Ahmet Hakan’la Söyleşi Üzerine

02 Kasım 2014 Pazar

Ahmet Hakan’ı önemsiyorum:
Sadece Hürriyet’te köşe yazarı ve CNN Türk’te program yapımcısı olduğu için değil...
Aileden ve mahalleden başlayan, ortaöğretim ve üniversite ile devam eden yoğun bir dini ortam ve eğitime rağmen, araştırıcı, sorgulayıcı bir tutum ve davranış geliştirebildiği için!

***

Sevgili okurlarım, monist, dogmatik bir kültürden çıkıp araştırıcı, sorgulayıcı olabilmek her kişinin harcı değildir:
Ciddi bir bilgi, bilinç, kişilik, irade ve direnç gerektirir.

***

Bu genç yazar, daha Kanal 7’de program yaparken, sakin tavrı, sıcak sesi, konuklarına saygılı davranışı ve olanca efendiliği eşliğinde sergilediği sorgulayıcı tutum ve davranışı dolayısıyla dikkatimi çekmişti...
Bu niteliklerinden dolayı başarıya ulaştı; Türkiye’nin yazıları en çok okunan ve programları en çok seyredilen kişilerinden biri oldu.
Türkiye gibi, nice değerlerin nefessiz bırakılarak yok edildiği bir toplumda azımsanır bir başarı değildir bu!
Bu nedenle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Hürriyet’te yayımlanmak üzere bir söyleşi yapmak isteyince, tereddütsüz kabul ettim.
Gerek AhmetHakan’ın sorduğu sorular gerekse benim yanıtlarım, bugün ülkemizde tartışılan pek çok hassas konuya doğrudan değindiği, sorular ve yanıtlar cesurca oluşturulduğu için, çarşamba ve perşembe günleri, kısaltılarak yayımlanan konuşma çok ses getirdi...
Zaten bu yazıyı yazmamın nedeni bu gelen sesler.

***

Özellikle üzerinde durmak istediğim iki husus var:
Birincisi, A. Hakan’ın benim için verdiği “rind-meşreplik”, “süper hoşgörülülük” ve “sağlam espri duygusu sahibi olmak” yargıları.
Ben bu özelliklerimle kendi kendime övünürüm; ama bunları açıkça söyleyemem elbette...
Sadece yakın arkadaşlarım bunları bilir...
Oysa A. Hakan’la böyle bir yakın ilişkimiz yok...
Buna rağmen bu özelliklerimi görebilmiş ve bunları hiçbir komplekse kapılmadan açıkça ifade etmiş olması, onun gözlem yeteneğinden ve kendine olan güveninden kaynaklanıyor.
Beni televizyon programları dışında tanımayan okurlarım bu özelliklerime hayret etmişler:
Nefret ve düşmanlık üzerinde bölünmeye çalışılan bir toplumda insanlar hakkında yargıda bulunurken biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor sanırım.
İkinci husus, Cumhuriyet, Demokrasi, AKP, Atatürk, İsmet İnönü, sınıfsal yapı hakkındaki görüşlerimin, konjonktürel ve popüler yargılara karşı çıkan tartışmalı nitelikte olması ve bu nedenle de gelen yorumların çokluğu.

***

Yarın, başta Ahmet İsvan’ınki olmak üzere, bu yorumlara değineceğim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları