Cumhuriyetçi Öğretmenler Ayakta

14 Ekim 2013 Pazartesi
Cumhuriyetçi
Öğretmenler Ayakta
Cumhuriyetçi öğretmenlerin örgütü
Eğitim-İş kararını verdi. Susmayacak, pısmayacak.
Andımız’ı okuyacak, okutacak;
anayasaya, Anayasa Mahkemesi, Danıştay
ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına
aykırı biçimde sınıflara türbanlı
öğretmen sokulmasına da dava açacak.
Uygarlık yolunda eğilmeden, bükülmeden
ilerliyor Eğitim-İş ve üyeleri:
Gelinen aşamada AKP, yargıyı hükümranlığı
altına almasının verdiği rahatlıkla yıllardır
her türlü manipülasyon ve gayri ahlaki
tasarruflarla yıkmak için uğraş verdiği laik
devlet modelini askıya alarak çizmeyi aştı.
Din istismarcısı siyasi anlayış bu topraklarda
asla kalıcı olmayacak. Bu kabul edilemez
cüretin, karanlığın aydınlığa açtığı savaşın
finali olduğunu sananlar yanıldıklarını yaşayarak
görecekler. Türkiye Cumhuriyeti’nin
ortaçağ karanlığına teslim olmasına asla
izin vermeyeceğiz. Laik devleti askıya alan
AKP ve yandaşları, bu sorumsuzluluğun
sonuçlarını göğüsleyemeyecek.
Atatürk’ün mayasını kardığı, laik, demokratik,
üniter Türkiye Cumhuriyeti projesini
yok etmeye, AKP ve yandaşlarının
gücü yetmez. Defalarca okullarımızdaki
Atatürk köşelerini kaldırmaya cüret eden,
Atatürk’ü ve kurucu değerlerimizi kitaplardan
söküp atan AKP’nin, büyük önderimizin
en büyük eseri olan laik ve demokratik
devlet çatısı altında mayasını kardığı ve
devletle vatandaşlık bağının ifadesi olan
‘Türk’ ulusu kavramını barındırdığı için
Andımız’ı kaldırması, bugüne kadar ulusal
bütünlüğümüze yönelen en ağır saldırıdır.
İşin en acı tarafı, kamu vicdanını derinden
yaralayan bu kabul edilemez saldırının
devleti yöneten kadrolar eliyle yapılmış
olmasıdır. Türk ulusunun kalbinin dokunulmaz
bir köşesinde yaşattığı, eşsiz
devlet adamı, büyük kurtarıcı Atatürk’e
ve devrimlerine yönelen bu büyük ihanet
amacına ulaşamayacaktır.”
Cumhuriyetçi öğretmenler, kararlı, gözü
pek, dimdik ayakta. Tıpkı kurtuluş ve kuruluşta
olduğu gibi.
 
Dur Durak Yok
Biz, ilkokuldayken okullarımızın duvarlarında
devrimleri anlatan resimler asılırdı.
Devrimden önceyi simgeleyen resimde;
sarıklı, sakallı hoca elinde sopa, rahlelerin
önünde çocuklar, mahalle mektebi
görülürdü.
Devrimden sonrayı simgeleyen resimde
de; çağdaş giyimli kadın öğretmen karatahta
başında abece öğretiyor, çocuklar
sıralarda...
Şimdiki rezil duruma bir bakın:
Umacı gibi giyinmiş sözde öğretmen,
“Türküm, doğruyum, çalışkanım” dediği
için küçücük çocukların kafasını tahtaya
vuruyor. Suratsız müdür, öğrencilere
“Eşekler” diye bağırıyor.
Üstatları Necip Fazıl Kısakürek’in
deyimiyle “kininin davacısı” olanların
kurgulamaya çabaladığı karşı devrim;
nefret, düşmanlık, ayrımcılık, zorbalık,
gözü kararmış yobazlık, kıyıcılık ile üstümüze
üstümüze yürüyor...
Çok yakındır, okullarda başı açık öğretmenlere
“Vurun kahpeye” diye saldırır
bunlar. Kubilay gibi başımızı keser, direğe
asarlar...
Dünyamızı zehir etmek için freni patlattılar,
gemi azıya aldılar, dur durak
bilmiyorlar.
Gezi eylemlerinden ders almadılar...
Bu halk, dersini verir, mutlaka!
 
Ankara Kurultayı’nın
Düşündürdükleri
 
Metin Özaslanve arkadaşlarının yönetimindeki
Ankara Kulübü Derneği, Ankara’nın
Başkent oluşunun 90. yıldönümü nedeniyle
çok iyi programlanmış bir Ankara Kurultayı
düzenledi. Şehircilikten tutun, kültür
alanına; tarımdan tutun ekonomiye değin
çeşitli konularda 5 gün boyunca Ankara’nın
yeri, önemi ve sorunları üzerinde duruldu.
Kurultuyda ele alınan konular ile günümüzü
karşılaştırdık, şöyle bir görüntü
çıktı ortaya:
Hilafetin olduğu yer ile özdeşleşmek istemeyen
Atatürk ve arkadaşlarının Ankara’yı
devrimci bir kararla başkent yapıyorlar.
Bugün, altüst edilen Atatürk Orman
Çiftliği’nde bir başkanlık sarayı yükseliyor.
Halife sultan otursun diye...
Cumhuriyet’in ve Türk modernleşmesinin
laboratuvarı olmuş, Ankara.
Bugün, Cumhuriyet’i yıkmanın ve gericileşmenin
üssü oldu, Ankara...
Ankara’nın imarı ile bakımsız bir Anadolu
şehri görüntüsünden modern bir başkente
dönüştürülmesi amaçlanmış.
Bugün, rant canavarlığı ile zevksizlik
bulamacında azman bir köye dönüştü
Ankara...
Ve en önemlisi:
“Fışkiye” diyen birinin yönetiminde bugün
Ankara. Atatürk’ün emeğine yazık,
Ankaralılar adına haksızlık, uygarlık adına
utanç..
Bizi Kim
Koruyacak?
CHP’ye yönelik eleştirel yazılarımıza
kızanlar var.
Onların görüşlerine de saygılıyız, ama
CHP’ye oy vermişlerin büyük çoğunluğu
diyor ki:
“Biz CHP’ye, yaşam biçimimize sahip
çıksın diye, Cumhuriyet ilkelerini, ulusal
değerleri, çağdaş düşünce sistemini,
sosyal adaleti savunsun diye oy veriyoruz.
Bunları göz ardı edip de ümmetçiliğe,
cemaatçiliğe, kavimciliğe sapar,
her boyaya giren bir duruş sergileyerek
AKP ile, BDP ile aynı çizgiye düşerse,
biz kendimizi hem aldatılmış, hem de
AKP faşizmi karşısında yalnızlığa itilmiş
hissediyoruz.”


 





Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları