Ben Gene de Hayal Kuruyorum

31 Mayıs 2011 Salı
\n

\n

Ülkenin üstünde öyle bir gerginlik, öyle bir hoşnutsuzluk ve öfke hâkim ki, hava da etkilendi. Güneş inat yapar gibi kendini göstermiyor, oysa biz güneşe alışmış bir milletiz. İki gün güneş görmeyelim, dengemiz bozulur.

\n

Dengemizi bozmak için güneşin inadına da ihtiyaç yok ya, işte sabah sabah iki haber. Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Umut Tektürk ile Özgür Bozkurta fakülte dekanının da içlerinde bulunduğu fakülte disiplin kurulu, 2010 tarihinde Başbakan Tayyip Erdoğanın İstanbulda düzenlediği 2. Rektörler Toplantısını protesto ettikleri için kurul üyelerinden 6 akademisyenin oybirliğiyle uyarı cezası vermiş.

\n

Vay canına, şu üniversitelerimizin geldiği duruma bir bakın! Sıradan bir protestoyu dahi içine sindiremeyen, güç karşısında hemencecik sinen birilerine ne kadar akademisyen denilebilir? Bu bir örnek; üniversiteler epeydir, birkaçı hariç, sindirilmiş, sözüm ona akademisyenler topluluğu haline dönüştü.

\n

Alın bir haber daha: Anadoluyu vermeyeceğiz!” sloganıyla yurdun çeşitli yerlerinden Ankaraya gelen ve kente girmelerine izin verilmediği için Ankaranın Gölbaşı ilçesinde toplanan Büyük Anadolu Yürüyüşü grubu üyeleri on gündür eylemlerini sürdürüyor. En büyük sorunları da tuvalet sorunu. Polis, Çankaya Belediyesinin gönderdiği seyyar tuvaletlere izin vermediği için şimdi yoğun bir hijyen sorunu yaşıyorlar. Ey bu ülkenin Müslüman halkı, ey Müslümanlığı kimseye bırakmayan hükümeti, insanların en doğal ihtiyaçlarını böyle engellemek hangi kitapta yazıyor! Yoksa iktidar yurttaşlarına savaş mı açtı?

\n

Bir türlü çıkmayan güneşe inat ben hayal kurmayı sürdürüyorum. Biliyorum ki, hayal ortaklarım pek çok.

\n

Evet, bir şeyler olmuş, Türkiye baştan aşağı değişmiş. Seçim Yasası değiştirilmiş ve baraj kaldırılmış, rengârenk bir Meclis bileşimi ortaya çıkmış. Her renkten, her meslekten kadın en güzel giysiler içinde, oradan oraya koşturuyor. Erkekler spor giyimli, ve sayın kelimesi Mecliste yasaklanmış, ülkedeki tek yasak da buymuş.

\n

Bol korumalı arabalar ortadan kalkmış, milletvekilleri, Meclis çalışanları, belediye başkanları benzin masrafını ortadan kaldırmak için bisiklet kullanmaya başlamışlar. Bazıları işi daha da ileri götürmüş, bisikletle Türkiye turuna çıkmışlar.

\n

Üniversite yasası tümüyle değiştirilmiş, YÖK kendi kendini lağv etmiş, bundan böyle üniversiteler demokratik bir seçimle oluşturulan yönetim kurulları tarafından yönetileceklermiş. Yönetim kurullarında ikiden az olmamak koşuluyla öğrenci temsilcisi bulunacakmış. Ayrıca üniversitelerde her türlü derneğin kurulması ve yaşaması için maddi ve manevi tüm destekler verilecekmiş. Eğitim zaten ilkokuldan başlayarak her aşamada ücretsiz olmuş. En önemlisi üniversite giriş sınavları kaldırılmış ve test çözümünden vazgeçilip çocuğu hayata hazırlayan bir eğitim ve öğretim sistemi uygulanmaya başlamış.

\n

Ülkedeki genç nüfusun, niteliklerini arttırmak için çok güzel projeler geliştirilmiş. Bunlardan biri, Hadi Yelkenler Fora projesiymiş. Bu proje şöyleymiş: Denizyollarının birkaç vapuru gözden geçirilip birer yüzer okul haline getirilecek ve üniversitelilerden, liselilerden oluşturulacak gruplar, bu gemilerle her limana uğrayıp ülkenin muhteşem kültür mirasını gezerek, görerek öğreneceklermiş. Gemilerde her işi öğrenciler yapacakmış. Ayrıca bu gemilerde günlük tutan birkaç kişilik bir grup olacakmış. Yaşananlar daha sonra kitap olarak yayımlanabilsin diye. Bitmedi, gemide küçük bir montaj atölyesi de olacağından, öğrencilerden bir bölümü de bu yolculukları filme alıp montaj yaptıktan sonra ülkenin her kanalında sistemli olarak çekilen bu filmler gösterilecekmiş.

\n

Bu arada askerlik isteğe bağlı hale getirildiği için genç insanlarımızın birçoğu askerlik yerine sosyal işlerde çalışıyorlarmış. Kimileri yaşlılar yurdunda, kimileri çocuk yuvasında, kimileri öğretmen olarak liselerde.

\n

Etnik, bedensel ve cinsel farklılıklarının ortadan kalkması için okulöncesi eğitimde ağırlık farklının kabul edilmesi için yapılacak uygulamalara verilecekmiş; kimse dilinden, etnik kökeninden dolayı herhangi bir zulme uğramayacakmış.

\n

Herkese bedava sağlık!” en önemli sloganlardan biriymiş. Ve ülke çapında sağlık işinin çözülmesi için tabip odaları ve bakanlık birlikte çalışıyorlarmış. Çocuk ölümleri neredeyse sıfır noktasına inmiş, nüfus planlaması öylesine iyi uygulanmış ki kadınlar ah gene gebe kadın sözcüğünü unutmuş. Kız çocuklarının okula yollanmaması gibi bir sorun da kökünden çözümlenmiş.

\n

Bütün bunlar nasıl mı olmuş, ülkenin yeraltı kaynakları ve suyu son derece vatanperver bir kadro tarafından öylesine iyi örgütlenip, milli gelir öyle yüksek bir noktaya çıkarılmış ki bütün bunların olması zaten kaçınılmazmış.

\n

Şaka bir yana; hiç bu kadar vatansever bir kadro tarafından yönetilmeyi istememiştim.

\n

Neyse, bir türlü çıkmayan güneşe rağmen ben hayal kurmayı sürdürüyorum, biliyorum ki hayal ortaklarım pek çok.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları