O. Ekşi - A. Öymen ile 40’lanmak

29 Kasım 2013 Cuma

‘Kanun Fabrikası mı?’ ile ‘...Ve İhtilal’ arasında

Çetin Altan’ın sözüdür:
- Babıâli koca bir konak. Bazen bodrumda bazen koridorlarında dolaşır durursun. Arada da dışarıda bulursun kendini. Ama içerideysen mutlaka yola senden önce veya birlikte çıktıklarınla karşılaşabilirsin.
Konağa adım atalı 40 yıl oldu. (1 Kasım 1973) Yani bu ay çıktığında bendeniz de 40’tan çıkmış oluyorum.

***

Bir rastlantı heyecanlandırdı. Hayat zaten rastlantı. Cumhuriyet’teki masamda iki kitap buldum.
- Oktay Ekşi: “Parlamento mu Kanun Fabrikası mı?”
- Altan Öymen: “...Ve ihtilal”

***

40. yılın tokmağını kafama indiren bu iki kitap oldu. Bu iki kitabın heyecanıyla bu satırları yazmaya yöneldim.
Meslek ve hayat yazgımı bu iki kitabın iki yazarı belirledi ama ölçüleri, ölçütleri nedense birbirini tutmamıştı.
Oysa, ikisi de aynı kuşağın, aynı siyasal çizginin insanıydı.
İkisi de fırtınalara, hapisliklere rağmen, kalemlerinin ve kelamlarının gücü ile 60 yıldan beri sağ salim hâlâ göz önünde ve hâlâ gündemdeydi.
Onlarla yaşıt ve eşit durumda ne gazetecilikte ne de siyasette sağ cenahtan zikre değer pek kimse yok.
Ölüm Uğursuzluk Getirdi
Hikâyem İsmet Paşa’nın öldüğü tarih olan 25 Aralık 1973 gününün ertesi günü Hürriyet Ankara Bürosu’nda başladı. Cumhuriyet Ankara Bürosu’nda ve Satır Arası’nda sürüyor. Gazetecilik aklımdan geçen bir meslek değildi. Eğitimini almamıştım. Debdebeli 1968-1972 yıllarında, ODTÜ ile birlikte toprakları “Kurtarılmış Vatan” ilan edilen Mülkiye’de okumuştım.
Arkadaşlardan kiminin gözü halk devriminde, kiminin de yüksekçe bir memuriyet, diplomatlık veya kaymakamlıktaydı. Ama 12 Mart 1971 darbesi hiçbirine olanak vermedi. Okulun dekanı Profesör Mümtaz Soysal dahil birçok hocası ve öğrencisi gibi apar topar içeri alınmış ve askeri yönetimce “sakıncalı” sayılmıştık.
Ankara Hürriyet’te Oktay Ekşi’nin yanında mesleğe başladım. Ama 2 ay olmadan masamda bulduğum bir mektup, hayallerimi üzerine tuz serpilmiş sümüklü böceğe çevirdi:
“Kardeşim Ahmet Tan, Seni iki aydır izledim. Gazetecilik yapabileciğine dair bir kanaat bende oluşmadı. Hayat yolunda başarılar. Sevgiyle - Oktay Ekşi”
Cebimde işe yaramaz sözde anlı şanlı Mülkiye’nin diploması. Elimde, hayat yolunda başarı dileyen “Ekşi” mektup!.. Askere almıyorlar, devlet iş vermiyor. Yurtdışına çıkıp çalışmak ve doktora niyeti savcılığa takılıyor.
Tayyip Bey, Emine Hanım veya Arınç da henüz ortada olmadığı için aleni gözyaşı dökmenin faziletlerinden de habersizsin.
“Mülkiye Abisi” Özgen Acar, “Bu işin mektebi Rüzgârlı” diye yanıma geldi. CHP’nin yayın organı diye bilinen “Barış’a torpil yapayım mı!” dedi. Barış’ta başladım. Birçok özel haber yazdım. Bu haberler Altan Öymen’in yönettiği Anka Ajansı’ndan Yalçın Küçük’ün dikkatini çekmiş. Sevgi Soysal , Uğur Mumcu, Örsan Öymen, Teoman Erel gibi isimlerin çalıştığı ANKA’ya transfer oldum.
Altan Bey bir süre sonra kulağıma eğildi: “Senin Kuvvei kalemin muhkem görünüyor. İsmail Cem’in çıkardığı Politika gazetesine seni tavsiye ettim. Orada da yazacaksın!”
Ücreti git müessese müdürümüz Eşref Erdem’le konuş.
İsmail Cem’in Türkiye’nin Le Monde’u diye çıkarttığı ve başyazı yazdığı Politika’da köşe yazarı olmuştum. Bu arada ANKA adına Hürriyet Ankara için röportajlar yapıyordum. Bir süre sonra Uğur Mumcu önce kadrosunu sonra da beni Cumhuriyet’e aldırdı.
Altan Öymen de zaten milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili olmuştu. Ama ben yıllarca yazdığım her haberi, röportajı ve köşe yazısını Oktay Bey’e attığım bir gol gibi gördüm. 40’tan çıkmam onuruna bunu şimdi ancak açıklıyorum!

***

AKP kazasına uğrasa da ustalığı tartışmasız. “Oktay Ekşi- Parlamento mu, Kanun Fabrikası mı” diyor. Hiçbir milletvekilinin medeni ve siyasi cesaret ve gayret gösterip yazamadığı kapsam ve içerikteki bu kitabıyla bu soruyu ve yanıtı ortaya koyuyor. Fabrikatör şu anda Tayyip Erdoğan. O ne imal etmek isterse fabrika onu imal ediyor ama Oktay Bey’e göre bunun nedeni çarpık, eksik, kopuk TBMM İçtüzüğü!!
Altan Öymen- “...Ve İhtilal” de daha önceki çizgide, kendisi ailesi ile ülke ve dünya ölçeğinde su gibi akan bir belgesel ortaya koyuyor.
Yakın tarihi bir film heyecanı ile gözden geçirmek isteyenlere müthiş bir olanak sunuyor.

***

Meslekte gazetecinin yazgısını usta gazeteciler belirlerdi.
Şimdi ise buna malum usta karar veriyor!!
Benim özel sorum ve sorunuma “kırktan çıkmam” nedeniyle gelince... “Sende gazetecilik kumaşı yok!” diyen Oktay Ekşi mi haklı yoksa “Senin kuvvei kalemin iyi” diyen Altan Öymen mi?
Onları buluşturacağım. Anlaşamazlarsa aralarında 3 el tavla atmalarını önereceğim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gerçeğin demine Hu 28 Nisan 2024
Erdoğannâme... 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları