İsrail’de ‘faşizm’ ve Türkiye seçimlere giderken kimi dersler

03 Nisan 2023 Pazartesi

Netanyahu, kitlesel protesto gösterileri karşısında geri adım attı, yüksek mahkemeyi etkisizleştirmeyi amaçlayan “yasal reform” taslağını askıya aldı. Kitlesel halk direnişi, “süreç olarak faşizmin” ilerleyişini şimdilik durdurdu. Alınacak ilk ders şudur: Haklara ve özgürlüklere saldıran bir rejim ancak sokakta durdurulabilir. İkincisi, “adamlar” iktidarda kalabilmek için dinci faşizmin en fanatik unsurlarını hükümete taşımaktan çekinmezler.

DEVLETE ULAŞMANIN AVANTAJLARI

İsrail’de dinci gericilik 20-25 yıldır tırmanıyor, seküler İsraillilerin günlük yaşamı üzerindeki baskılar artıyor, “yerleşimciler” bu tırmanıştan cesaret alarak Filistin halkının topraklarını, mülklerini gasp ediyorlar. Netanyahu’nun yargılanmaktan kurtulmak için ne pahasına olursa olsun başbakan olma çabası, muhafazakâr Likud Partisi’ni, ülkenin en dinci, ırkçı, fanatik siyasi hareketleriyle koalisyon kurma noktasına getirdi. Son seçimlerde bu koalisyon meclisteki 120 iskemlenin 64’ünü alarak İsrail tarihinin en gerici, hatta faşist hükümetini kurdu. Bu yolla devlete ulaşan dinci-ırkçı faşist bir azınlık, meclisteki 4 oy farkına dayanarak toplumun geri kalanına kendi projelerini dayatmaya başladı.

İsrail’de “güçler ayrılığı” bağlamında, en etkili organ yüksek mahkemeyi (atanmışlar-seçilmişler ikilemi üzerinden) etkisizleştirmek bu projenin ilk adımıydı. Şimdi, dinci-ırkçı faşist bir zorba olan Ben Gvir, Netanyahu’nun “reformu” askıya alma kararını destekleme karşılığında kendisine bağlı bir “ulusal milis” kurma projesini gündeme soktu. Ben Gvir, adeta, Nazi kasabı Göring’e özenerek kendine bağlı, Gestapo tipi bir özel ordu istiyor. Bu ordu, sınır polisini de kendine bağlayacak. Gözlemciler bunun tam anlamıyla bir yerleşimciler ordusu olacağını, La Familia, Lehava gibi, Filistin halkına karşı ırkçı düşmanlıklarından dolayı Ku Klux Klan’a benzetilen faşist haydut gruplarını da içine alacağını düşünüyorlar.

İRAN TİPİ ‘ŞERİAT’ DEVLETİ

Sırada başka yasalar da var. Bunlardan biri “şeriat mahkemelerini” güçlendirmeyi, yetkilerini, finansal anlaşmazlıkları da kapsayacak biçimde genişletmeyi, kamu çalışanlarına bağış yapılmasına (rüşvet verilmesine), polisin mahkeme kararına gerek duymadan evlere girmesine izin vermeyi, Hamursuz Bayramı’nda hastanelere mayalı hamurdan ekmek verilmesini yasaklamayı amaçlıyor. Terör suçları için ölüm cezasının (Yahudiler hariç) getirilmesi de gündemde.

Arap ve LGBTİ+ karşıtı, Noam Partisi’nin meclisteki tek üyesi ve lideri, kısa bir süre başbakan yardımcılığı da yapan Avi Maoz İsrail’de tamamen dini esaslara dayanan, “İran tipi devlet” kurmayı arzulayan Haham Zvi Thau’nun öğrencisi. Yüksek mahkemeye ilişkin karar taslağının askıya alınmasına karşı çıkan Maoz, Yahudi kimliğinin, başka ırklarla, Yahudiliğe uygun olmayan görüşlerle “kirletilmesini” önlemek istiyor, kadının görevinin dini bütün kuşaklar yetiştirmek olduğunu savunuyor. Maoz, okullarda, üniversitelerde okutulan sosyal bilimlere, evrim teorisine karşı.

“Adamlar” iktidarda kalabilmek için dinci faşist fanatikleri hükümete taşımaktan çekinmiyor. Bu fanatikler da hükümete ulaşınca, çaplarının çok ötesinde yetkilere kavuşarak toplumu yeniden şekillendirmeye girişiyorlar. Muhalefetin bu süreci durdurmak için salt seçimlere güvenmesiyse maliyeti çok büyük bir hata oluyor. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları