Ölüm Hepimizi Eşitler

22 Mayıs 2011 Pazar
\n\n\n

Şırnakta duyuldu ki, sınır ötesinde 12 PKKli öldürülmüş ve üçünün ölü bedenleri dağlarda bırakılmış. Üç ölü dağlarda, kurda kuşa yem olarak bırakılmış. Hangi ana yüreği, hangi baba yüreği, hangi kardeş, eş, dost yüreği, ölüsünün dağlarda usul usul çürümesini kabul edebilir?

\n

Ve analar, bacılar, kardeşler, üstlerine doğrultulan silahları ve emirleri hiçe sayarak sınırı geçip, ölülerini aramaya koyulmuşlar. Yoğun bir sessizlik ve yas içinde. Sonra ölüler bulunmuş ve sedye yok, bir yere kadar sırtlarda taşınmışlar, bir yerden sonra ağaç parçacıklarından yapılan ilkel sedyelerle ve yurtlarına, doğup büyüdükleri topraklara getirilmişler.

\n

Bu nedir? Bir an gözlerinizi kapatıp, çocuğunu dağlarda arayan o ananın yerine kendinizi koyun, o babanın ve doğdukları günden beri, otuz yıldır her an ölümlerle, baskılarla kuşatılan genç insanların yerine koyun kendinizi.

\n

Duyduğunuz şey sadece öfke olmalı. Çünkü temel bir şeydir, insanoğlu var olduğundan beri, baş edemediği ölüm karşısında eşit olduğunu hisseder ve ölüm herkes için acılı ve yas tutulması gereken bir olgudur.

\n

Şimdi bölge halkı bu insanı ürperten durum karşısında ne yapsın? Hele de gençler? Çünkü onlar PKK kurulduğunda bölgede var olan sınıf mücadelesini ve Türkiyeli olmayı hiç öğrenmediler. Bildikleri tek şey, Kürtoldukları için, başka bir dilden meramlarını anlattıkları için sürekli baskı altında oldukları.

\n

En demokratik haklarını kullanıp yerel yöneticilerini seçmişler ve yeni bir seçime doğru seçtikleri yerel yöneticiler içerde ve tutuklamaların önü arkası kesilmiyor; bugün bölgede içlerinde parti yöneticisi, yerel yönetim başkanlarının da olduğu, 3 bine yakın sayıda bir grup içerde ve biz seçime gidiyoruz.

\n

Peki bu sınır ötesi operasyonuna kim karar verdi? Zaten seçim arifesindeki tutuklamalarla iyice istikrarsızlaşan bölgede bu hareketin yaratacağı infiali bilmek için müneccim olmaya gerek yok. Peki kim emir verdi, ordunun emrinde olduğu Başbakandan başka kim bu emri verebilir? Eğer bu emri vermediyse, ordu nerede Başbakan nerede?

\n

Başbakan gerek söylemleriyle, gerek eylemleriyle ülkeyi nereye götürmeye çalışıyor? Bir iç savaşa mı? Bugünlerde yeniden Balkanlardaki büyük katliamlara neden olan Yugoslav iç savaşını anımsamakta yarar var.

\n

Komşunun komşuyu öldürdüğü, binlerce insanın öldüğü, yirmi bin kadına tecavüz edildiği ve zorla doğum yapmaya zorlandığı, Birleşmiş Milletlerin sadece seyrettiği bu savaşın gölgesi şimdilerde Türkiye ufuklarına doğru ilerliyor.

\n

Bizde olmaz demeyin, sonuçta bu bir cinnet halidir ve bu cinnete doğru uygun adımlarla ilerliyoruz.

\n

Bütün olayların nedenini bu olayları önlemek için gerçekten insanüstü bir çaba gösteren BDPye atmayın. Çünkü geçen gün bir küçük mahalle toplantısında gördüm, BDP bağımsız adayının İstanbulun varoşlarında yaşayan ve sınıf mücadelesini bilmeyen, temelde sağ iktidarların yıllar boyunca oluşturdukları sömürünün ne anlama geldiğini sorgulamayan ama Kürt kimliğiyle başkaldıran gençleri durdurması mümkün olmadı. Onlar kürsüyü sardılar ve tek bir şey istediler. Kürt kimliğinin tanınması ve inanılmaz öfkeliydiler.

\n

İşte hep birlikte geldiğimiz nokta bu. Seçim sonrası hiçbir şey durulmayacak. Bu nedenle, özellikle iktidar partisinin oy hesaplarını bir yana bırakıp, ülkenin şiddetle sürüklendiği bir iç savaş ortamını yatıştırması gerekiyor.

\n

Bırakın artık, Silivri - Kandil bağlantısı martavallarıyla işi başka mecralara sürüklemeyin. Bir iç savaşta ölüm herkes için bir adımlık yoldadır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları