Örnek mi İstersiniz?

07 Nisan 2014 Pazartesi

Okurlarımız, CHP’ye yönelik eleştirilerimize karşılık “CHP’nin seçimlerde kazanması için önerileriniz nelerdir?” yolunda sorular yöneltiyorlar. Bu soruların yanıtı, aslında seçim sonuçlarında yatıyor: 
AKP’nin Bütünşehir Yasası ile almak istediği Eskişehir’de; çağdaş görüşlü, CHP’li Yılmaz Büyükerşen, Büyükşehir’de oylarını artırarak seçimi kazandı. CHP’nin çağdaş ilkelerine sahip çıkarak sağ seçmenin çoğunlukta olduğu Tepebaşı’nda yıllardır işbaşında olan Ahmet Ataç da yine oyunu yükselterek yerini korudu. Eskişehir Odunpazarı Belediyesi AKP’deydi. CHP geleneğinden gelen milletvekili Kazım Kurt aday oldu, halk sandıkta onu seçti. Hem de CHP oylarını yaklaşık 21 puan artırarak. Çok partili döneme geçildiğinden bu yana Balıkesir Edremit’te belediyeyi hiç kazanamamış olan CHP, 27 yıldır Güre’de partinin yüzünü kara çıkarmayan Kamil Saka ile oylarını 17.4 puan artırarak seçimi aldı. 
İzmir Seferihisar’da Tunç Soyer, uygar yüzüyle kırsalda köylüye de omuz vererek oyunu 8 puan artırdı, yeniden seçildi. Aydın’da Atatürkçü düşünceye öncülük yaparak siyasete atılan Özlem Çerçioğlu ile Giresun’da CHP örgütünden pişerek gelen Kerim Aksu da, halkın sevgisini nasıl kazandıklarını bir kez daha kanıtladılar. 
Daha örnek verelim mi? Yetmez mi? 
Demek istediğimiz çok basittir: 
Cemaatlerle, bozkurtlarla, etnik ayrımcılarla, uluslararası sermayenin yerel baronlarıyla, DSP’yi felakete sürüklemiş akıldanelerle kol kola girmek CHP’ye hayır getirmiyor. CHP; Kemalist ve bağımsızlıkçı damara dayalı tarihine, devrimci düşüncesine, ilkelerine ve oklarına, Kuvayı Milliye’den gelen örgütüne, halktan yana tavrına, sola getirdiği açılım gücüne, Cumhuriyetçi üyelerine inandığı ve güvendiği sürece başarılı olabilecektir. CHP, Cumhuriyetçi, halkçı bir ideoloji partisidir. Türkiye’nin tam bağımlı, piyasasever, etnikçi-cemaatçi İslam federasyonuna götürüldüğü bir süreçte yalpalayamaz. “Yenileniyoruz” sözüyle sağcılaştırılıp sığlaştırılamaz. Çağdaşlıktan, uygarlıktan, aydınlanmadan yana olan yurttaşları yalnızlaştıramaz.

Alper Taşdelen’e Mektup
Ankara’nın ve Türkiye’nin kalbinde belediye başkanı seçilen Alper Taşdelen’e mektup:
Değerli Başkan,
Genç ve kendini iyi yetiştirmiş, CHP disiplininden gelen bir siyasetçisiniz. Güler yüzlüsünüz, içtensiniz. Geleceğiniz açık, ufkunuz açık.
Sandık başına giden Çankaya seçmeni, bu niteliklerinize de bakarak sizden önemli bir değişim bekliyor. Duyuyor ve hissediyoruz, diyor ki:
Dürüst olun, ihalelere fesat karıştıranlardan uzak durun. Eşitlikçi olun, babanızın oğlu bile olsa onun arkasını sıvazlamayın. Siyaseti; rant, kişisel çıkar için araç yapanlara fırsat vermeyin. Bir büfe, bir simit tezgâhı için halkın güvenini kötüye kullanmaya kalkacak Meclis üyelerine olanak tanımayın. Çankaya’ya yeni verilen araziler üzerindeki boş arsalara bakıp bakıp ağzının suyu akan para babalarını, siyaset baronlarını dinlemeyin. Adil olun; klancılık, ekipçilik, hizipçilikten kaçının.
Vedat Dalokay gibi, Ahmet İsvan gibi yurttaş için gönülle, coşkuyla çalışın. İleride, ardınızda onlar gibi erdemli, tertemiz bir iz kalsın. Yalnızca sorumlusu olduğunuz kentin ve hemşerilerinizin sağlığı, refahı, iyiliğini düşünün, halkın yaşam düzeyini yükseltmeyi amaç bilin. İş bitirici değil, iş bilir olun.
Eğer seçmenin bu öğütlerini tutarsanız, artık Ankara’da halkın unutmaya yüz tuttuğu sıra dışı bir belediye başkanı olursunuz. Bu nitelik sizi, Ankara’nın başkanlığına bile taşır.
Yolunuz açık, gönlünüz bol olsun...

Milli İrade
Çankaya’dan bir okurumuz anlattı:
“Üst kattaki komşum, apartman hizmetlisinin kızına sormuş, ‘Oyunu kime verdin?’ diye. ‘Ampule bastık mührü’ demiş, ‘Ben de, teyzem de!’
Ampulü yeğlemesinin nedeni sorulunca da, ‘Bana 300 lira verdiler. 300 lira da teyzeme. Mührü ampule basın, dediler.’ Komşum, ‘Hırsızlık, çalıp çırpma’ filan diye araya girecek olmuş, kız ‘Çalıyorlar ama bize, fakirlere dağıtmak için çalıyorlar’ demiş.”
Milli irade böyle “tecelli” oluyor işte!

Lokum 
Gazetelere yansıdı: Türk Kızılayı, geçen yıl Recep Tayyip Erdoğan’ın dayısı Kemal Mutlu’nun cenazesinde 1750 liralık lokum dağıtmış. Kavaklıdere’deki Renda Köşkü’nün önünden geçenler bilir. Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde valilik, bakanlık, TBMM Başkanlığı yapmış olan Abdülhalik Renda’nın Kızılay’a bağışlanan köşkü metruk halde. Çürüdü çürüyecek... AKP’nin hayır cemiyetine döndürülmüş olan Kızılay, çok yakındır, Renda Köşkü’nün helvasını da dağıtır...

Aday
Sosyal medyada öneriliyor: “CHP, Mansur Yavaş’ı Cumhurbaşkanlığı’na aday göstersin.” Bu gidişle, önce CHP’ye genel başkan yapacaklar!

Hayırdır
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın biraz açığında, Ümitköy köprüsünün alnında, 17 Aralık’tan sonra “Müslümanlık dürüstlüktür” yazıyordu. Seçimden sonra yazı değişti: “Hayra vesile olan, hayır yapan gibidir.” 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları