Barbaros Talı

Betonarme Çadır...

17 Mart 2012 Cumartesi
\n

Ataköyde inşa edilen ülkemizin ilk atletizm salonundan bahsediyorum. Aslında, Dünya Atletizm Şampiyonasında yarışacak atletlerin ısınma alanı olarak planlanan, Basketbol Federasyonunun çok amaçlı Sinan Erdem Salonu’nu tek amaçlı hale getirmesiyle mecburen yarışma salonu yapılan yerden.

\n

Isınma alanını yarışma salonuna çevirmek haliyle pek kolay olmamış. Çevresi ve üstü kapalı, orta kısmı boş, kenarlarında seyircilerin oturabileceği, spor yapılabilecek bir alan yaratmışlar. Sonra rica etmişler Mondo ortaya tartan bir pist kurmuş. 65 metrelik tünelle Sinan Erdeme bağlamışlar. Mondo oraya da tartan bir zemin yerleştirmiş böylece yarışma ve ısınma alanlarını yer değiştirerek olimpiyat düzenlenecek altyapı tamamlanmış.

\n

Çizen arkadaşlar hayatlarında gerçek bir spor salonu görmedikleri için; ısınma, klima ve havalandırma üniteleri ile jeneratör için içerde yer açmayı unutmuşlar. Seyircilerin dar bir köprü üzerinden ya da inşaat alanından geçerek içeri girmelerini uygun görmüşler. Tribünleri yükseklik korkusu olanları tedavi amacıyla aşırı dik tutmuşlar. Yine de anlatım yerinde otururken 200 metrelik pistin en içteki kulvar hariç diğerlerini görmek mümkün değildi. Ayağa kakınca da ilk üç kulvar görülebiliyordu ancak.

\n

Övündükleri organizasyon başarısına gelince: Spor teşkilatının üst düzey yöneticilerinin eş ve dostlarının yanı sıra şoförlerin bile akredite edildiği anlatılıyor. IAAF yetkililerinin yere atılmış vaziyette sahte günlük giriş kartları buldukları söyleniyor. Kartlar, renkli fotokopiyle çoğaltılarak akide şekeri niyetine dağıtılmış.

\n

Protokol tribününde önceden belirlenip etiketlenen oturma düzeninin keyfe keder değiştirildiği, sorun yaşanmaması için belirlenen koltukların Sayınların şoför ya da memurları tarafından işgal edildiği, sahibi geldiğinde tokalaşarak devir teslim yapıldığı gözlenmiş. Sorun öyle boyutlara varmış ki son gün oturacak koltuk bulamayıp dışarıda beklemek zorunda kalan üst düzey yetkililer olmuş. Üç gün boyunca arabamı park edip, elimi kolumu sallaya sallaya salona girip çıkınca fark ettiğim güvenlik zafiyeti ise ayrı bir konu. Salona biletiyle gelen atlet bir arkadaşım; seyirci girişini el yordamıyla bulduğunu, kontrol noktasından geçerken su şişesine ve yiyeceklerine el konulduğunu, ilk gün yarışma boyunca Hande Yener şarkıları dinlemekten yarışma izleyemediklerini anlattı.

\n

Organizasyon bitti ve öğrendik ki biz aslında olimpiyat yapmışız. Öyle demiş Spor Bakanı Kılıç. Ülkemizde art arda düzenlenen sportif organizasyonlar nedeniyle. Her birini büyük başarı görüyor olsa gerek. Bakan Beyin Londraya, temmuz ayı sonunda başlayacak 30. Yaz Olimpiyat Oyunlarına gitmesinde yarar var. Olimpiyat organizasyonunun büyüklüğünü görmeli, önemini hissetmeli. Yoksa işimiz zor. Zira Bakan Kılıç her konuda tek karar verici durumunda.

\n

Bu arada atletizm severler, organizasyonun tanıtım reklamında önce gözüküp sonra kaybolan Letonyalı kadın sırıkçının akıbetini merak ediyorlarmış. Göbeği açıkta kaldığı için Bakan Kılıçın hışmına uğradığı söyleniyor. Var mıdır bir açıklaması acaba?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gazozuna Yarışma 14 Mart 2014
Merak Konusu 8 Mart 2014
Soçi’nin Ardından 2 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları