Fransa'da İnanç Özgürlüğü Yok mu?

05 Mart 2013 Salı

PARİS - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağın açıklamaları üzerine türban tartışması hukukçuları endişelendirirken Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun, topladığı imzalarla birlikte türban yasakçılarına hapis cezası getirilmesi konusundaki girişimi konuyu yeni boyutlara taşıdı.

\n

Bildiğiniz gibi Fransada da türban konusunda yasaklar var.

\n

2003 yılında, aralarında bir de Türkün (El Ele Derneğinin Başkanı Jale Petek) bulunduğu siyaset bilimci, sosyolog, felsefeci, teolog ve Müslüman ulema ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan 22 kişilik Stasi Komisyonunun 2003 yılında hazırladığı Laiklik Raporuna dayanarak 11 Şubat 2004te Fransız Millet Meclisinde 36ya karşı 434 oyla kabul edilen yasaya göre, okullarda haç, türban, kipa gibi dinsel simgelerin açık şekilde teşhiri yasaklanmış bulunmaktadır.

\n

Yasanın içeriğine girmeden önce, Stasi Komisyonunun yapısı üzerinde biraz duralım.

\n

Demokrasilerde, yasaların hazırlanması sırasında ilgililerin görüşlerinin alınması ve katılımı da sağlanır. Bu defa da öyle yapılmış; uzmanların arasına ilgili olarak İslam cemaatinin temsilcileri de katılmıştır. Bu da doğaldır. Doğal olmayan, yasaların hazırlanmasında fetva yoluna başvurulmasıdır.

\n

***

\n

Yasanın içeriğine gelince: Laiklikle ilgili yasa herhangi bir ayrım yapmadan, kamu alanından dinsel simgelerin teşhirini engellemekteydi.

\n

Bu yönde kamuda dinsel simgelerin teşhirinin yasaklanmasının AİHSnin 9, 10 ve 11. maddelerine aykırı olmadığı yolunda AİHMnin de kararları vardır.

\n

Zaten, bireylerin özgürlüklerini güvenceye almak üzere, demokrasilerde devletlerin, o özgürlüğün alanını temizlemeleri de doğaldır. Kamu alanında dinsel simge teşhirinin yasaklanması da bu çerçeve içinde ele alınır.

\n

Bu gerçeği böylece vurguladıktan sonra belirtmeliyim ki sorun ilk bakışta göründüğünden daha naziktir.

\n

Türkiyede türban uygulaması, toplumsal sorunlara neden olmuş, kimileri kendilerini mağdur görmüşlerdir.

\n

Buradaki gerçek payını göz ardı etmek mümkün değildir.

\n

Ama aynı zamanda kamu alanında dinsel simge teşhirinin de, inanç özgürlüğü açısından taşıdığı sakıncayı da görmemek mümkün değildir.

\n

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlunin atıf yaptığı, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları bu gerekçeden hareket etmektedirler.

\n

***

\n

Türkiyede kimi çevreler konuyu türbana özgürlük başlığı altında irdelerken işin türbansızlığa özgürlük yanını tümüyle görmezden geldikleri bir gerçektir.

\n

Bugün türban tartışması, türbana özgürlükten çıkıp türbansıza özgürlüğe dönüşmüştür.

\n

Çünkü baskı türban karşıtlarının üstünde yoğunlaşmıştır.

\n

O kadar ki İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin Rennan Pekünlü davasında verdiği hapis cezası kararında da görüldüğü gibi ortada herhangi bir türbanı engelleme olmadığı halde, yaptırım uygulanması yoluna gidilebilmektedir.

\n

Önümüzdeki günlerde, artık türbansız gezebilme özgürlüğüne sahip olmanın mücadelesi verilecektir.

\n

Bu mücadelenin mahalle baskısıyla kol kola girmiş, şeriatçı iktidara karşı verilmek durumunda olduğu, asıl tehdidin türbansızlar üstünde yoğunlaştığı açıktır.

\n

Fransadaki Laiklik Yasasının yaptırımının amacı, türbanlıyla türbansızın, bir arada yan yana özgürce yaşamasını sağlamaktır.

\n

Bunu sağlamanın yolu olarak kamu alanında dinsel simge yasağı kabul edilmiştir.

\n

Totalitarizmin, ileri demokrasi olarak adlandırıldığı Türkiyede ise dinsel baskı inanç özgürlüğü olarak sunulmaktadır.

\n

Dileyen, Türkiyede inanç ve düşünce özgürlüğü olduğunu, Fransada ise olmadığını savunmakta, dileyen de buna inanmakta özgürdür. Ama bunu gülünç olmadan yapmak mümkün mü? İşte o ayrı bir konu.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları