Arif Kızılyalın

Yabancılaşmak

29 Kasım 2023 Çarşamba

Dünya Bankası bir rapor yayımladı geçenlerde. Konu göçmen sorunuydu. 37 milyonu sığınmacı kimliğinde 184 milyon kişinin göçmen statüsünde olduğuna dikkat çekildi 100 sayfalık çalışmada. Özellikle Asya merkezli iklim değişikliği ve savaş ortamı nedeniyle bu sayının önümüzdeki 25 yıl içinde milyarı bulabileceği vurgusu önemliydi. Zürih Enstitüsü’nün verileri de bu raporu doğruladı. İşin üzücü yanı, kimi geçici koruma belgesi, kimi ikamet izni, kimi güncel pasaport, kimi de kaçak olmak üzere 8 milyon -bilinen - yabancı yaşıyor Türkiye’de. Dünyadaki toplam göçmenin yüzde 4.3’ü. İBB Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökce bu konuya dikkat çekti, ayrıntılandırdı. Hatta Gökce’nin fazla iyimser düşündüğünü, bu sayının en az 10-12 milyon olduğunu söyleyebiliriz. İlerleyen yıllardaki demografik değişim riskini bir kenara bırakırsak ülkedeki barınma ve gıda fiyatlarındaki “vahşi artış”ın nedeni bu düzensiz konuklar. Özellikle de İstanbul lüks bir göçmen sığınma merkezi. Gazeteci Zafer Arapkirli’nin KRT’deki programında söylediği gibi Tünel’den Taksim meydana kadar yürüyün, Türkçe konuşana rastlayamazsınız. Bu kalabalığın büyük bölümünün otellerde kalmayıp ev tuttuğu gerçeği, İstanbul’daki astronomik kira fiyatlarının da gerekçesi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ev kirasını 2.500 TL’den 7.500 TL’ye çıkaran ev sahibine yaptığı sert uyarıyı keşke şu kaçak ve vize süresi biten yabancılar konusunu ağırdan alan İçişleri Bakanlığı’na yapsa! Keza bir tostu niçin 50 TL’ye yediğimiz sorusunun yanıtı bu yabancı popülasyonunda saklı.

Konunun ileride demografik açıdan yaratacağı tehlikeyi de şu örnekle özetleyelim:

Geçenlerde Berlin’de A Milli Futbol Takımı’mızla Almanya karşı karşıya geldi. Seremonide Alman milli marşı okunurken tribünlerin çoğunluğu bandoyu ıslıkladı. Çünkü stadyum 83 milyonluk Almanya’da yaşayan 3.5 milyon Türkün futbol meraklısı kesimi tarafından doldurulmuştu. Bu bağlamda yarın öbür gün Türkiye-Suriye milli maçında birileri İstiklal Marşı’nın ıslıklarsa başta MHP olmak üzere Saray’ın göçmen politikalarını destekleyenler sakın ola tepki göstermesin!

‘ÖZEL’ ÇIKIŞ

Ankara siyasetine “Daha az eşit” tartışması damgasını vuruyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Bizim anlayışımıza göre herkes eşittir, Türkiye’dir. CHP genel başkanının ‘Türkiye’de herkes eşittir fakat Kürt kökenliler daha az eşittir’ açıklaması, terör üslubunun tıpkısının aynısıyla yansımasıdır” sözüne grup toplantısından yanıt veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Manisa’da hemşerilerimiz oy verip MHP’li bir belediye başkanı seçebiliyor, görevini yapıyor. Osmaniyeliler de Manisalılar gibi eşit yurttaş. Ama Diyarbakır’da, Batman’da, Mardin’de, toplam 54 merkezde Kürtler belediye başkanı seçiyor, siz kayyum atıyorsunuz. Manisalılar, Osmaniyeliler, Rizeliler eşittir, bu uygulamalarınız yüzünden Kürtler daha az eşittir” ifadesini kullandıktan sonra, tüm muhalif kanadın bileşenlerini “daha az eşit” olarak tanımlayıp liderlik koltuğundaki ilk büyük adımını attı. Önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu döneminde kurulan “Doğu masası”nın da altını doldurdu. Muhalifliği etnik kimliğin üstünde bir kaideye oturtuyordu CHP lideri. Eğer, Özel’in bu çıkışı olası Meral Akşener görüşmesinde karşılık bulursa “sosyal belediyecilik”le seçmende karşılığı olan CHP, yerel seçim zaferi kazanır. Özel’in grupta dikkat çektiği sosyal belediyecilik örneklerinde geçen hafta İBB ön plandaydı. Bu kez Mansur Yavaş’ın ABB’sinin emeklilere verdiği aylık, öğrencilere ödediği harçlık, dar gelirli ailelere yapılan et-süt yardımı dile getirildi. Belli ki hem büyükşehir hem ilçe bağlamında sosyal belediyecilik yapan başkanlar, kurultayda Özel’le ters düşseler de yerlerini koruyabilir. O yüzden yurttaşa, kadına, çocuğa dokunan ilçe belediye başkanları, adaylık sürecinde rahat olsun!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları