29 Ekim Söyleşisi Üzerine Yorumlar

04 Kasım 2014 Salı

29-30 Ekim tarihlerinde Hürriyet’te yayımlanan, Ahmet Hakan’la yaptığımız söyleşi çok ses getirdi...
Yorumlar genellikle olumlu
değerlendirmeler ve katkılar biçimindeydi.
Birkaç tane, “gözlükler”, “sakal”, “fular” gibi kavramlara dayalı, benim anlayışımı aşan “yüksek seviyeli”(!) eleştiri de vardı...
Kültür seviyemin üstünde kaldıkları için onları pek algılayamadım, bu nedenle de üzerlerinde durmayacağım.
                                                            ***
Ciddi bir eleştiri, “Bilim ve akıl” olarak tanımladığım Atatürkçülüğün konjonktürel olduğunu söylediğim hakkındaydı.
Oysa ben Atatürkçülüğü değil, 1920’ler, 1930’lar Anadolusu’nda, bir din tarım toplumundan çağdaş bir toplum yaratmanın kısa yol reçetesini, yani “6 Ok”u konjonktürel olarak nitelemiştim.
Söyleşinin kısaltılması sırasında belki de biraz anlam kayması meydana gelmiş olabilir diye bu noktayı yeniden vurgulamak gereksinmesi duyuyorum:
“Bilim ve akıl” olarak nitelediğim Atatürkçülük, bu nitelikleriyle elbette evrenseldir...
Bu evrensel yöntemi, yani aklı ve bilimi,
o zamanlar feodal bir din tarım toplumunun egemen olduğu Anadolu’da kısa yoldan çağdaş bir devlet kurmak için kullanmak istediğinizde, karşınıza “6 Ok” çıkıyor...
“6 Ok”, hem zamana yani o döneme, hem de mekâna yani o dönemin Anadolusu’ndaki toplumsal yapıya bağımlıdır...
Bu anlamda tabii ki konjonktüreldir, çünkü o günkü azgelişmiş yapıyı hızla çağdaşlaştırmak için formüle edilmiştir.
                                                            ***
Söyleşinin önemli bölümlerinden biri İsmet İnönü’nün demokrasinin kuruluşundaki rolüyle ilgiliydi...
Bir “Tek adamın” kendi elleriyle Çok Partili Düzen kurmasının ve yaptığı serbest seçimlerle iktidarı devretmesinin tarihte bir başka örneği olmadığını vurgulamıştım...
Bu nedenle de, kendisine yöneltilen diktatörlük suçlamalarının insafsızlık olduğunu belirtiyordum.
İsmet Paşa’nın Türkiye’de demokrasinin yerleşmesinde sahip olduğu eşsiz rol ile ilgili olarak İstanbul’un eski belediye başkanlarından Ahmet İsvan’dan bir mektup aldım...
İsmet İnönü’nün Çok Partili Düzen’e geçildikten sonra, muhalefette oynadığı demokratik rolü anlatıyordu...
Bugünler için de bir ders niteliği taşıyan bu önemli mektubu, açıklamalarımla birlikte perşembe günü yayımlayacağım...
Böylece AKP’nin farklı aktardığı, yozlaştırdığı, yakın tarihimizle ilgili önemli bir dönemin bazı gerçeklerini bir kez daha anımsatmayı ve ondan bazı dersler çıkarmayı umuyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları