Berkin İçin

17 Mart 2014 Pazartesi

TİHAK Başkanı Muzaffer İlhan Erdost’un, “Berkin yakıyor içimizi” başlıklı açıklamasından:
“Eskişehir yolunda, panolarda gördüm, seçim afişlerinin arasında bir çocuk gülüyor: ‘Ders kitaplarımı ücretsiz alıyorum!’ diyor.
Kitaplarını parasız aldığı için gülen çocuğun gölgesinde, soluksuz kalan Berkin yakıyor içimi, kızgın demir gibi dağlayarak. Afişte, Erdoğan, destanlarına destan katmış olmanın keyfiyle gülümsüyor.
Şu son dizeler, Archibald MacLeish’in ‘İspanyol Ölüsü’ şiirinden:
can içen ‘can’ların / hesabı sorulmadıysa / güneş gibi erimiş / bahar suları gibi akmış kanların / hesabı sorulmadıysa daha / sorulmayacak sanmayın / aldanmayın.”

Alaşehir’de Durum
Mizah yazarı ve şair okurumuz İbrahim Ormancı, Manisa’da CHP’li Özgür Özel’in belediye seçimlerinde iddialı konuma geldiğine ilişkin yazımızı okumuş, Manisa’nın Alaşehir ilçesinde de benzer bir durum yaşandığını duyuruyor:
“Alaşehir’de son 3 dönem yerel yönetim MHP’nin elindedir. Sol, 1946 yılından beri Alaşehir’de belediyeyi kazanamamıştır. Tıpkı Özgür Özel gibi eczacı olan Hasan Hüseyin Uysal önseçim ile en yakın rakibini yalnızca 3 oy ile geçtiği halde, parti örgütünde birlik ve uyum sayesinde yerel seçimlerde en iddialı aday konumundadır. Sol 1946 yılından sonra Alaşehir’de ilk kez makus talihini yenecek gibidir. Bunda, adayın köy kökenli olması, halkla kaynaşması ve partide birlik önemli unsurlardır.”

Gemicik
Laforizma İbrahim Eroğlu’ndan: “Nuh’un gemisine müşteriyim. İmza: Kaptancık.”

Çocuklar Akıllı Olun!
Çocuklar, gençler; sakın ola oyuna gelmeyin!
Hırsızlar yürütsün diye, sömürücülerin hortumları tıkanmasın diye, egemenlerin kirli düzenleri yıkılmasın diye, dünya yayılmacılarının önü kesilmesin diye, işine geldikleri gelsin diye, işine gelmedikleri gitsin diye... Birbirinize kırdırırlar, ayrımında olmazsınız. Sokak ortasında avlatırlar, kırılırsınız.
Yakın geçmişte kan denizine itilenler çoktu, bugün siz kanmayın. Yaşayın, yaşatın. Akıllı olun!

Bir Susun Artık!
Futbol sonuçta bir oyun. Güle eğlene izlenecek bir oyun.
Bu alanda son yıllarda yaşanan nefrette kimi kulüp başkanlarının, “yorumcu” adı altındaki kışkırtıcıların yarattığı gerginliklerde, dillendirdikleri sözlerin hiç mi payı yok?
Ne oluyoruz, gladyatör mü savaştırıyoruz? Bugün FB, yarın GS, öbür yıl Trabzonspor şampiyon olur.
Hep kavga, hep dövüş, hep küfür, dalaş, azgınlık.
Kendinden geçmiş hırs küpü kulüp başkanları; şımarık, ağzı bozuk futbolcular; dolduruşa getirilmiş seyirci; şike savları; futbola da bulaşan kirli siyaset; tekme, tokat derken herkes birbirine düşman kesildi. Algı düzeyi düşük federasyon yöneticileri ile kötü niyetli idareciler çevresinde dolanan bir paranoya ya da o paranoyadan yararlanan futbol baronları sayesinde kıyamet kopuyor. Neredeyse insanlar ölecek...
Tıpkı siyasette olduğu gibi bir kin yumağıdır, bir düşmanlıktır almış başını gidiyor.
Taraftar, takımlarını desteklemeyi bırakmış; ihale komisyoncusu kulüp başkanından devrimci önder yaratma ya da kara para aklayan yöneticiyi aklama peşinde...
Ne oluyoruz ya? Kendimize gelelim.
Gazetecilik ustamız Ali Abalı’nın yazdığı gibi... Başta FB Başkanı Aziz Yıldırım ve Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu olmak üzere gerilimi artıran tüm yöneticiler! Nefret soluyan ağızlarınızı bir kapatın, bir susun artık!
Başımızda, hiç susmayan, sürekli toplumu didikleyen, ayrıştıran biri var zaten! Bırakın, en azından futbolu kardeşlik içinde izleyebilelim.

Tutuklu Öğrenci Mektubu
Mektup, Bakırköy Hapishanesi’nden, Harran Aydın’dan geliyor:
“Tutuklu olan 2 bin 785 öğrenciden sadece biriyim. Fırat Üniversitesi’nde öğrenciyken AKP hükümetinin aralıklarla yaptığı şu meşhur yasadışı örgüt operasyonları nedeniyle sık sık tutuklanır oldum. İlk tutsaklığımın ardından dışarıda yalnızca 6 ay kaldıktan sonra yine bir operasyon sonucu tutuklandım. Koğuşta dışarıda 5 gün kalıp tekrar tutuklananlar da var. İnsan düşünüyor, bu arkadaş, beş gün içerisinde hangi ‘büyük suçu’ işlemiş olabilir? Herkesin bildiği gibi, tutuklanmak için delile ihtiyaç yok. Kuvvetli, kuvvetsiz suç şüphesi de gerekmez, bir tane basın açıklamasına katılıp, bir de tutsak kalmışsan zaten kesin yasadışı örgüt üyesisindir.”
Gençlerini hapishaneye, çocuklarını mezara gönderen bir ülkeyiz. Ölüm ve zulümle kol kola yürüyoruz her gün, her saat, her dakika...

Hangisi?
CHP’li Aydın Ayaydın, ABD’ye sığınmış emekli vaize Mustafa Sarıgül’ün adaylığının kesinleştiğini” müjdeleyen görüşmeleri basına sızınca açıklama yapmıştı:
“Ben CHP’nin genel başkan yardımcısı değilim, karar organlarında bir görevim yok, kişisel görüşlerimi açıkladım.” Aydın Ayaydın başka konularda da açıklamalar yapıyor.
Ayaydın için kullanılan
sıfat genellikle “CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili” oluyor.   



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları