'İçişlerimizde' Yeni Gelişmeler

10 Ağustos 2011 Çarşamba
\n

Sayın Başbakanın Suriye bizim iç işimizdir demesindeki sıcaklığı Suriyeliler anlayabilirler mi? Korkmuş bile olabilirler. Dışişleri Bakanı Davutoğlunun dün gerçekleştirdiği, perde arkasını yakında öğreneceğimiz Şam ziyareti bu korkuyu beslemiş midir, diye de düşünüyor insan doğrusu.

\n

Ziyaret öncesi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özelin, Savunma Bakanının, Başbakanın askeri işlerdeki danışmanı Korgeneral Abdullah Recepin katıldığı, sonuçları pek diplomatik üç satırla açıklanan toplantıyı duymadık mı? Hadi onu kaçırdık diyelim, ABD Büyükelçisi Ricciardonenin Suriye Masası Şefi Fred Hofun Başbakanla, üst düzey yetkililerle yaptıkları toplantıları da mı kaçırdık?

\n

***

\n

Ne oluyor Allah aşkına!..

\n

Türkiye, Suriyede birdenbire parlayan isyan ateşine ateşli bir destek mi verecek? Davutoğlu ile Clinton günümüzün Sykes - Picotları mı olacaklar? O ünlü anlaşmanın hayata geçemeyen hükümleri gibi hükümsüz, ama tehlikeli durumlar mı çıkacak ortaya?

\n

Abartmayalım, ama gidiş o gidiş diyenler var.

\n

Bunun zor bir iş olduğunu, vatana millete bir hayrının olmadığını herkes bilir. Peki, bu bizim iç işimizdir sıcaklığı nereden geliyor?

\n

***

\n

Şuradan geliyor.

\n

Türkiye artık bölgenin güçlü devletidir. Bölgede olup bitenler ona sorulmadan, onun görüşleri alınmadan halledilememektedir. Peki, kim görüş alıyor, kim Türkiyeye soruyor? Her gün Atlantik ötesinden telefona sarılan kim? Obamadır, Clintondır, daha dün basın özgürlüğü falan filan diye Başbakanın canını sıkan Ricciardonedir.

\n

Türkiyenin güçlü lideri Erdoğan, bölgenin de güçlü lideridir. Arap halklarına poster yetişmiyor, Türk dizilerinin Arap halklarının gözlerini fal taşı gibi açtığını bilmeyen mi var.

\n

***

\n

Şaka gibi gelmesin. Bunlar günümüzün gerçekleridir.

\n

Başka gerçekler de var kuşkusuz. Üstelik bu gerçekleri, iktidar sahiplerinin küskünlerinden öğrenmek gazeteciler için bir nimettir, altın değerindedir.

\n

Değerli meslektaşımız Çiğdem Toker Akşamda yazdı; eski bakanlardan, şimdi galiba bir büyük şirkette danışman, Kürşad Tüzmen çok kaygılıdır, kaygısı sözlerine yansıyor. Toker’in Suriye ile ilgili sorusuna şu açık ve net yanıtı veriyor:Tırnaklarımızla kaza kaza oluşturduğumuz pazarı küçültme savaşıdır. Yeni bir düzen kuruluyor. Arkalarına NATOyu da aldılar. Bu kadar da değil:O isyanlar parasız mı oluyor sanıyorsunuz. İsyan çıkartmak için para lazımdır.

\n

Ne lazımdır bilemem.

\n

Bildiğim uygun zamanda uygun yerlerde çıktıklarıdır.

\n

İsyan edenlerin çoğunun İhvanı Müslümin örgütünden olması, isyanları demokrasi isteği ile bağdaştırma hevesimizi kırıyor. Müslüman Kardeşlerin demokrasiden ne anladığını yakından biliyoruz çünkü.

\n

Ama biz şimdi Türkiyenin Ortadoğudaki yeni vizyonu ile ilgiliyiz. Bir tür Osmanlıcılığın ideolojik propagandasının son yıllarda alıp yürüdüğünü, Sayın Dışişleri Bakanı Davutoğlunun adıyla yan yana kâğıda, kitaba geçiğini de biliyoruz.

\n

Yeni vizyon bu mudur? Budur.

\n

***

\n

Tehlikeli midir peki? Ülkemize yeni ufuklar açıp krizden krize koşan kürede bizi korur, teğet durumları ile bahtiyar eder mi?

\n

Onu bilmiyorum.

\n

Clintonun bir lafı var, tersten okunursa pek can sıkıyor, onu biliyorum. Suriye, ordusunu en kısa zamanda kışlasına çekmeli, muhalif görüşleri nedeniyle tutuklanan tüm mahkûmlar serbest bırakılmalı demiş Bayan Clinton.

\n

Hani yanlış anlaşılır da Suriye yerine Türkiye diye okuyan çıkarsa diye kaygılanıyorum ben.

\n

Memlekette münafık çok biliyorsunuz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları