Parasız Bir Dünya Olabilir mi?

19 Şubat 2013 Salı

Cumartesi günü, algı yönetiminde usta bir arkadaşım, bendeydi. Sen hâlâ bu filmleri izlemedindedi ve beni internetin başına oturtup ilki 2007de yayımlanan Zeigeist”, Türkçesi Zamanın Ruhuadlı iki belgesel izletti.

\n

Peter Joseph adlı bir aktivist tarafından yapılan ve sadece internette yayımlanan filmlerin ilki Zeigeist: The Movie, din kavramının nasıl oluştuğunu ve hayatımızı nasıl ele geçirdiğini anlatıyordu. Özellikle semavi dinlerin (Musevilik, Hıristiyanlık), dünyanın en önemli uygarlıklarından biri olan ve güneşe tapan Eski Mısırda, bilim insanlarının güneşin hareketlerini takip ederek oluşturdukları bir yığın efsaneyi, bir yığın yaratılış öyküsünü evirip çevirip kendilerine mal ettiklerini gayet net, bilimsel bir açıklamayla anlatıyordu.

\n

Dünyanın en zenginleri arasında bulunan Vatikanın, tanrıyı bir para babasıgibi gördüğünü, vergi vermeden, sürekli para, para, paradiye haykırdığını o kadar gerçek kanıtlarla göz önüne seriyordu ki özellikle Amerikalılar için yapılmış bu filmlerin onları şoke ettiğini söyleyebilirim. İlk belgeselde dinlerin oluşumu, neden ortaya çıktıkları ve hepsinin bugünkü sömürü düzeninin sorumlusu olduğu anlatıldıktan sonra sıra geldi ikinci belgesele.

\n

İkinci belgesel Zeigeist: Addendumbu kez yeni tanrının, yani paranın oluşumunu ve geçirdiği evreleri anlatıyordu. Biliyordum ama dehşetle yeniden gördüm ki 1978 yılında Amerikan Merkez Bankasının aldığı bir kararla karşılığı olmayan para basmak artık Amerikalılar için bir çocuk oyuncağı. Anlatacağım; Amerikan Merkez Bankası bir devlet bankası değil, dünyanın bugünkü halinden sorumlu şirketlerin bankası. Amerikan hükümeti sıkıştığında bu bankadan para basmasını rica ediyor. Onlar da ancak yüzde 10 karşılığı bulunan istedikleri kadar parayı basıp hükümete teslim ediyor. Bu para diğer bankalara geçiyor ve sürekli çoğalıyor ama sanal”, karşılığı yok. Bu ne demek? Sürekli Amerikan Dolarının değeri düşüyor ve artık global bir köy olan dünyamızda da sürekli bir eflasyon alıp başını gidiyor.

\n

Yani insanlık daha çok yoksullaşıyor, insanlar köleleştiriliyor. Dünyada her altı dakikada bir çocuk, önlenebilir açlık ve hastalıktan ölüyor. Dünya nüfusunun yüzde 40ı günde iki dolarla yaşıyor.

\n

Ve parayı ellerinde tutan 54 uluslararası şirket, öylesine açgözlü, öylesine vicdansız ki sürekli bir savaş ve kıtlık ekonomisine dayanarak dünyayı yönetiyor. Görüyoruz ki demokrasi filan birer oyundan ibaret! Film arka arkaya ülkelerinin kaynaklarını, ülkeleri halklarının çıkarına kullanmak isteyen liderlerin çokuluslu şirketler tarafından nasıl devrildiklerini, öldürüldüklerini öyle açık bir biçimde anlatıyor ki umutsuzluğa kapılmamak elde değil. Özellikle Latin Amerika bu çokuluslu şirketlerin at oynattıkları bir alan olmuş. Neyse ki şimdilerde çokuluslu şirketler, o ülkelerin halklarının direnişleri sayesinde at oynattıkları bir alanı terk etmek zorunda kalmışlar.

\n

Şimdi sıra Ortadoğuda.

\n

Filmleri izledikten sonra arkadaşım, Benim bu dünyada yatacak yerim yokdiyor:Çünkü hem reklamcıyım hem de algı yöneticisi.Ona kıyamam. Ama çokuluslu şirketlerin medyayı ve yayın organlarını, bazı sosyal kurumları nasıl ele geçirdikleri ve onlara neler yaptırdıkları filmin dehşet verici bölümlerinden.

\n

Peki, ne yapacağız? Filmi yapanlar ve yarım milyon aktif üyesi olan Zeitgeist”, bize Venüs Hareketini öneriyor. Şöyle: Dünyanın kaynakları ve gelişen teknoloji bize büyük imkânlar sunuyor. Özellikle yaratılankıtlık ekonomisiyerine kaynak ekonomisinin geçilmesi gerekiyor. Doğa bize güneş, rüzgâr, dalga enerjisi gibi ucuz ve hiç bitmeyecek bir kaynak sunuyor. Petrole, termik santrallara, HESlere, nükleer enerjiye hayır! Teknolojinin gelişmesi için kaynak artırımına, evet! Eğitim, sağlık harcamalarının çoğaltılmasına evet! Ve en önemlisi paranın ortadan kalkması. Olur mu olur.

\n

Ve insanlığın en temel hakkının tembellikolduğunu kabul etmek!

\n

Bunlar olabilir mi? Gelecek yazım, bunlar olduğunda dünya nasıl bir yer olur... Bekleyin!

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları