Süreç Üzerine ODTÜ'den Teknik Notlar

15 Ocak 2013 Salı

“Şiddet de bir teknik. Sonuç almayı ve ihtiyaç gidermeyi hedef alıyor. Sonucun ne olduğu açık: Korkutmak- sindirmek...” Hükmetmek (veya hükümet etmek?!)
Şiddetin bir nedeni de tatmin! (Madem öyle - işte böyle!)

\n

***

\n

Bu tekniğe karşı bugüne dek geliştirilmiş bir tek “karşı teknik” var: “Şiddetsiz veya yürekten iletişim.”
İnsanın doğuşunda var olan
“özü” harekete geçirmeyi hedef alıyor.
Mayına, Kalaşnikof’a, tabancaya, baltaya, bıçağa karşı
“insani özün” esamisi ne kadar okunur? Okunur. Okunmalı. Okunacak...
“Yürekten iletişim” tekniğini bulup uygulayanlar bunu savunuyor.
Bu alanda çalışan
“uluslararası şiddetsiz iletişim merkezleri” var.
O merkezlerden birinden, Budapeşte’den bir yetkili uzman Ankara’ya geldi (
Eva Rambala). Geçen günlerde “şiddete maruz kalan” ODTÜ’de iki gün boyunca bir uygulamalı dersler verdi.
“Şiddetsiz iletişim”in hedefi fikirleri değil duyguları biçimlendirmek.
Bunu karşılıklı ihtiyaçları gözeterek, dengeleyerek gerçekleştirmek.
Ana eksen insanlar arası şiddetin azaltılması ama katılımcıların aklının bir ucunda hep
“devlet” ve “örgüt” vardı.
Ve
“İmralı”daki “iletişim”! İmralı’daki iletişime dışarının gölgesi düştü. Düşmemesi sürpriz olurdu.
Paris’te üç PKK’li kadının öldürülmesi
“sürece bağlanan umutları söndürmeyi” hedef alıyor. Hedef “duygular.”
Çünkü PKK ve/veya arkasındaki güç/güçler de “
fikirleri” değil “duyguları”. hedef alıyor. (Çünkü teslimiyet fikren değil zihnen ve hissen gerçekleşiyor.)

\n

Hedef Duygular

\n

“Yürekten iletişim”in de hedefinde “fikirleri” değil, “duyguları” değiştirmek var.
Süreç değiştirilmesi gerekmeyen
“ortak bir duygu” ile başlatıldı gibi.
Bu duygu
“analar ağlamasın!” duygusu.
Bu dileği -duyguyu- iki taraf da yürekten benimserse süreç başarıya ulaşabilecek.
İnsanı insan yapan
“fikirler” değil “duygular”.
İletişime anlam, derinlik, süreklilik kazandıran yüreğin diline ancak ve ancak şiddetsiz iletişimle girilebiliyor. Yürekler, gönüller arasında bağ kurulmasıyla... Yaralar iyileşiyor, kişisel, kurumsal ve mesleki ilişkilerimiz güçlenebiliyor.
Uluslararası barış elçisi, arabulucu ve Şiddetsiz İletişim Merkezi kurucusu Dr.
Marshall Rosenberg, savaştan yara almış bölgeler de dahil dünyanın dört bir yanında şiddetsiz iletişim öğretiyor.
Türkiye’de bu iletişime öncülük edenler var.
ODTÜ’de Profesör
İnci Gökmen, hukukçu Hale Meriç Karabekir İstanbul’da bu konunun bir tür “savaşçısı”.

\n

Dört Boğumlu Yürek

\n

Şiddetsiz iletişim bir modelden öte pratik bir uygulamalar zinciri.
Sabırla, yorulmadan, karşı tarafın ihtiyaçlarının ne olduğunu dinlemeyi anlamayı gerektiriyor. Bir tür
“iğne ile kuyu yazma” süreci.
l Bir tarafın ötekine ihtiyaç ve duygularını eleştiri, suçlama, tehdit iması olmadan ifade etmesi şart.
l Ötekinin de diğerinin ne istediğini sitem, eleştiri veya bir başka baskı olmadan empati ile dinlemesi gerekiyor...
Bu süreçte 4 unsur çok önemli:
Gözlem - Olup biteni önce yorum ve yargı katmadan nesnel olarak tanımlamak. (Ne görüyorum?)
Duygular - Gözlemlere göre tetiklenen duyguları suçlama getirmeden söylemek. (Ne hissediyorum?)
İhtiyaçlar- Duyguların kaynağı olan ve karşılanmayan ihtiyaçları dile getirmek.
İstekler - İhtiyaçların karşılanması için kabul edilebilir açık bir istek formülü göstermek.
Bu süreçlerin tamamlanması tıkanmış her tür ilişkiyi çözebilecek, kopmuş ilişkileri birbirine bağlayabilecek bir yol haritası sunuyor.
ODTÜ seminerlerinde ana, baba, çocuk ilişkisinden işçi-işveren ilişkilerine, karı koca çatışmalarına da dek örnek olaylar değerlendirildi.
Barışın, huzurun dilinin “
yürekten iletişim” ile sağlanabileceği ortak bir inanca dönüştü.
Özel yetkili başmüzakereci Sayın
Hakan Fidan ile PKK önderi ve başmüzakereci (bir dönemin milli bebek katili) Sayın Abdullah Öcalan bu 4 aşamanın hangi basamağında?
Tarafların
“gözlem” ve “duyguları” belli.
En zorlu aşama
“İHTİYAÇLAR”.
“Analar ağlamasın!” ortak duygu ama ortak “ihtiyaç” değil. PKK’nin ihtiyacı ne? Bilen yok çünkü “Kürt sorunu” denen şeyin tarifini yapan tek Allah’ın kulu yok.
Anadilinde eğitimden özerk bölgeye uzayan bir sürü istek telaffuz ediliyor. (Şimdilik bağımsız devletten vazgeçildiği, Öcalan adına duyuruldu!)
En önemli aşama
“ihtiyaçlar”.
TC’nin ihtiyaçlarını
Tayyip Bey belli ki tek başına belirleyecek!
Bu yöntem ise
“ihtiyaçlar” açıklanmadan İSTEKLERE yani 4. aşamaya geçilmesine izin vermiyor ama Tayyip Bey geçti bile.
Nijer cumhurbaşkanının hediyesi devenin ilhamıyla mı nedir birdenbire son aşamaya atlandı?
Sahi...
“Silahları bırakıp başka ülkelere gitsinler!” teklifi neyin nesi? Ya Sayın PKK, Sayın Apo bu öneriye evet der mi? Bilemiyoruz. ODTÜ’deki seminerden aldığımız izlenime göre Fidan Bey ile Öcalan “yürekten iletişim” kurarsa giderler.

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

5’in 5’i yoktur eşi 5 Mayıs 2024
Gerçeğin demine Hu 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları