TRT’zedelerin Yararına Karar

28 Ekim 2013 Pazartesi
Amasyalı hemşerilerini bir yerlere
atama ile ünlü TRT Genel Müdürü
İbrahim Şahin, kurumdaki özellikle
sendikalı birçok çalışanın maaşını
dondurmuş, kadrolarını indirmiş, onları
emekliliğe zorlamıştı.
Şahinzede olan çalışanların yürüttüğü
hukuk savaşımı sürüyor. Danıştay İdari
Dava Daireleri Kurulu’nun son kararı,
İbrahim Şahin’i çok üzeceğe benzer.
Kurul verdiği bir karar ile TRT’nin
yıllardır görev yapan uzman kadrosunun
kızağa çekilmesini sağlayan yasa ve
beraberindeki yönetmeliklerle ilgili iptal
davasını geri çeviren Danıştay 5. Dairesi
kararını bozdu:
“Dava konusu edilen işlemlerle TRT
Kurumu’nun işleyişinde Genel Müdür’e
çok fazla yetki verildiği, bu yetkilerin
3984 sayılı yasanın geçici 8. maddesi
uyarınca Radyo Televizyon Üst Kurulu’na
verilmesine rağmen, dava konusu
işlemlerle TRT Genel Müdürlüğü’ne
verildiği; dava konusu işlemlerin bu
yönüyle hukuka aykırı olduğu ileri
sürülerek dava açılmıştır. Davacıların TRT
Genel Müdürlüğü’nde çalıştıkları dikkate
alındığında, dava konusu işlemlerin
TRT Kurumu’nun işleyişi hakkında
birçok konuda TRT Genel Müdürü’ne
yetki verilmesi yönüyle davacıların
menfaatini ihlal ettiğinin kabulü
gerekmektedir. Bu durumda, davacılar
tarafından menfaatlerini ihlal eden
dava konusu işlemlerin iptali istemiyle
açılan davada, 2577 sayılı kanunun
3. maddesinde yer alan dilekçe ret
nedenleri bulunmadığından, süresinde
yenilenen dilekçede aynı yanlışlıkların
tekrarlandığı gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.”
Kul Hakkı
Ankara’da çok konuşulan
bir duyum:
ABD’ye sığınmış emekli
vaiz, kendisini ziyaret
eden bir kabine üyesinin,
kendisinden iktidar
ile daha yüksek düzeyde
temas istemesi üzerine
“Kul hakkı yemişler buradan
içeri giremez” demiş.
AKP ile cemaat arasındaki
kıyamet ondan sonra kopmuş...
Ad Değişikliği
Sorusu

Doğu ve Güneydoğu’daki il
ve ilçelere eski adlarını verecek
olan Usta Teyyüp’e soru:
Kendi ili Rize’deki ilçeler
için de aynı uygulamaya gidebilecek mi?
Pazar’ı Atina, Çayeli’ni Mapavri,
Fındıklı’yı Viçe, İkizdere’yi
Kuray-ı Sab’a, İyidere’yi Aspet
ve kendi ilçesi olan Güneysu’yu
Potomya yapacak mı?
Hacı
Değini, İbrahim
Eroğlu’ndan:
“Nevşehir
Üniversitesi’nin adı
Hacı Bektaş Veli
Üniversitesi olarak
değiştirilmiş.
Bektaş’ın üzerine
ben, Veli’nin üzerine
de siz çizgi çekin.
Hacı’nız hayırlı olsun!”
Seçilmiş İnsanlar
Prof. Dr. Oktar Türel,
geçen hafta Güray
Öz’ün “Okur Temsilcisi”
köşesinde Recep Tayyip
Erdoğan’ın yaptığı bir
konuşmaya dikkat çekti.
Türel’e göre “Biz öyle bir
davanın mensuplarıyız
ki, bu dava adeta
iğne ile kuyu kazılarak
bugünlere ulaşmıştır” diye
başlayan o konuşma ile
Erdoğan, Kuran’a atıfta
bulunmuş ve dolayısıyla
“egosu, kendisini Hz.
Muhammet’le aynı
bağlama yerleştirecek
kadar gelişmiş” hale
gelmişti.
Oktar Türel’in
saptamasına bir ek
yapmak yerinde olur:
Aslında ta başından beri,
“Usta Teyyüp”e farklı
bir rol verildiği biliniyor.
Örneğin, AKP 2002
seçimlerini kazandıktan
sonra, Turgut Özal’ın eski
MSP’li kardeşi Korkut
Özal bir televizyon
kanalında Recep Tayyip
Erdoğan’ı “seçilmiş insan”
olarak tanımlamıştı.
Buradaki
“seçilmiş”likten
kasıt, sandıktan
çıkmış olmak değildi
hiç kuşkusuz.
Tümüyle “mistik” bir
tanımdı.
Dinsel yoruma
göre peygamberler
“seçilmiş insanlar”dı.
Melekler arasından
değil, yol göstericilik,
rehberlik, örneklik
yapsınlar diye
insanlar arasından
“seçilmiş”lerdi...
Boşuna söylemiyoruz,
halife sultanlığa doğru
doludizgin gittiğimizi. Tam
yetkili Çankaya hedefi de
gerçekleşti mi, sultanlığın
adı konulmuş olacak...
Ana muhalefet liderimiz
Kemal Kılıçdaroğlu
da biliyorsunuz “Seyyid
olarak nitelendirilen
aile soyunun, Hz.
Muhammet’in kızı
Hz. Fatma’dan olan
torunu Hz. Hüseyin’e
dayandığını” açıklamış
bulunuyor.
Onu da sadrazam
yaparız, artık. Hazır;
elbirliği ile kadınlar
örtünmüş, mahalle
mektepleri ve medreseler
açılmış, ulus devletin
yerine Osmanlı millet
modeli oturtulmuşken
ne gerek ikinci
Cumhuriyete...
Yarın 29 Ekim.
Cumhuriyetin
yıkıldığını, 2. Osmanlı
İmparatorluğu’nun
kurulduğunu ilan etsinler,
bitsin gitsin!
Fidan
AKP’nin diktiği bir tek
fidan var, o da Hakan
Fidan...
Diğerlerini yol diye,
meydan diye, AVM diye
kökünden kesip atıyorlar
zaten.
Başbakan Yardımcısı
Bekir Bozdağ’ın
dediği gibi, kimse
“Fidan’ı sökmez,
söktürmez” ama...
Çünkü, en güvendiği
isim olarak belki de usta
Teyyüp’ün boşaltacağı
Başbakanlık’a
oturtulacak!
Tarihte örneği de var
üstelik: Hitler’in “Sadık
Heinrich” diye tanımladığı
Heinrich Himmler,
Nazilerin güvenlik
örgütü SS’in başındaydı.
Dönemin Alman gizli
servisi olan Gestapo’yu
kurdurdu, Alman polisini
SS’leştirdi. Daha sonra
da İçişleri Bakanlığı’na
atandı, Almanya Hükümet
Temsilcisi oldu.
Hakan Fidan da bu
örnekte olduğu gibi, sadık
ve giderek yükseliyor...

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları