İnancın Saf Hali: Fazıl Say

21 Nisan 2013 Pazar

Yandaş kanalları izliyorum, Fazıl Sayın ceza almasından öylesine memnunlar ki, insanın dehşete kapılmaması mümkün değil. Aklıma iki anım geliyor; birincisi Berlin Duvarı sapasağlam yerindeyken ve Sovyetler Birliği dağılmamışken gittiğim Macaristanın başkenti Budapeştede yaşadığım bir olay. Gizlice epey bir para ödeyerek bir gece kulübüne gitmiştim, kulüpte rock kralı Elvis Presleyin şarkıları çalıyordu ve genç insanlar dans ediyorlardı. Sonra birden kulübün göze çarpmaması için siyah boyalı kapısı açıldı, içeri üniformalı insanlar girdi, müziği susturdular, gençleri apar topar dışarı çıkardılar, tabii beni de ve içeriyi coplarıyla bir harabeye döndürdüler.

\n

İkinci olay İranda oldu. İranda kadınların şarkı söylemesi yasaktır. Neden kadınlar? Bunu çevremdeki herkese sordum, öyledediler. Sonra, gene gizlice bir eve gittim. Evde pencereler kapalıydı, ışık yoktu, birkaç mum geniş bir odayı aydınlatıyordu. Demli çaylarımızı içerken, yaşlı bir kadın geldi, bir mindere oturdu ve yumuşak bir sesle, sanki insanlığın ilk zamanlarından beri dünyayı dolaşan tuhaf ve etkileyici bir şarkıya başladı. Kadın arka arkaya birkaç şarkı söyledi, öyle yorulmuş, öylesine kendinden geçmişti ki, bir süre sonra iki genç kadın onu kollarından şefkatle tutup odadan çıkardılar.

\n

Kadın gittikten sonra ışıklar yandı, pencereler açıldı. Ve anlattılar, kadın önemli bir halk şarkıcısıymış, şarkı söylemesi yasaklandığından beri, yemeden içmeden kesilmiş. Ona zorla yemek yedirmeye çalışıyorlarmış, şarkı söylediği günler yemeği kabul ediyormuş, sadece şarkısını söylediği günler.

\n

Ben dehşet içinde kalmıştım.

\n

Şimdi de dehşet içindeyim. Muhafazakâr olduğunu söyleyen bir iktidarın ve yandaşlarının, neden Fazıl Sayı sevmediği çok açık. Çünkü Fazıl Say, bu toprağın her türlü tınısını Batılı formlara taşıyıp yeniden yaratıyor. Onun müziğinde, bu toprakların geçmişi, halkın iktidarlara karşı direnişi ve inancın en saf hali var. İnancın bu saf hali, işlerine gelmiyor. Bunun hatırlatılmasını istemiyorlar.

\n

Çünkü inançlarında samimi değiller. Büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede, eğer inanç samimi olsaydı, Türkiye çocuk pornosunda internette en çok tıklayan ikinci ülke olmazdı.

\n

Eğer inançlarında samimi olsalar, taşeron yasasını çıkarıp binlerce işçinin kul hakkını yemezlerdi.

\n

Eğer inançlarında samimi olsalar, binlerce dolarlık arabaları kullanan insanların kaç para vergi ödediklerini kontrol edebilirlerdi.

\n

Eğer inançlarında samimi olsalar, yoksullar iftar çadırlarında verilen üç kuruşluk yiyecekleri alabilmek için birbirlerini çiğnerken, onlar lüks otellerde, kuş sütünün eksik olmadığı iftar sofralarında oruç açmazlardı.

\n

Eğer inançlarında samimi olsalar, 13 yaşındaki kızların rızasıylatecavüze uğradıklarını beyan edemezlerdi.

\n

Eğer inançlarında samimi olsalar, kentsel dönüşümadı altında binlerce yoksul insanı evlerinden edip, yeni zenginler için gettolar oluşturmazlardı.

\n

Eğer inançlarında samimi olsalar, savunmasız kadınları, çocukları öldürmezlerdi.

\n

Eğer inançlarında samimi olsalar, hapishanelerinde iki bine yakın Filistinli genç insanın bulunduğu İsrail ile savunma anlaşmaları imzalamazlardı.

\n

Eğer samimi olsalar, Almanyada yaşayan binlerce yurttaşın en saf duygularını sömürüp, kendilerine evler, arabalar almazlardı.

\n

Eğer samimi olsalardı, bu ülkenin kanallarında müstehcen sözlerinden ötürü utanç duyulması gereken yeni pop şarkıları sabahtan akşama çalmazdı.

\n

Ve her dakikaAllaha sığınmazlardı. Tanrı kavramını bu kadar ucuzlatmaz, içini boşaltmazlardı.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları