bile içini dökmüş. 

Zira Osmanlı’da rüşvet, Reis Sedat Peker’in anlattığı gibi selam vermek kadar yaygın. 

Fuzuli’yle başladık, onunla devam: 

Söylesem tesiri yok. Sussam gönül razı değil!

Osmanlı’nın devamıyız!” dediği için bu iktidarın samimiyetine selam durmak, saygı duymak gerek. 

Ankara Hukuk Profesörü Ahmet Mumcu’nun “Osmanlı’da Rüşvet” konusunda tuğla kalınlığında kitabı var.

Osmanlı Devleti’nde bürokrasinin bütün kollarında ve en önemli toplumsal işlevi olan yargıda bile rüşvetin çok yaygın olduğunu anlatıyor. 

Profesör Mumcu’nun (Doğumu 1937) nihai saptaması şu:

“Tarihsel mirasları zengin toplumlarda, özellikle çürüme, bozulma zamanlarında rüşvet suçları son derece artıyor. Bundan dolayı günümüzde rüşveti bir ölçüde de olsa önleyebilmek için tarihsel gelişimi çarpıcı noktalarıyla bilmek gerekir.”

*

Ortalıkta yüzlerce rüşvet “itiraf-ifşa-ikrar ve iddiası” dolaşıyor.

Saray’ın ve iltisaklı kadroların keşke Mumcu’nun kitabını okusalar ve “adli rüşvet” bölümünü Reyiz’e aktarsalar günahları belki hafifler.

*

Dün de “Bu, bir İstanbul’u kurtarma projesidir” dedi. Oysa Reyiz’i kurtarma projesi olduğunu dünya âlem biliyor. 

*

Fuzuli’nin “şikâyet”i kadar ünlü bir mısrası daha var:

Söylesem tesiri yok. Sussam gönül razı değil!

*

Bu Erdoğan ne yapmak istiyor? Gidişatın sonu nereye?” 

Yatıyoruz, kalkıyoruz aynı soru. 

Binlerce, profesörümüz, bilim insanımız, kıdemli siyasetçimiz var. 

Bir çıkış yolu bulmalı ve uygulamalıyız.

Bendeniz bir de “ödlek değilsen çık karşıma yöntemi”nin denenmesini düşünüyorum. 

Bu yöntem, gözü kara iki sürücünün dar bir köprüde araçlarını birbirlerinin üzerine son hızla sürmeleridir.

Kafa kafaya çırpışmayı göze alan değil ödlek olan kazanıyor. 

Oyunun şartı, en baştan iki tarafın da çok cesur olduklarına birbirine inandırmaları. 

Bu oyunda esas olan, korku ve gerilimi tırmandırmak. Reyiz bu işi fazlasıyla denedi. Deniyor. Sıra Kemal Bey’in öfke sanatını konuşturmasında. Milletvekili iken kendisine “konuşma notları” hazırlardım. 

Üslup Reyiz’den gayret CHP liderinden, inayet ise Yüce Yaradan’dan!.. 

Ya Allah bismillah!..

*

Ey Tayyip...

Ey adından başka, hiçbir ak yeri kalmayan partinin gözü kara, yönü - yöntemi kara lideri... Bu milletin yüzde 99’u, Elhamdülillah Müslüman. Ama sen, yeni nüfus kâğıtlarından din hanesini bile sildirdin. 

‘Zina’yı suç sayan maddeyi TCK’den çıkardın. Haşa Kuranıkerim’den de kaldırsan ya!! Yaa bu nasıl şey ya? Allah’ın yasakladığı şeyi sen nasıl serbest bırakırsın ya!? 

Bu milletin, bu ümmetin kimliğinden İslamiyeti silebilirsin. Ama kalbinden asla ve kat’a silemezsin. Çarpılırsın, zaten çarpılacaksın da.

Laikliği ezdin yok ettin! İslamiyetin de suyunu çıkardın. ‘Yolsuzluk hırsızlık değildir!’ diyen dandik ulemaları yemledin. Bu neyin nesidir, neyin şeysi? Ha söyle!” (10.09.2017)

*

Yazsam tesiri yok, yazmasam gönül razı değil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gerçeğin demine Hu 28 Nisan 2024
Erdoğannâme... 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları