Ayşe Yıldırım

Barış suçlusu Demirtaş!

03 Mayıs 2018 Perşembe

Ne deniliyor Terörle Şube Müdürlüğü’nce Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen yazıda:
“17.03.2013 tarihli Nevruz etkinliğinde konuşma yapan Selahattin Demirtaş’ın konuşmasında daha çok barış sürecine verilen destekten bahsederek ‘Ama barış süreci barışın dili ve insanların ölmeyeceği, gençlerin birbirini öldürmeyeceği bir müzakere masasını da desteklemeye devam edeceğiz’ şeklindeki söylemleri kullandığı, yaşanan sürecin devam etmesi gerektiği, Türk ve Kürt halkının barış içerisinde birlikte yaşayabileceğini, siyasetçilerin konuşarak çözüm üretebileceğini aktardığı tespit edilmiştir.”
Aynı etkinlikte konuşan ve Demirtaş ile birlikte yargılanan Sırrı Süreyya Önder de benzer cümleler kullanmış. Emniyet’in yaptığı ses ve görüntü incelemesine göre Önder de barış sürecinden ve sürdürülmesi gerektiğinden bahsedip “Bundan sonra barış mücadelesini devam ettirmek için elimizden ne gelirse her türlü mücadeleyi yan yana omuz omuza yapacağız” demiş.
Savcı, işte bu sözleri nedeniyle Demirtaş ve Önder için beş yıl hapis cezası istiyor.
Malumunuz Demirtaş, HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı. HDP yönetimi ‘ceza verilse de verilmese de adayımız’ kararlılığında.
Şimdi merak edilen şey, Demirtaş’a seçim öncesi bir ceza verilip verilmeyeceği. Pazartesi günü yapılan dava gösteriyor ki ‘bağımsız’ yargının acelesi var. Savunması bile alınmadan ‘hızlandırılmış bir yargılama’ ile karşı karşıya olan Demirtaş’a bir ceza verilmesi halinde seçim sürecinde Türkiye’nin yeni bir tartışması daha olacak.
Evet, barış isteyen herkes suçlu. AKP’yi desteklemeyen herkes ya terörist ya da terör propagandası yapıyor. En iyi ihtimalle, terör örgütlerinin oyununa gelmiştir, arkasında terör örgütleri vardır...
Bu seçim aslında Erdoğan’ın varlık yokluk seçimi. Türkiye’nin geleceği açısından bir dönüm noktası. Tek adam mı parlamenter rejime dönüş mü?
İşinin zor olduğunu kendisi de bildiği için son anda bir seçim vaadi paketiyle ortaya çıktı AKP. Eskiden bu hamlelere ‘seçim rüşveti’ denirdi. Bugünün ana akımı olan havuz medyasında ise rüşvetin adı ‘bayram müjdesi,’ ‘bahar müjdesi’ oluverdi.
CHP’yi kurucu değerlerinden uzaklaşmak, Kılıçdaroğlu’nu ‘proje’ olarak suçlamak, İYİ Parti’yi ‘FETÖ projesi’ olarak nitelendirmek, Saadet’e ‘28 Şubatçılar sızmış’, parlamentonun üçüncü partisi HDP’ye ‘terör uzantısı’ demek yetmiyor artık. Başka şeylere ihtiyaçları var.
Ne diyor AKP’nin anayasa profesörü unvanlı milletvekili Burhan Kuzu: “İyice anlaşıldı ki, 24 Haziran seçimleri, 15 Temmuz vahşetini bu aziz millete yaşatanlarla R.T. Erdoğan arasında geçecek. Tabiidir ki, seçime girenlerin tamamı FETÖ’cü değil, ne var ki bazılarının arkasında FETÖ’nün açık ya da gizli desteği olduğu muhakkak.”
“Ama bunu hep söylüyorlar” demeyin. Birkaç gündür araya parti isimleri de sıkıştırılarak yazılan ‘28 Şubat’ın sivil ayağına yönelik bir operasyondan’ ve bunun da seçim öncesi yapılacağından söz edilmesi pek yabana atılacak bir şey değil.
Önümüzdeki süreç gösterecek.
İşte böyle bir ortamda seçime giderken muhalefet partilerinin ittifak arayışı büyük bir önem taşıyordu. Görünen o ki sona gelindi. Ve HDP’siz bir ittifak oluşturuluyor.
Erdoğan, HDP’yi kriminalize etmeye çalışıyor, muhalefet partileri de AKP’nin bu ‘Kürt düşmanlığını gizlediği’ maskeyi gerçek kabul edip Erdoğan’ın dümen suyuna giriyorlar.
O zaman şunu da açıklaması gerekiyor bu ittifakın:
Kürtleri yok sayarak, barışı savunduğu için suçlanan bir ismi cumhurbaşkanı adayı gösteren bir partiyi yok sayarak bu ülkeye barışı ve demokrasiyi nasıl getireceksiniz?
Ya da başka bir soru:
Demirtaş ikinci tura kalırsa ne yapacaksınız?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları