Ve sosyalistler...

17 Nisan 2023 Pazartesi

“Güzel ruh” davranmak için ideal koşulların oluşmasını bekler. Sosyalistler, “somut koşulların somut analizine” göre tutum alırlar. Bu seçimlerde, “Bir oy cumhurbaşkanı adayına bir oy kendi adayımıza” ile bunu yaptılar. 

DURUMUN KOŞULLARI

Rejimin liderliği, “süreç olarak faşizmin” ana taşıyıcısı siyasal İslamın türlü bileşenlerinden oluşan örüntünün bütünlüğünü sağlayan “şey”dir. Öyleyse, sosyalistler açısından, muhalefetin aday listelerindeki tüm olumsuzluklara karşın, olasılıklar yelpazesinin genişlemesi için, ilk önce onun kaybetmesi gerekiyor. Diğer taraftan, egemen sermaye (emperyalizmle bağımlılık ilişkileri) onun Türkiye kapitalizminin temel sorunlarının aşılması bağlamında artık işlevsel olmadığını düşünüyor, bu seçimlerde onu, kendi gündemlerini benimsemeye yatkın başka bir liderlikle değiştirmeyi umuyor.

İlk bakışta, sosyalist hareketle, egemen sermaye arasında, ondan kurtulma konusunda bir kesişme görülüyor. Bu “kesişme”, onun, kaybetme olasılığını güçlendiriyor ama içinde, hakları ve özgürlükleri, halk sınıflarının çıkarlarını tehdit eden tehlikeli dinamikler de barındırıyor. Çünkü bu, iki karşıt içeriğin, özgün bir anda, seçeneklerinin, benzeşmesinden öte bir kesişme değildir.

Muhalefetin halka seçenek olarak sunduğu “milletvekili” adaylarının siyasi kültürel özellikleri ANAP/AKP ilk dönemi, karışımı bir oluşum fantezisini yansıtıyorlar. HDP/YSP bünyesine sokulmuş iki “toksik” karakter, HDP/YSP’yi sosyalistlerden “kurtararak” liberal bir kimlik siyasetine hapsetmeyi amaçlıyor. Çandar’ın ağzını açar açmaz HDP içindeki sosyalistleri aşağılaması da bu teşhisi destekliyor. 

Diğer taraftan, Türkiye kapitalizminin son durumunda, bir “yeni rejim”in, halk sınıfları yararına adımlar atma olasılığı son derecede zayıftır. Yeni rejimin, neoliberal “normalliği” restore etme hayalleri, toplumsal gerginlikleri, sınıf çelişkilerini daha da keskinleştirecek; bu duruma, kaçınılmaz olarak, karşı çıkacak, sendikaları, sosyalistleri baskı altına almak, hak ve özgürlükleri sınırlamak zorunda kalacaktır.

KAYA İLE SERT YER ARASINDA

Sosyalist hareket, seçimlerde genel olarak doğru bir politika izlemiş olsa da seçimlerin ertesinde, her durumda adeta “kaya ile sert yer” arasına sıkışacaktır. Ancak bu gerçekten olumsuz “durum”, kimi değerli olasılıklardan tamamen yoksun değildir. 

Uzun yıllar sonra ilk kez toplumda görünür olmayı başaran sosyalist hareket, çok parçalı yapısına karşın, ilk kez seçimlerde ortak bir tavır sergiliyor. Bu tavır, pratikte daha etkin bir işbirliği ve güç inşa etme şansını da getiriyor. Seçimler gelip geçtikten sonra, “kaya ile sert yer arasında”, hakları ve özgürlükleri hem büyük sermayeye hem de siyasal İslama karşı savunabilmek için bu işbirliği, buna uygun bir siyasi disiplin, giderek yaşamsal bir önem kazanıyor

Bugüne kadar, sosyalistlerin işbirliği fırsatlarını kaçırmalarına yol açan etkenlere bakınca esas olarak tarih ve geleneklerle, kapitalizmin, teknolojinin ve emperyalizmin başka bir dönemindeki sorunlarla karşılaşıyoruz.

Lenin II. Enternasyonal tarihinden, geleneğinden koparken, “Yeni zamanlar yeni şeyler gerektirir” gibi devrimci bir ilkeden hareket ediyordu. Şimdiki zaman, önceki döneme kıyasla Lenin’inkinden, çok daha çarpıcı yenilikler içeriyor. Bugün de sosyalist/komünist hareketin içinde liderlik konumundakiler, Lenin’in o tutumunu tekrarlayabilecek deneyime ve bilgiye sahiptirler, peki ya cesarete ve özveriye?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları