Barbaros Talı

Sıra Kimde?

02 Ocak 2012 Pazartesi
\n

Önce Türk atletizmine kadınlarda dünya ikinciliği kazandıran ilk sporcumuzu, Süreyya Ayhanı yok ettik. Sağ dizindeki iltihabı neden göstererek, başlamasına bir hafta kala, 2004 Atina Olimpiyatlarına katılmayacağını açıklayan Ayhan; Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF) tarafından doping kontrolünden kaçmakla suçlanmış ve iki yıl yarışmalardan men edilmişti. Ardından, 2008 Beijing Olimpiyat Oyunlarına hazırlık yaptığı ABDde alınan idrarının analizinde yasaklı maddelere rastlanmıştı. İkinci kez doping yaptığı belirlenen Süreyya Ayhana yarışmalardan ömür boyu men cezası verilmişti.

\n

Bu kez, Türk halterine kadınlarda ilk olimpiyat şampiyonluğunu kazandıran Nurcan Taylanın spor yaşamını bitirdik. Doping yaptığı ilk kez 1998 yılındaki Türkiye Şampiyonasında saptanan Nurcan, bir sene sonra Fransada düzenlenen Avrupa Gençler Şampiyonasında da dopingli çıkmıştı. Uluslararası Halter Federasyonu iki sene süreyle yarışmalardan men ederken; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü hayat boyu yarışmama cezası vermişti. Daha sonra, Amatör Spor Dalları Ceza Yönetmeliğinin 84üncü maddesinin, Gençlik ve Spor Genel Müdürüne tanıdığı yetkiyle uluslararası organizasyonlara katılma şansını elde etmişti Nurcan Taylan.

\n

Birer kez olimpiyat ve dünya şampiyonu oldu. Altı kere Avrupa şampiyonluğunu kazandı. Rekor üstüne rekor kırdı. Pariste organize edilecek dünya şampiyonasına hazırlanırken, önce Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Dopingle Mücadele Komisyonu tarafından, 17 Ekimde idrar örneği alındı. Atinada yaptırılan analizde yasaklı maddeye rastlanmadı. Ardından Uluslararası Halter Federasyonu yetkililerinin 26 Ekimde aldıkları örneğin Kölnde yapılan analizinde yasak madde, anabolik steroid tespit edildi. Nurcan Taylan da ömür boyu ceza almak üzere.

\n

Nurcanın savunması; üst düzey sporcuların, antrenman döneminde kullanılan anabolik steroidleri yarışma öncesinde almalarının aptallık olacağı tezi üzerine kurulu. Ancak yeterli değil. Uzmanlar, doping testine giren sporcuların bir daha test edilmeyeceği duygusuna kapılabildiklerini söylüyorlar. Vücuttan üç gün içinde atılabilen ilaçların varlığının şehir efsanesi gibi yayıldığını ve kullanılmış olabileceğini ifade ediyorlar. Daha da önemlisi bir önceki testin temiz çıkmasının bir sonraki analizin sonucunu aklayamayacağını; WADAnın strict liability (tam sorumluluk) prensibi gereği, bedeninde rastlanan her türlü yasaklı maddeden sporcunun sorumlu olduğunu hatırlatıyorlar.

\n

Türk sporuna şampiyonluklar, madalyalar ve rekorlar kazandırabilecek yetenekli sporcularımızı art arda kaybediyoruz. Biri antrenörlüğünü yapan kocasının karar ve yönlendirmeleriyle ceza alıyor ve elden hiçbir şey gelmiyor. Diğeri ise hatalarından ders almayarak spor hayatını mahvediyor.

\n

Şimdi gözler yarışma dışında test edilecekler listesinde yer alan diğer sporcularımızda. Spor yönetimimizin ya da Türk sporunu tek başına yönettiği söylenen Bakan Suat Kılıçın ne yapacağı merak konusu.

\n

Sporcularımızı sadece başarılı olduklarında insan yerine koyan, ancak şampiyon olurlarsa yaşam ve antrenman şartlarını değiştirebileceklerine inandıran ve kazanacakları Cumhuriyet altınları uğrunda her türlü riski göze aldıran sistemi değiştirebilecekler mi, göreceğiz...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gazozuna Yarışma 14 Mart 2014
Merak Konusu 8 Mart 2014
Soçi’nin Ardından 2 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları