İki sene boyunca üstlendiği AKP Grup Başkanvekilliği sırasında dikkati çekmişti. Konulara hâkimiyeti, kararlı tavrı ve hitap yeteneğinin yanı sıra keskin dili ile fark yaratmıştı. 61. hükümet kabinesinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’na getirildi. En genç üye olarak görev yapmaya başladı.

Bakanlığının ilk günlerinde her gün bir başka yayın organında yer alıyordu. Güzel konuşuyor, doğru şeyler söylüyor, gençlere ve sporculara umut veriyordu. Yaşının verdiği dinamizmle çok başarılı olacağı, Türk sporuna ve gençliğine yepyeni bir dönem yaşatacağı sanıldı. Ancak bugüne kadar yaptıkları camiaya hayal kırıklığı ve endişe yaşatmaktan öteye gidemedi.

Hiyerarşik düzende gidersek; Bakan Yardımcılığı’na Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü’nde görev yapan doçent Yusuf Tekin’i atadı. Bakanlık Müsteşarlığı’na ise Ziraat Fakültesi mezunu, Tarla Bitkileri Anabilim dalı doçenti Basri Hakan Hakyemez’i getirdi. Her iki akademisyenin de sporla ilgisi bilinmiyor.

Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkanı ve Türkiye Futbol Federasyonu’nda amatörlerden sorumlu yönetim kurulu üyesi olan Mehmet Baykan’ı Spor Genel Müdürü yaptı. Baykan’ın memuriyetten gelmediği, teşkilatta hiç görev yapmadığı biliniyor. Bakanlık’a bağlanan Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne ise Baş Müfettiş Şevki Akkaya’yı getirdi. Akkaya’nın da gençlik hizmetlerine yönelik herhangi bir projede yer almadığı söyleniyor.

Genel Müdür Yardımcılarını odasına çağırıp istifa etmelerini istediği anlatılıyor. İstifa etmek zorunda bırakılanlar arasında bulunan Kadir Topbaş’ın yeğeni, İlahiyat Fakültesi mezunu, din öğretmeni Mehmet Kocatepe’yi görevine iade etmek durumunda kaldığı dillendiriliyor.

Kanun Hükmünde Kararname ile 81 ilin Gençlik ve Spor Müdürü’nün kadro ve unvanlarını ellerinden alarak araştırmacı yaptı. 71 ile eğitim ve kariyeri yeterli olanlar arasından bazıları siyasilerce seçilenlerin atandığı söyleniyor. Kalan 10 müdürün bir kısmı görevlerine iade edilmiş; diğerleri ise farklı illere tayin olmuş. Sınavla atanmış 400 İlçe Gençlik ve Spor Müdürü de bir gecede araştırmacı yapılmış. Mahkemelerde haklarını aradıkları söyleniyor.

Yakın geçmişte, Genel Müdür ve Bakan’larla kolayca görüşebilen federasyon başkanlarının şimdilerde hiçbir üst yöneticiye ulaşamadıkları dile getiriliyor. Bakan dışındakilerin karar alamadıkları, inisiyatif kullanamadıkları anlatılıyor. Spor Toto Teşkilatı’nı Bakanlık’a bağlayan Kılıç’ın parayı da sıkı kontrol ettiği; federasyonların faaliyetlerini ertelemek ya da borç bularak yapmak zorunda kaldıkları anlatılıyor. Şike konusunda düşünceleri sorulduğunda futbol federasyonunun özerkliğinden dem vuran Kılıç’ın TFF yönetiminin Olimpiyat Stadı’na taşınması kararını tek başına vermesi de şaşırtmış yetkilileri.

Bakan Bey’in ilişki yönetimi, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Yavuz Kocaömer’i de bezdirmiş. Kocaömer, Kılıç ile birlikte çalışamayacağını anlayınca İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu’ndan istifa etmiş.

Türk sporu, herkese, ileride Başbakan olacağını söyleyen Kılıç’ın yönetiminde ne olacak, zaman gösterecek. İlk hedef 2012 Londra Olimpiyat Oyunları. Bekleyip öğreneceğiz.