CHP bunu hep yapıyor

16 Haziran 2023 Cuma

CHP’de büyük düş kırıklığı ve moral bozukluğuna neden olan son seçimlerden sonra, gündeme gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifası konusuyla ilgili iki yazıda, olayın çok daha derin bir incelemeyi, kasım ayındaki olağan kurultayda enine boyuna ele alınıp partinin tepeden tırnağa yeniden yapılanmasının yaşama geçirilmesine gerek duyduğunu yazmış ve Cumhuriyetin kazanımlarının büyük saldırı altına girdiği bir dönemde oy oranı olarak yüzde 25 bandına sıkışmış olan CHP’nin, dinbazların demokrasinin kurumlarını teker teker ele geçirmeye başladığı sırada, yorgun devrimci ve mahcup laiklerinin daha dindar görünme kaygısıyla yeterli tepkiyi göstermediklerinden yakındıktan sonra belirtmiştik:

Ne yazık ki CHP bunu hep yapıyor.

Gerçekten de CHP’nin eski alışkanlığıdır kritik dönüm noktalarında daha dindar görünme illetine yakalanması. Nitekim Amerikan emperyalizmi ile işbirlikçisi toprak ağalarının çok partili etiketli gerici rejimine geçişte de CHP çare olarak daha dindar görünmeyi seçmişti.

CHP, tek sesli çok enstrümanlı müziğe benzeyen çok partili rejime geçerken ne gibi bir yol tutacağını 9 Kasım 1947’de başlayan ve 19 gün süren ünlü 1947 kurultayında ele almıştı.

***

Bu nehir kurultayda CHP tutucu kanadının Hamdullah Suphi Tarnıöver gibi önde gelenlerinin etkisiyle parti içinde daha dindar görünme politikasının önem kazandığı görüldü.

Toprak ağalarının uzantılarıyla çok partili yaşama geçişle birlikte ABD’nin telkinleriyle ilkokulda seçmeli din derslerinin konulması, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yeni oluşumların meydana gelmesi, (en önemlisi Milli Eğitim Bakanlığı’na Hasan Âli Yücel’in yerine tutucu Reşat Şemsettin Sirer’in getirilmesidir) gibi gelişmeler hükümetin başına ilahiyatçı Şemsettin Günaltay’ın başbakanlığa getirilmesi gibi hamlelerle desteklendi.

1947 kurultayında beliren daha dindar görünme politikası parti içinde bazı tepkilere de neden oldu. Durum Genel Başkan İnönü’ye intikal etti ve orta yolcu bir politika uygulanması kararı verildi. Ama orta yol izlenmesi tepkileri engellemedi ve Behçet Kemal Çağlar, kurultayda saptanan politik çizgiyi onaylamadığı için, CHP’den ve de milletvekilliğinden istifa etti.

Amerikan emperyalizmiyle el ele vermiş olan toprak ağalarının siyasal örgütü Demokrat Parti, irticai çizgisini netleştirmek için fazla beklemeye gerek görmedi. 

DP’nin iktidara geldiği 14 Mayıs’ın üzerinden daha iki ay bile geçmeden yeni Meclis’in çıkardığı ilk yasalardan biri ezanın Türkçe okunmasına son veren yasadır. İlginçtir, 1932’de yürürlüğe giren uygulama, ezanın Arapça okunması yasağını getirmeyip, Türkçe okunması zorunluluğuna gittiği için bu yasa da TCK’nin 526. maddesinin değiştirilmesi hakkındaydı ve ezanın Türkçe okunması zorunluluğunu kaldırıyordu. 

DP irticanın yollarında dört nala at koşturmaya başlarken CHP henüz mahcup laikliğinin doğurduğu kafa karışıklığının üstesinden gelebilmiş değildi. Türkçe ezan konusunda da ikircikli tutum sürüyordu. CHP’liler 1947 kurultayında aldıkları daha dindar görünme stratejisi gereği nasıl davranacaklardı?

Meclis oturumunda yasa önerisi hakkında CHP adına söz alan Cemal Reşit Eyüpoğlu’nun önerinin aleyhine konuşacağını söyleyen başkanlık divanına CHP sıralarından itirazlar yükselir. “Aleyhinde değil efendim”. Başkanlık divanı düzeltir “Pardon lehinde...” CHP sıralarından yine itirazlar yükselir: “Lehinde de değil, hakkında konuşacak efendim.”

Biraz daha dindar görünmek konusundaki kafa karışıklığı o gün CHP’yi gülünç duruma düşürüyordu.

CHP bunu hep yapıyor. Son seçim kampanyası sırasında aynı konuda aynı kafa karışıklığına yeniden rastlandı. Şimdi, büyük mücadelelerden sonra kaybedilen seçimin ardından Kemal Bey’in istifasıyla uğraşacak yerde, yeniden zuhur etmiş kafa karışıklığını gidermeye çalışmak daha doğru olmaz mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları