Biraz Bildiğim İhsanoğlu...

19 Haziran 2014 Perşembe

Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ile 1980’li yıllarda yollarımız çok kesişti.
1979-2007 yılları arasında İÜ İktisat Fakültesi’nde “Avrupa ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi” başkanlığını yürüttüm. Dolayısıyla Türkiye-Avrupa ve Türkiye-Ortadoğu ilişkileri üzerinde yayınlar, seminerler ve konferanslar hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yapılageldi.
Özellikle Türkiye-Ortadoğu ilişkileri konusundaki iktisadi, kültürel ve siyasi toplantılarda İhsanoğlu ile sıkça karşılaştık, konuştuk ve tartıştık. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin girişinde bulunan İslam Tarihi, Kültür ve Sanat Merkezi’nde (IRCICA) birkaç defa buluştuk.
Fikir alışverişimiz ve akademik tartışmalarımız oldu. Bazı konularda kuşkusuz, farklı düşüncelerimiz vardı; akademik boyutları ile bunların sıkı tartışmalarını yaptık.
Benim 1984-1994 arasında her yıl düzenlediğim Uluslararası Girne Konferansları’na İhsanoğlu’nun, kurumu adına birkaç defa katıldığını hatırlıyorum. 1988’deki seminer konusu “Türkiye’nin Ortadoğu’daki Yeri” idi. Birçok ulusal ve uluslararası uzmanla birlikte kendisi de yer almıştı.
İhsanoğlu’nun her boyutu ile “Arabi yönü çok güçlü ve derindir”. Araplarla her boyutuyla iletişimi ve yakınlığı çok üst düzeydedir. Bu faktörün, İKÖ’ye genel sekreter seçilmesinde en etkili faktör olduğu kanısındayım.
İhsanoğlu İslami boyutu çok ağır basan bir uzman, akademisyen ve yöneticidir. Kemal Kılıçdaroğlu tarafından MHP’ye önerilmiş olması, üzerinde durulacak bir konudur:
- Kılıçdaroğlu yaptığı o kadar temaslardan bu sonucu mu çıkarmıştır? Yoksa CHP içinde bir grup böyle düşünüp matematiksel seçim sonuçlarını buna göre mi değerlendirmişlerdir?
- İslami, Sünni ve Arabi derin boyutu bilinen Erdoğan’a, “bu yönleriyle rakip olabilecek, en azından, bu özellikleriyle benzer bir aday mı düşünmüşlerdir?”
MHP açısından hiçbir sorun yoktur, tabanı destek verecektir. Ancak CHP tabanı ile kan uyuşmazlığı nasıl çözülecektir?
Erdoğan Köşk’ü istememiş olsa İhsanoğlu bu “olağanüstü vasıfları ile” AKP için ideal bir aday olurdu.
CHP ve MHP’nin işleri çok zor; hem adaylarını kamuoyuna tanıtacaklar, hem de CHP açısından sindirme sorunu aşılacak.
İktidarın da muhalefetin de İslamcı, Sünni ve Arabi sıfatları ağır basan iki kişiyi Köşk’e aday göstermeleri, Türkiye’nin bugün geldiği noktanın ilginç bir göstergesidir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları