Yargıdaki çürüme, devletteki çöküş

22 Ekim 2023 Pazar

Devletin temeli olan yargıda inanılmaz bir çürüme yaşanıyor...

Benim gibi, yaşamını adalet duygusu üzerine koşullandırmış kişiler tam bir ıstırap içinde:

Bir Cumhuriyet Başsavcısı, Hâkimler Savcılar Kurulu’na (HSK) bir şikâyet dilekçesi veriyor...

Yargıdaki çürümeyi, kararların nasıl kötü ilişkilerle ve baskılarla alındığını, para ile haberlere nasıl erişim engeli getirildiğini anlatıyor...

Ve bu dilekçe hakkındaki haberlere, dilekçede anlatıldığı gibi, erişim yasağı getiriliyor.

Bu yetmiyor, erişim yasağı haberlerine de erişim yasağı getiriliyor.

Bu yazı yazıldığı sırada, olayın kabul edilemez yönü ise şöyle:

Dilekçede şikâyet edilenler de dilekçeyi yazan da en üst düzeydeki görevlerine devam ediyorlar!

***

Türkiye İşçi Partisi TİP’ten milletvekili seçilen Can Atalay tahliye edilmiyor.

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, hakkı olduğu halde denetimli serbestlik uygulamasından yararlandırılmıyor...

Buna karşılık, iktidar tetikçisi olan bir başka gazeteci, hakkı olmadığı halde, denetimli serbestlikten tahliye ediliyor.

***

2018 seçiminde HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan, aynı partinin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendisinin tahliye edilmesini isteyen AİHM kararlarına karşın, hâlâ hapiste.

Gezi Parkı Direnişi davasında kamu yararını savunanlar, daha önce beraat ettikleri bu davadan, bu kez, “hükümet darbesi” suçlamasıyla mahkûm edildiler.

Aynı davadan mahkûm olan Osman Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına rağmen tahliye edilmediği için, ülkemiz, Avrupa Konseyi tarafından cezalandırılma ve üye haklarından yoksun bırakılma tehlikesiyle karşı karşıya.

28 Şubat toplantısında, Komünizm tehlikesinin bittiğini, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından altı yıl sonra kabul eden ve irticayı milli tehlike olarak kabul eden Milli Güvenlik Kurulu’nun kararlarına katılan, bugün 80-90 yaşındaki komutanların bir kısmı da “hükümet darbesi” suçlamasıyla hâlâ hapiste.

***

Adalet konusunda kamuoyu vicdanını rahatsız eden başka konular da var:

Kanun Hükmündeki Kararnamelerle (KHK) işten atılanların yasal haklarını aramalarında ortaya çıkan engeller, haksızlık ve hukuksuzluklar...

Terör örgütü ilan edilen Cemaat ile hiç ilgisi olmayan solcu ve/veya laik kişilerin de KHK’lerle işlerinden atılmış olmaları...

Hamile kadınların hapsedilmeleri...

Hapisteki çok yaşlı ve çok hasta olan mahkûmların tahliye edilmemeleri...

Anneleriyle birlikte hapiste yaşayan bebekler, çocuklar...

Hep yargıya olan güvenin altını oyuyorlar.

Tam bu satırlar yazılırken TRT muhabiri Elif Akkuş’un hastaneden hapishaneye gönderildiği haberi de medyaya düşüyor!

***

Özetle yargı çürüyor, Şahsım Devleti çöküyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları