Ayşe Sayın

Katliamların gölgesinde

02 Mayıs 2016 Pazartesi

Bu ülkede meydanlar kutlamalara yasak. Kentlerin kimliği meydanlar... O nedenledir ki kentliler, yasak meydanlarda kimliklerini ancak polise gösterebiliyorlar.

1 Mayıs kutlamalarına katılmak için geçerken, Kızılay Meydanı’nın polis kuşatması altındaki halini görünce işte bu düşünceler kafamdan geçti. Polis ordusu, TOMA’lar, bariyerlerle tutsak alınmış başkentle özdeşleşmiş, anlı şanlı Kızılay Meydanı. Katliamların hüznüne bir de tutsaklık eklenmiş bu haliyle. 500 metre aşağıdaki Sıhhiye de bu yıl “yasaklılar” listesinde... O nedenle sağa kırdık yolumuzu, 500-600 metre ilerideki Kolej Meydanı’na. Meydan dediysek, bildiğiniz kavşak. MOBESE hâkimiyeti gayet iyi ama. Önce arama tarama işleri. 200 günde 3 katliam görmüş başkent, o nedenle bu kez arama tarama işi daha ciddiye alınmış. Önce dışarıda, sonra bariyerlerin içinde ikinci ve biraz daha detaylı arama... Aramayı geçince polis kamerasına net bir görüntü veriyorsunuz. Polis helikopterleri de malum “kuş uçurtmama” görevini icra ediyor. Sendikalar, meslek örgütleri, yurttaşlar, dernekler pankartları, dövizleriyle boy gösteriyor. Meydanda “1 Mayıs” marşı çalıyor, “devrimin şanlı yolunda...” Ama öyle her döviz, her pankart giremiyor bu sefer. Örneğin hükümeti eleştiren pankartlara polis anında “el koyuyor”, bir de “sopa” olma ihtimali olanlara. Meydan, güvenlik bariyerini “aşabilmiş” renk renk pankart ve dövizlerle bir bayram görüntüsü oluşturuyor. En dikkatler çekenlerden birisi şöyle:

“Deli kızların türküsünü söyleyip isyan ördük!”

Hani 1 Mayıs’larda yürüyüşe geçilir ya, burada yürünmüyor, duruluyor. Zira yürümek de güvenlik gerekçesiyle “yasak.” O yüzden Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) pankartının altında “duruyoruz” meslektaşlarımızla.

Katılımcı sayısı orta karar, ama çeşitlilik çok. Sadece sendikalar değil, çevreci, kadın aktivistler de alanda. Geçen aylarda Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde, kız arkadaşını taciz ettiği gerekçesiyle bir erkek öğrenciyi “evire çevire” dövmeleriyle gündem olan “Kampüs Cadıları” da etkinliğin katılımcıları olarak kürsüden “anons” ediliyor. Ankaralı bu yıl derinden yaralı... Yüreklerin bir yarısı Ankara Garı’nda, bir yarısı Merasim Sokak’ta, bir yarısı Kızılay’da kalmış... O nedenle bir türlü coşamıyor meydan, katliamların hüznü var bu kez... Sadece “1 Mayıs” nakaratına eşlik ediliyor. Konuşmalara da pankartlara da “barış” özlemi yansımış:

“Silahlar sussun, barış hemen şimdi!”, “Savaşa hayır, teröre hayır!”

Bir de “laiklik” vurgusu yapılıyor, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve onun gibi düşünenlere inat.

Kutlamalar, 1 Mayıs 1977’de Taksim’de katledilenler ve Başkent’teki 3 katliamda yaşamını yitirenler için saygı duruşuyla başlıyor. Arkasından konuşmalar yapılıyor. Sonrasında katılımcılar “olaysız ve sessiz” dağılıyorlar...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

OHAL başlıyor 20 Temmuz 2016

Günün Köşe Yazıları