İşte Paşam İstanbul!

31 Ocak 2012 Salı

Haydarpaşa yarın kapatılıyor! Kapatılan, Haydar Paşa olsa söyleyecek bir söz olamaz.

Paşadır, bir işe bulaşmıştır; demek ki hak etmiş!” falan denebilir.

Hem, Darbecileri kazığa oturtalım!diyen

Haybecilerin iktidar palyaçolarının ortalığı sardığı

bir ülkede paşaların kapatılması çok doğal...

Ama bu kez kapatılan farklı bir paşa!

Padişahlar döneminin...

Övündüğümüz tarihimizin anıtsal bir parçası...

Günde on binlerce insana hizmet veren...

Anadoluyu İstanbula İstanbulu

Anadoluya bağlayan ülkenin en anıtsal tren istasyonu...

Öteki paşalar için hadi tamam diyelim...

Ama Haydarpaşa ile dertleri ne?

Yanıt çok açık!

Oturduğu arazi 1.5 milyon metrekare...

Üstelik deniz kıyısı...

Dünyanın en nadide manza-rasına sahip...

Yani santimetresi para...

Tarihimizle övünen iktidar basınından ise

çıt çıkmıyor...

Lay lom basını ise bir dönemin ünlüsü

Haydar Paşanın Gelinine gösterdiği ilginin milimini bile esirgiyor.

1.5 milyon metrekareden ileride reklam hissesi çıkar falan diye herhale...

Abdi İpekçi’ye Ağlayan Mumcu..

 

Abdi İpekçi yarın Zincirlikuyuda 11.00de kabri başında anılacak.

TGCde saat 14te de arkadaşları (Nail Güreli, Orhan Erinç, Orhan Birgit, Altan Öymen) bir panelde bir araya gelecek.

19 yıl önce evinin önünde aracında öldürülen Uğur Mumcunun, kendisinden önce 1979da yine \tevinin önünde aynı kanlı kaderi paylaşan Abdi İpekçi için ertesi gün yazdıklarına baktık:

Daha geçen cumartesi İstanbulda bir açık oturumda, beraberce, düşünce özgürlüğünden

söz ediyor, vergi adaletsizliğinden örnekler veriyorduk.() Ey okuyucular, İpekçiyi her gün okuyan okuyucular.

(…) gözyaşlarımızı gözyaşlarınızla birleştirin... (...) O uygar gazeteci, o en yetkin gazete yöneticisi

kanlı kefenler içinde ilerici Türk basınının namusunu simgeliyor şimdi. (2 Şubat 1979- Cumhuriyet).

Türk basınının namusunu simgeleyen o kadar çok yazar, gazeteci öldü ve öldürüldü ki...

Bugün, geride Türk basınının namusunu simgeleyecek fazla gazeteci kalmamasının bir nedeni de bu...

Tedbiren yakalama-ma

Hakkında yakalama emribulunan 700 bin

(Evet yedi yüz bin!) kanun kaçağı varmış.

Bu geçen yılki son resmi rakam.

Halen 120 bini aşan tutuklu ve hükümlünün yattığı cezaevlerinin kapasitesi ise 75 bin.

Bir yatakta iki kişi yatıyor veya nöbetleşe uyuyabiliyor...

Koğuşlar karlı havada durakları es geçen belediye otobüsleri gibi...

Bir de aranan o, 700 bin sanığınhepsi yakalansa...

Çok şükür kahraman polisimiz - jandarmamız çok anlayışlı ve tedbirli davranıyor da...

Silivriliklerdışında kimseyi yakalamıyor!

No problem... yes minit!

9. Cumhurbaşkanı-mız ne demişti?

Meşruiyet içinde çare tükenmez!

AKP iktidarı da pek meşru ve ak sayılmasa da çare üretip duruyor...

Üniversite kuruyor, ama yurt açmıyor...

Çareyi ise öğrenciyi faili meçhul yurt yönetimlerine yönlendirmekte buluyor...

Tutuklama emri çıkartıyor...

Ama yakalamıyor.

Avrupanın en büyük adalet sarayını yaptı ya...

Her salonuna malum levhayı astı ya...

Ötesi no problem!

Tıpkı.. van minitgibi..

Daha da Davosa gelmem!deyip...

İlk Davos toplantısına hem Başbakan Yardımcısını hem de iki bakanını birden göndermesi gibi...

Durmak yok, yolmaya devam

Dolar 1.90a çıktı diye mazota benzine 10 kuruş zam yapıldı.

Dolar 1.80in altına indi...

Ama 15 gündür hâlâ zamlı akaryakıt kullanıyoruz...

Akaryakıta 2005 yılından beri Serbest Fiyatlandırma Sistemi uygulanıyor.

Bu iktidara özel sistem akaryakıtçıları haksız kazanca boğarken tüketiciyi de yolmaya devam ediyor.

Tam gaz!

Yeniden yapılandırma sırası...

Eşeğin aklına karpuz kabuğu getirilmez!derler...

Yine de karpuz mevsimine daha çok var, diyelim...

Naçizane arz edelim:

30 Ağustosu yeniden yapılandırma...

29 Ekimi erteleyerek güncelleme...

19 Mayısı stadyumlardan dışarı çıkarma...

Derken...

Sıra...

İstiklal Marşındadır!

Zaten, kimi sözde sivil kuruluşlar ve başta TBMMdeki malum partimizin örgüt toplantılarında, ne ay yıldızlı bayrak görüyoruz ne de İstiklal Marşı duyuyoruz.

Bu konuda Avrupadan da inceden destek gördükleri ise...

Görme ve duyma engelli yurttaşlarımızın bile malumudur...

AB yetkilileri yeri geldikçe yineleyip duruyor...

Devletinizin resmi simgelerindeki ırkçı söylemleri ayıklayın...

İstiklal Marşı en resmi simgemiz ve söylemimiz!

Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak...

Diye başlayan...

Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet bu celal...”

Diye devam eden marşımıza da el atılacağı gün yakındır!

Türklük”, “kahramanlık” “ordu gibi AB normlarına aykırı unsurlar

zaten AKP normlarına da pek uygun kaçmıyor...

Bu tür söylemler ayıklanırsa...

Yeni Anayasa Paketinde, vallahili yemin gibi yeni öğelere de yer açılmış olacaktır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Billboard’un sırrı 19 Mayıs 2024
Atatürk ve ana sözü 12 Mayıs 2024
5’in 5’i yoktur eşi 5 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları