Ayşe Yıldırım

Sanıklar Cumhurbaşkanı'na sığınıyor

14 Nisan 2016 Perşembe

11 yaşındaydı cinsel istismara uğradığında. Tam beş yıldır adalet arıyordu ailesiyle birlikte. Şubat ayında ikinci duruşmaları vardı. Yanlarında çalıştıkları çiftlik sahibi A.E’nin tacizini mahkeme salonunda anlattı artık 16 yaşına gelmiş A.C. Sonra zanlı A.E. söz aldı ve savunmasına “Cumhurbaşkanı’nın tüm mitinglerini TV’den izlediğini” söyleyerek başladı. Cumhurbaşkanı’nı ne kadar sevdiğini, takip ettiğini anlattı. Mahkeme heyetinden gülümseyenler oldu, kimse müdahale etmedi A.E.’ye. “Konuyla ne ilgisi var?” diye soran da olmadı.

Dava haziran ayına ertelendi.

Kadıköy Yeldeğirmeni’nde 17 Şubat 2015’te arkadaşlarıyla kartopu oynarken dükkânının camına kar topu gelen esnaf tarafından bıçaklanıp öldürülen gazeteci Nuh Köklü’nün dava dosyasına da girdi Cumhurbaşkanı.

6 Ağustos 2015’te Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde ilk celsede, sanık Serkan Azizoğlu’nun ağabeyi Barış Azizoğlu’nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a mektup yazdığı ortaya çıktı. “Selamün Aleyküm Sayın Cumhurbaşkanım” diye başlayan mektupta Nuh Köklü için “Vefat eden kişi AKP’ye karşı olup Gezi olayları öncülerindendir” diyordu.

Dava sürüyor.

6 Eylül 2015. İstanbul Kâğıthane’de telefonda Kürtçe konuştuğu için linç edilerek öldürüldü Sedat Akbaş. 2’si tutuklu 6 failin “kasten adam öldürmek” suçundan yargılandığı davanın ilk duruşması 15 Mart’ta yapıldı. Oğlu aynı davadan tutuklu olan sanıklardan Mehmet Karakuş savunmasına başlarken mahkeme heyetine, “Buraya TV’de Cumhurbaşkanı’nı dinledikten sonra geldim” dedi. Mahkeme heyeti, tepki gösterdi Karakuş’a:

“Bırak siyaseti, olay gecesi neler yaşandığını anlat.”

Dava sürüyor.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde polis kurşunuyla öldürüldüğünde 12 yaşındaydı Nihat Kazanhan. Takvim 14 Ocak 2015’i gösteriyordu. Hükümet ve devleti yönetenler önce polisleri korudu, sonra görüntüler ortaya çıkınca biri tutuklu, 5 polis hakkında dava açıldı. Geçen hafta 6. duruşması vardı Kazanhan’ı öldüren polislerin. Duruşmadan bir gün önce dava dosyasına eklenen bir evrak dikkat çekti. 28 Mart 2016 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Halkla İlişkiler Başkanlığı’na e-posta ile yapılan bir başvuruydu bu evrak. Eskişehir’den birisinin yaptığı başvuruda tutuklu polis N.G. için “kahraman” deniyordu. Eskişehir’deki şahsa göre polis N.G., o gün Cizre’de PKK lehine slogan atan göstericileri dağıtmak için gaz fişeği atmış, fişek sekerek “bir PKK destekçisine isabet etmiş, PKK’li (veya PKK sempatizanı hayatını kaybetmiş.” Doğal olarak “terör olaylarının iyice arttığı günümüzde PKK’lilere müdahale eden polis memurunun hapiste yatması güvenlik güçlerini demoralize ediyordu.” Sadece yatırmayın da demiyordu “duyarlı” vatandaş, “soruşturmanın kaldırılmasını” ve “terörle mücadele eden bu kahramanın onore” edilmesini de istiyordu.

Bu davalardan bazılarını izleyen DİHA muhabiri Evrim Kepenek, “Bunlar sadece bizim şahit olduklarımız, kim bilir kaç duruşma salonunda daha Cumhurbaşkanı’nın adı geçiyordur” diyordu.

Cinayet ve tecavüz zanlıları kurtulmak için Cumhurbaşkanı’na sığınırken, Cumhurbaşkanı’nın gazabını üzerlerine çeken akademisyenler cezaevlerine atılıyor. Onları “ziyarete” giden AKP’li Mehmet Metiner ise elini sıkmayan Esra Mungan’ı, “Psikolojik tedaviye muhtaç” diye nitelendiriyor. Peki, Esra Hoca’ya psikolojik teşhiste bulunan Metiner, bu zanlıların ruh hali için de bir teşhiste bulunabilir mi?

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları