Sivil İtaatsizlik Zamanı!

27 Nisan 2014 Pazar

Çareler tükendiğinde, kişiler ve kitleler için “sivil itaatsizlik” bir hak olarak ortaya çıkar. Her şeyin adını koyalım. Şu anda ülkemizde demokrasi ve hukuk yoktur. Dört bakanının fezlekesi Meclis’te bekleyen bir hükümet meşru değildir. Seçim şaibelidir. Tüm kurumlar, tek kişinin emrine girmiştir. En ufak gösteri polis şiddetiyle dağıtılmakta, insanlar gözaltına alınmaktadır.
Durum buysa, kişilerin ve kitlelerin “sivil itaatsizlik” haklarını kullanmaları acilen gerekmektedir. Sivil itaatsizlik aslında pasif bir eylem biçimidir ama inatla sürdürüldüğünde başarı şansı oldukça fazladır. Ganhdi örneğinde olduğu gibi.
Hadi biraz hayal kurup, hem kişisel hem kitlesel olarak neler yapabileceğimizi görmeye çalışalım.
Hayal bu ya, üç muhalefet partisinin Meclis’i boykot etmesi gerekmektedir. Hiçbir işlevi kalmayan, sadece AKP iktidarına faşist yasalar yapma ve bunları hayata geçirme imkânı veren Meclis, halk iradesini temsil etmekten çok uzaktır. Meclis’teki üç muhalefet partisinin Meclis’i boykot etmesi, gitmemesi ve Meclis’in toplandığı saatlerde meydanlarda toplanıp halka gerçekleri anlatması o kadar da zor bir iş değildir. Şunu bilmek gerekir; Tayyip Erdoğan, hedefine Cumhurbaşkanlığı’nı koymuştur, böylece ordunun da başkomutanı olacaktır, ayrıca AKP’nin 12 yıllık yönetiminde oluşturulan doksan bin polisten oluşan silahlı güç, doğrudan Tayyip Erdoğan’a bağlıdır. Bu korkutucu bir şeydir.
Partilerin Meclis’i boykotu, hiç kuşkunuz olmasın, halkın büyük desteğini görecektir. Açıkça söylemek gerekirse, muhalefet partilerinin mızmızlığı halkı siyasetten iyice s o ğ u t - m u ş t u r . C e m a a t şunu yap a c a k , Amerika şöyle demiş, bunlar birer balondan ibarettir. T a y y i p E r d o ğ a n en çok Amerikalıların adamıdır. Pek çok çıkışını iyi polis-kötü polis oynayarak geçiştirirler. Ayrıca Türkiye’de hukuk ve demokrasi olup olmadığı ne Amerika’nın ne de Avrupa Birliği’nin umurundadır. Türkiye orada mı? Büyük bir pazar mı? Onların derdi budur!
Muhalefet partilerinin Meclis boykotu, pek çok sivil inisiyatifi de kendine çeken bir merkez oluşturacaktır. Barolar, mühendis ve mimar odaları, tabip odaları ve daha pek çok sivil kurum boykotun doğal destekçisi olacaktır.
Böyle bir durumda Tayyip Erdoğan’ın polisleri “ya Allah” deyip herkese insafsızca girişecek ya da bir köşede uslu uslu durup olup biteni izleyeceklerdir. Bir süre boykotu vermeyen, görmeyen yandaş basın, tümüyle etkisini yitirecek ve sonunda Tayyip tüm milletvekillerini vatan haini ilan edip, tutuklamaya başlanmasını emredecektir.
İşte bu tutuklanma olur ya da olmaz. Bu bizim yirmi birinci yüzyılın Hitler’i olmaya aday Tayyip Erdoğan’dan kurtulma anımızdır. Aksi takdirde ülkemizi ılımlı İslam değil, Afganistan benzeri bir din devleti beklemektedir. Üstelik ağır bir iç savaşın gölgesi şimdiden ülkemizin güneyine düşmüştür. Akdeniz’in Afganistan’ı olma yolunda hızla ilerlemekteyiz.
Şimdi bana diyeceksiniz ki; partiler bir araya gelemez, Kürtler barış süreci için Tayyip’e katlanmak zorundalar. MHP ile BDP bir arada nasıl olur? Saf bir yurttaş olarak şunları söyleyeceğim: Böyle giderse ne Kürtlere özerklik tanınır, ne anadilinde öğrenim hakkı ne de Diyarbakır petrollerinden yüzde. Böyle giderse CHP şiddetle küçülür, çünkü bu seçimde verilen oyların büyük bölümü ödünç oydu. Bu böyle biline. MHP’ye gelince, memleket elden giderken, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganıyla ortaya çıkmak abesle iştigal etmek olur. Artık bıktık, bu arada Ataşehir’de on anaokulundan toplanan minnacık çocukların başları bağlı namaz kılmaya zorlandıkları bir ülkede, “Lütfen inanç özgürlüğüne saygı duyalım” gibi sözler söyleyen ve kendilerini her şeyin üstünde gören bir tayfa var, onlara da bir çift sözüm var: Brecht’in bir oyununda yedi yaşındaki bir çocuk, babasını Gestapo’ya ihbar eder, salonlarına Hitler’in resmini asmadığı için. Bu da onlara kapak olsun!
Hayal kurmanın sonuna geldik. Sadece hayali bile etkili bir sivil itaatsizlik örneğini sizlere göstermek istedim. Kaç milletvekili sokağa çıkar dersiniz? Onların da para ve imkânlar için mi yoksa gerçekten millet iradesi için mi orada olduklarını bilmek iyi olurdu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları