Barbaros Talı

Nereden Nereye?

07 Temmuz 2012 Cumartesi
\n\n\n

Final koşmayı hedeflediğimiz Balkan Şampiyonaları, seçmelerinde Türkiye rekorları kırarak elendiğimiz Avrupa Şampiyonaları ve A barajını geçecek sporcu aradığımız olimpiyat yıllarının ardından yeni bir dönem yaşıyor Türk atletizmi.

\n

1990 yılında Splitte düzenlenen Avrupa Şampiyonası öncesinde, o sene 5 bin metrenin Avrupadaki en iyi derecelerinden birini koşan Zeki Öztürk ile umutlanmıştık ilk kez. Finalde yarışır, hatta madalya kazanır diye beklerken yarışma öncesi yaptırılan vakumlu masajla perişan edilmiş ve yarıfinalde 14. olarak şampiyonaya veda etmişti atletimiz.

\n

Yıllar sonra çok farklı bir tablo ile karşı karşıyayız. Federasyon Başkanı Mehmet Terzinin belirttiği gibi Finlandiyaya 41 kişilik rekor sayıda sporcuyla gittik. 27 branşa katıldık. 16 final ile 21 yarıfinalde yarıştık. 6 atletimiz yarıştıkları dalın seçmelerinde ilk sırayı aldı.

\n

Helsinkiye, önceki organizasyonun 100 metre engelli şampiyonu olarak gelen, uzun süredir 13 saniyenin altında koşamayan Nevin Yanıt seçmelerde 12.78, yarıfinalde 12.92 ve finalde 12.81lik dereceleriyle hep ilk sırayı aldı. Unvanını korudu ve bu başarıyı gösteren üçüncü sporcu olarak tarihe geçti.

\n

Tabir yerindeyse duble bile yaptık. Aslı Çakır Alptekin ile Gamze Bulut 1500 metre finalini ilk iki sırada tamamladı. İlk turu 66.09, ikincisi ise 72.58 geçilen düşük tempolu yarışta son 400 metreyi 57.92 koşan Aslı ile 0.7 saniye ardından gelen Gamzenin sprinti dikkat çekti dış basında.

\n

Erkekler 10 bin metrede altın, 5 binde bronz madalya kazanan Polat Kemboi Arıkanı, 3 bin metre engelli yarışının bayanlar finalinde şampiyon olan Gülcan Mıngırı, aynı mesafenin erkekler yarışında gümüş madalya alan Tarık Langat Akdağı da alkışlamak gerekiyor. 50 ülkenin 1342 sporcuyla katıldığı şampiyonayı Almanya, Rusya, Fransa ve Ukraynanın ardından beşinci sırada bitirmek önemli başarı.

\n

Görülüyor ki, eğer bütün elit atletlerimiz Helsinkide olabilselerdi, gidebilenler kulüplerine puan toplamak amacıyla şampiyona öncesinde yarış üstüne yarış koşturulmasalardı, sakatlığı olanlar tedavi edilerek dinlendirilebilselerdi ve madalya beklediklerimiz fırsatlarını iyi kullanabilselerdi sonuç çok daha iyi olabilirdi. Her şeye rağmen Türk atletizminin geldiği nokta gelecek için umut vaat ediyor. Başkan Terzi ile ekip arkadaşlarını kutlamak gerekiyor.

\n

Gözler artık 27 Temmuzda başlayacak olimpiyat oyunlarına çevrilmiş durumda. Dünyanın bütün üst düzey sporcularının şampiyon olma arzusuyla geleceği Londrada yarışlar pek kolay geçmeyecek. Avrupa Şampiyonasını pas geçen önemli atletlerin yanı sıra orta ve uzun mesafeleri domine eden Afrikalı koşucuların arasında sporcularımızın kürsüye çıkabilmeleri zor gözüküyor. Otoritelerce yapılan tahminler de bu yönde maalesef.

\n

Bu arada, İzmirde önceki gün başlayan Türkiye Atletizm Şampiyonasında katılımın yarış başına bir iki sporcuyla sınırlı kaldığı konuşuluyor. Atlet mi kalmadı, yarışma mı yanlış tarihe kondu yoksa doping kontrolü mü yapılıyor yine? Zira, çekiç atmada iki başarılı sporcumuzun yarışı bitirmeden pistten ayrıldıkları söyleniyor. Var mıdır bir açıklaması?

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gazozuna Yarışma 14 Mart 2014
Merak Konusu 8 Mart 2014
Soçi’nin Ardından 2 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları