TÜİK Dahil Edilmezse Süreç Çıkmazda

28 Haziran 2013 Cuma

İdam sehpasında Temel’e son sözlerini sormuşlar:
“Bu da bana bir ders olsun!” demiş.

\n

***

\n

“Barış süreci” de ülkemiz için hayat memat meselesi.
Ancak bu süreçte, iktidarın büyük bir hata yaptığı ortaya çıktı!
Tayyip Bey de hemşerisi Temel gibi, “Bu da bana bir ders olsun!” diyecek mi?

\n

Ya pasifistler?

\n

En hayati adım “PKK’nin silahlarıyla sınır dışına çekilmesiydi!..”
Ve onlara artık terörist değil, “aktivist” denilmesiydi.
Bu da çok makul bir istekti.
Sürecin selameti, barış dilini zorunlu kılıyor.
Gerçi, Erdoğan dilini pek tutamıyor.
Arada
“terörist” falan diyor.
Ama Allah’ı var, yine de bir kez olsun ağzından
“bebek katili” lafı çıkmıyor!
PKK dünyanın en kıdemli, en deneyimli, dolayısıyla en olgun örgütlerinden.
Tayyip Bey’i mazur görüyor.
Ağzından kaçan sözleri, onun
“öfke odaklı belagat aşkı”na veriyorlar.
Ve kemali ciddiyetle ülkeyi terk etmeyi sürdürüyorlar.
Bu arada
Hasan Abimizi de aralarına alarak halkımıza terk görselleri sunuyorlar.

\n

***

\n

İmralı’nın sözü

\n

Sürecin, “start alması” için iktidarın şartı açık:
“Silahlarıyla ülkeden çekilmek!”
Ama İmralı’nın koşulu belli değil.
“Çekilme” süreci sayıya ve süreye dayalı bir tutanağa da bağlanmış değil.
Dağlara turnike konulması da söz konusu edilmemiş.
PKK’lilerin sırt çantalarına ve silahlarına GPRS cihazı takmak da akıl edilmediği için, çıkış trafiğinin sayısal olarak saptanması mümkün olamıyor.
Bu arada, İmralı’nın PKK’lilere
“aktivist denilmeli” şartının, aslında “pasifist”lerin varlığına da vurgu olduğu hususu ise gözlerden kaçıyor.
Sürecin püf noktası olarak, iktidar tam 7 ayrı akil insanlar heyeti oluşturuyor.
Akiller, yurdun dört bir yanına dağılıyor.
Nihayet görevlerini bitirip, önceki gün ‘huzur’a alınıyorlar.
Ve bu noktada ortaya çıkıyor ki...
Başbakan’ı meğer, Gezi’nin çapulcuları değil, asıl PKK’li
“aktivistler” üzüyormuş.
Uzun süredir gizlediği
“sırrını” akiller ile paylaşıyor:
“PKK’nin sadece yüzde 15’i çekildi!”

\n

***

\n

Yüzyılın duası

\n

Başbakan’ın işi zor.
Ama üzüntüsü boşuna.
Çünkü ülkenin de demokrasinin de nasıl olsa tüm ipleri elinde.
PKK’ye
“vaat ettiği hakların” sadece yüzde 15’ini verir, olur biter.
Cumhuriyet tarihinin en anlamlı duası
M. Akif Ersoy’undur:
“Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!”
Ama aynı M. Akif bugün yaşasaydı...
Bu kez
“Allah bu millete, yeni barış süreci yaşatmasın!” diye dua etmezdi.
“Eskisine devam!” derdi!
Ve eklerdi:
“Süreç için bazı tedbirler şart. Madem memlekete giriş çıkış istatistiklerini TÜİK tutuyor. Dağlarda, sınır geçişlerinde PKK’li raportörlerin de yer alacağı TÜİK büroları ihdas edin. Yoksa, ülkeyi sadece yüzde 15 terk etti beyanları havada kalır. Hem de süreç de çıkmaza girer!”

\n

Herru mu merru mu?

\n

Başbakan, akil insanlarımıza “Sadece yüzde 15’i terk etti!” sırrını açıkladı.
Acaba neden kamuoyuna değil de, onlara?
Yazılacak raporlarda ölçüyü
“Öcalan’a affa kadar geniş tutmasınlar” diye mi?
Akiller arasında herhalde
“Bu rakamı nasıl buldunuz?”, “Yüzde 15’in küsuru yok mu” türünden sorular çıkmıştır.
Sormadılarsa, onlardaki akıl kadı kızında olur.
İstatistik için bilinen en yaygın (ve arsız) tanım şu:
“İstatistik, bikiniye benzer, ortaya koyduğundan çok, gizlediği çok daha heyecan verir!”
Başbakan yüzde 15’i ortaya koydu.
Ya koymadığı yüzde 85?
Başbakan acaba haklı olarak bu yüzde 85 yüzünden mi heyecanlanıyor ve yüzde 85’in varlığına mı dikkat çekiyor.
Son söz Amerikalı yazar
John Rothchild’in:
“İstatistikler, işkence gören mahkûmlara benzer. Bir yerden uygun biçimde bükerseniz, her şeyi itiraf ettirebilirsiniz!”
Tayyip Bey, bereket versin, ülkeyi terk eden PKK’li istatistiklerini vermekle yetindi.
Çok şükür, Dolmabahçe Camii’nde içki içenlerle, uygunsuz hareket edenlerle veya başı örtülü bir hanım yurttaşımızın 70-100 kişilik maskeli kalabalık tarafından dövülüp üstüne çiş yapılmasıyla ilgili bir istatistik açıklamadı.
Başbakan için uzlaşmaz falan diyen ayıp ediyor.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gerçeğin demine Hu 28 Nisan 2024
Erdoğannâme... 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları