Barış Doster

Roma’daki zirveden ne çıktı?

03 Kasım 2021 Çarşamba

Haftalardır beklenen görüşme, G20 zirvesinin düzenlendiği İtalya’nın başkenti Roma’da yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden, 1 saat 10 dakika görüştüler. Tercümeyi düşersek, 35 dakika, ikili ilişkileri konuştular. Görüşmeden, somut sonuç çıkmadı. Niyetler, beklentiler konuşuldu. Neden mi? Tartışalım... 

Birincisi, Türkiye; ısrarla görüşmek isteyen, randevu talep eden taraftı. Bunu bilen ABD, işi ağırdan aldı. Kesin söz vermedi. Önce Roma’da kısa bir görüşme (20 dakika) olabileceğini açıkladı. Sonra görüşmenin, 1 - 2 Kasım tarihlerinde, İskoçya’nın Glasgow kentindeki İklim Zirvesi’nde olabileceğini duyurdu. Sonra tekrar, Roma’da yapılacağını söyledi. Bu durumu, liderlerin yoğunluğuyla, ABD Başkanı’nın dağınıklığı veya kararsızlığıyla izah edemeyiz. ABD kasten yaptı. Çünkü Türkiye’nin ne olursa olsun ABD’yle görüşmek istediğini biliyordu.  

İkincisi, Türkiye - ABD ilişkileri yapısal olarak sorunlu. Mevcut sorunlara en son, ABD Ankara Büyükelçisi’nin, Türkiye’deki görev süresinin bitmesine günler kala, giderayak öncülük ettiği ve dokuz başka büyükelçinin de imzaladığı açıklama eklendi. Açıklama, Türkiye’nin içişlerine karışan, ülkemizin egemenliğini ve bağımsızlığını zedeleyen bir içerik taşıyordu. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın yoğun mesaisiyle yeni bir açıklama geldi 10 büyükelçiden. Fakat hemen sonra ABD, büyükelçisinin arkasında durduğunu duyurdu. 10 büyükelçinin açıklamasının, sadece kendi inisiyatifleriyle yapıldığını düşünmek yanlış. Hepsi, mutlaka dışişleri bakanlıklarını, liderlerini bilgilendirmiştir. İlişkilerde sorun çıkarması kuvvetle muhtemel böylesi bir açıklama yapmaya, hiçbir büyükelçi, merkeze danışmadan, en üst düzeyde onay almadan cesaret edemez. 

F-35 OLMADI. F-16 OLACAK MI? 

Üçüncüsü, Türkiye; ABD’ye 1.4 milyar dolar ödediğimiz F-35 savaş uçaklarını vermediği için tepki gösteriyor. ABD ise Rusya’dan aldığımız S-400 hava savunma sistemi nedeniyle CAATSA yaptırımları uyguladığı Türkiye’ye, F-35 konusunda geri adım atmayacağını söylüyor. Türkiye’nin gündeme getirdiği “F-35 vermediniz, bari F-16 verin” önerisi de ABD tarafından henüz onaylanmadı. Hem ABD Başkanı hem de Kongre üyelerinin Türkiye karşıtı tutumu bilindiğinden, kısa vadede sonuç çıkması da beklenmiyor zaten. Nitekim Biden, Kongre’deki sayısal dağılıma işaret etti, hemen sonuç alınamayacağını belirtti.  

Dördüncüsü, görüşmede ABD’nin PKK - PYD - YPG ve FETÖ terör örgütlerine verdiği destek konusunda geri adım atmadığı anlaşılıyor. Suriye, Libya gibi konularda da ilerleme yok. İkili ticaretin geliştirilmesini Türkiye çok önemsiyor ama kısa vadede büyük bir sıçrama beklemek, gerçekçi değil. Zirve sonrasında ABD’nin yaptığı açıklamadaki insan hakları vurgusu dikkat çekti. Benzer sözleri Hollanda Başbakanı Mark Rutte de Erdoğan’a söyledi.  

Sonuçta, Erdoğan’ın, “istenilen güvenlik protokolü standartları yerine getirilmediği” için Glasgow’a gitmekten vazgeçmesi de Türkiye’nin Roma zirvesinden beklentisini, ülkemize yönelik bakış açısını ve dış politikadaki durumu gösteriyor. Akla da şu soru geliyor: Biden ile görüşme Glasgow’da olsaydı, Erdoğan Glasgow’a gitmekten yine de vazgeçer miydi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları