Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Oyun Kuramı Açısındanİyimser Beklentiler...
Siyaset gibi, iş yaşamı gibi, rekabetin güçlü olduğu alanlarda beklentiler önemlidir.
\nHer oyuncu, rakibinin ne yapacağını tahmin ederek davrandığı için, uzlaşmacı beklentiler uzlaşmayı, çatışmacı beklentiler çatışmayı doğurur.
\nElbette bu doğurma süreci her zaman işlemeyebilir:
\nBir oyuncunun, rakipleri ne yaparsa yapsın, kararlı bir çatışmacı tutumu tüm süreci etkileyebilir...
\nAma rakiplerinin tutum ve davranışlarından etkilenmeyen bir oyuncunun son tahlilde başarılı olması çok zordur.
\nÇünkü bir oyuncu, ancak mutlak gücü elinde bulunduruyorsa öteki oyunculara karşı sürekli olarak uyguladığı dayatmalardan bir sonuç alabilir ki, bunun da kalıcı olması olanaklı değildir.
\nBu söylediklerim “oyun kuramının” alfabesi olarak da düşünülebilir.
\n***
\n2011 seçimleri sonucunda oluşan Meclis’teki dört oyuncunun, AKP, CHP, MHP ve BDP’nin ne yapacağı, sadece kendi ilan ettikleri amaçlara, ilkelere, programlara ve projelere değil, aynı zamanda karşılarındaki oyuncuların tutum ve davranışlarına ve her birinin bu tutum ve davranışlar hakkındaki beklentilerine de bağlı olacaktır.
\n***
\nAcaba Meclis’teki dört aktörün bir araya gelmeleri ve Türkiye’nin önündeki hem iç hem de bölgesel sorunları çözmekte uzlaşmacı bir tutum sergilemeleri olanaklı mıdır?
\nBugün bu soruya olumlu ve iyimser bir görüşle yaklaşma denemesi yapmak istiyorum.
\nBurada dile getireceğim çözümlemeler ve beklentiler elbette nesnel birtakım verilere dayanacak ve bütün oyuncuların uzlaşmacı bir tutum sergilemelerinin gerekçeleri üzerinde odaklanacaktır.
\nÖnce baş oyuncu olan iktidardan başlayalım:
\nAKP, seçimlerde oylarını arttırmış, dolayısıyla hem Recep Tayyip Erdoğan hem de AKP başarılı olmuştur.
\nBu gerçek, hem kişi olarak Erdoğan’ın hem de parti olarak AKP’nin özgüvenini arttırmış ve her ikisini de başarısızlığın ezikliğine ve bu ezikliğin yol açacağı saldırganlığa tutsak olmaktan kurtarmıştır diye düşünebiliriz.
\nBu özgüven tazelemesinin, uzlaşmacı bir tutumu beslemesini umut ederek, devam edelim:
\nOy artışına karşın AKP Meclis’te tek başına anayasa yapacak bir çoğunluğa erişememiştir.
\nBu eksikliğin de onu öteki oyuncularla uzlaşmaya yöneltmesini beklemek çok gerçek dışı olmaz.
\nAna muhalefet partisi CHP’ye gelince:
\nHem aldığı oyu hem de Meclis’teki sandalye sayısını önemli ölçüde arttıran bu parti, göreceli de olsa bir başarı çizgisini yakaladığını ilan etmiştir.
\nBöylece o da yenilmişliğin getireceği komplekslerden ve hırçınlıktan uzak durabilir.
\nAyrıca CHP, gerek ilan ettiği Demokrasi Projesi ile, gerekse Kılıçdaroğlu’nun bütün kampanya süresince vurguladığı insan hakları, demokrasi ve uzlaşmacılık ilkeleriyle zaten uzlaşmacı bir tutuma kendisini angaje etmiş durumdadır.
\nMHP açısından:
\nKurulan bütün tuzaklara ve yapılan bütün saldırılara karşın bu parti barajı aşma ve Meclis’teki varlığını koruma başarısını göstermiştir.
\nLider Devlet Bahçeli, bütün engellemeleri ve kışkırtmaları aşarak partisini bir arada tutmayı, demokratik sistem içinde kalmayı ve seçmeniyle güven ilişkisini sürdürmeyi gerçekleştirebilmiştir.
\nVar olma sorununu halletmiş bir parti olarak MHP’nin de sorun çözücü bir tutuma karşı soğuk durmayacağı beklenebilir.
\nGelelim BDP’nin bağımsız olarak Meclis’e soktuğu milletvekillerine:
\nHer şeyden önce, BDP’nin yüzde on barajını aşmakta gösterdiği örgütlenme başarısı, kendilerine yüksek bir özgüven kazandırmış olmalıdır.
\nAyrıca genel beklentileri aşan bir sandalye sayısına ulaşmış olmaları da bu özgüveni pekiştirici bir öğedir.
\nKürt sorununun bir terör olayı olarak görülmesinin hiçbir tarafa bir yararı olmadığı artık iyice kanıtlanmıştır.
\nZaten bu milletvekillerini Meclis’e yollayan bir siyasal hareketin başlaması, terörle bir yere varılamayacağına ilişkin inancın sonucu değil midir!
\nÜstelik bağımsız adayların arasında farklı geçmişlerden gelen birkaç kişinin bulunduğu da bilinmektedir.
\nBu açıdan BDP’nin de uzlaşmacı bir yaklaşım izlemesi çok makuldür.
\nSonuç olarak:
\nMeclis’teki bütün oyuncuların uzlaşmacı bir yaklaşım izlemeleri için her türlü gerekçe vardır.
\nBu gerekçeleri birbirleri açısından gözlemleyerek, öteki oyuncuların da uzlaşmacı bir tutum ve davranış sergileyeceklerini düşünürlerse, Türkiye’nin sorunlarının çözülmesi çok daha sarsıntısız ve verimli bir yöntemle gerçekleşebilir.
\n***
\nYukardaki satırların çok iyimser olduğu ve gerçekleri tam yansıtmadığı düşünülebilir.
\nBen de zaten “Böyle olacak” demiyorum…
\nİyimser bir görüşle bakarsak “Böyle de olabilir” diyorum…
\nVe “Böyle olmasını istiyorum!”
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
En Çok Okunan Haberler
- Mahkeme ara kararı açıkladı
- 'Net rakam 69 milyon lira değil...'
- 10 Kasım anmasında kayyuma protesto
- İstanbul'da yolcu otobüsü devrildi
- CHP farkı açtı mı?
- Erdoğan'dan 'birlik ve beraberlik' örnekleri!
- '2-3 gün sonra fark ettim'
- CHP’de üç gruplu tartışma
- Ata'nın huzurunda yine o saygısızlık
- Dikkat çeken ‘Nevzat Bahtiyar’ çıkışı!