Rezillikler

15 Mayıs 2011 Pazar
\n

İzmir Muallim Mektebinin ilk mezunlarından rahmetli anneannem Mükerrem Hanım bugün yaşıyor olsaydı tanık olduklarını sakillik, cifelik gibi sözcüklerle tanımlar, bunların yaşandığı dünyadan da leşlik anlamına gelen cifegâh diye söz ederdi.

\n

Ülkemizde olup bitenlere bakınca doğup büyüdüğü kentin, İzmirin işgalini de, kurtuluşunu da yaşamış, Cumhuriyete inanmış, Cumhuriyet devrimlerini içselleştirmiş olan o saygın kadın, iyi ki bugünleri görmemiş, diyorum.

\n

Türkiye Cumhuriyeti 88 yıllık tarihinde isyanlar, kıyımlar, askeri darbeler, yargısız infazlar, işkenceler, hukuksuzluklar gibi bin bir türlü bela yaşadı, insanları bin bir türlü acı yaşadı. Fakat hiçbir dönemde bugün yaşanan ahlaksızlıkları, alçaklıkları bir tek istisna dışında yaşamadı.

\n

***

\n

Anımsıyorum, 27 Mayıs Darbesi sonrası Yassıadada kurulan Yüksek Adalet Divanında Demokrat Partililer yargılanırken, Başbakan Adnan Menderesin yargılandığı davaların duruşmalarından birinde Başsavcı Altay Egeselin, Menderesin kasasından çıktığını söylediği bir kadın külotunu söz konusu ettiği, radyodan duyulduğunda, oturduğumuz 10 daireli apartmanın tüm sakinleri o başsavcı adına utanç duymuşlardı. O insanların tümünün CHPli olduklarını da buraya eklemeliyim.

\n

Bir siyaset adamının özel hayatındaki ilişkileri onun siyasal yaşamında bir rol oynamadığı sürece hiç kimseyi ilgilendirmezdi. Oysa Adnan Menderesin bir romancı ve bir opera sanatçısı iki kadınla evlilik dışı ilişkileri olduğu herkesçe bilinirdi. Ne var ki Demokrat Partiye en karşı olan basın organlarında olsun, zamanın muhalefet partileri olan CHP ve Millet Partisinde olsun bu ilişkilerin sözü bile edilmezdi. Hem İsmet İnönü hem de Millet Partisinin lideri Osman Bölükbaşı karşıtları da olsa insanların özel hayatlarına saygı gösteren, karışılmamasını bilen edep sahibi liderlerdi.

\n

***

\n

Siyaset bu ülkede giderek kirlendi, çamurlaştı ve rezil bir durum aldı. Kurtuluş Savaşında Garp Cephesi Komutanlığı yapmış, ordular yönetmiş, zaferler kazanmış, Lozanda bir kez daha kahramanlaşmış, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış bir İsmet İnönünün, yükseköğrenimini Bordeaux Üniversitesinin matematik bölümünde tamamlamış, Doğu ahlakı gibi Batı ahlakını da tanımış, tanımakla kalmayıp içselleştirmiş bir Osman Bölükbaşının zarafetini, üslubunu tüm Kasımpaşalıları tenzih ederek söylüyorum, Kasımpaşa raconluBaşbakan Recep Tayyip Erdoğandan doğal ki bekleyemeyiz.

\n

Fakat o da en azından son röntgencilikolaylarına uzak durabilirdi. Ama durmadı, tam tersine miting meydanlarında röntgen kasetlerini diline dolayarak MHPlilere ahlak dersi veriyor.

\n

Milliyetçi Hareket Partisine günahım kadar sempati duymayan bir insanım, fakat bir MHPlinin özel hayatında neler yaptığının, ne tür ilişkileri olduğunun Başbakanın ilgi alanına girmesini, onun bundan ahlak öğretmenliği vazifesi çıkarmasını anlamakta güçlük çekiyorum.

\n

***

\n

İster bir partinin milletvekili, ister herhangi bir yöneticisi olsun, onların özel ilişkilerinden Başbakana ne? O yoldan hırsızlık, yolsuzluk, kayırmacılık, evrakta sahtecilik mi yapıyorlar? Öyleyse!

\n

Türkiyede siyaset işte böyle kirleniyor, çamurlaşıyor, cifeleşiyor, rezilleşiyor. Bu ülkenin Başbakanına bu yaptıkları hiç yakışmıyor. Başbakanın bir röntgencilik olayını siyaset arenasında karşı propaganda aracı olarak kullanması toplumu utandırıyor.

\n

Başbakanın toplumuna bu utancı yaşatmasına hiç hakkı yoktur. Bu toplum röntgencilik meraklısı sapık kalabalıklardan oluşmuyor ki; sapıklık derekesine düşürülerek aşağılanıyor.

\n

Doğal ki toplumun da bu aşağılanmaya karşı bir tepkisi olmalı; bakalım, göreceğiz

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları