Filinta

28 Aralık 2014 Pazar

Tuhaf. Polisiye sevilmiyor bu topraklarda.
Bizim seyirci ağlak dramlardan, ucuz entrikalardan başka bir şey izlemiyor mu?
Bu hafta yeni bir dizi daha başladı. TRT’de. Ters köşeye yatırdı seyirciyi yine. Türkiye’nin bugüne dek çekilmiş en iyi dizilerinden birini yayımladı.
Adı Filinta. Bir Osmanlı polisiyesi.
Muhteşem bir prodüksiyon. Büyük paralar harcanmış. Belli. Emek verilmiş. 19. yüzyılın Pera’sı, İstiklal Caddesi, Galata’sı birebir platolarda yeniden inşa edilmiş. Mekânlar, dekorlar, kostümler, görsel efektler tümüyle bir Hollywood yapımı sanki.
Türkiye’de istendiğinde iyi işler yapılabiliyormuş. Hem de çok iyi. Ve pahalı.
Lakin hak ettiğini alamadı seyirciden. Filinta. Reytinglerde totalde 24. AB’de 15 oldu. Tuhaf değil mi?
Uluslararası standartlarda bir iş var ekranda. Bizden. Kendi içimizden. Tarihi bir Osmanlı hikâyesi. Aksiyonu bol, hızlı ve akıcı bir polisiye. Lakin “Muhteşem Yüzyıl” gibi bir “soap opera” değil, entrikası ve harem aşkları eksik. Diriliş’i reytinglerde birinciliğe taşıyan seyirci Filinta’ya ısınamadı. İkisi de aynı kanalda oysa. İkisi de bugünkü iktidarın gözdesi Osmanlı’yı işliyor. Peki, neden iki farklı sonuç çıkıyor?
Salt polisiyenin sevilmemesinden mi? Kadınlara hitap etmediğinden mi yoksa? Peki ya Kurtlar Vadisi? Erkek dizisi değil mi? 10 senedir reyting rekorları kırmıyor mu bu ülkede?
Filinta zoru seçmiş. Kurtlar Vadisi gibi ucuz kahramanlıklar, seyircinin duygusunu sömüren ucuz hamasetler peşinde değil. Hedef kitlesi Ortadoğu değil. Avrupa. Dünya.
Kurt Seyit ve Şura’dan sonra Filinta da aynı sorunla karşı karşıya. Türkiye dizi sektörü önemli bir krize doğru sürükleniyor. Batı standartlarında yapılan işler yurtdışı satışlarında başarılı olurken nedense Türk seyircisini kucaklayamıyor. Burada TRT ilk kez özel televizyonlardan farkını ortaya koymaya başladı. Ucuz ve kalitesiz dizilerle reyting yarışına girmekten vazgeçip, iyi ve kaliteli işlere sahip çıkmaya başladı.
Ülkem insanı hakikaten kaliteli prodüksiyon istemiyor mu? Yoksa Türkiye’deki reyting panelleri yanlış deneklerden mi seçiliyor? Reyting kutularının yerleştirildiği hanelerin eğitim ve gelir düzeyi çok mu aşağılara çekildi? Ve en can alıcı sorulardan biri de manipülasyon var mı? Acaba?
Vakti geldiğinde öğreniriz. İnşallah. Her şeyi.
Filinta seçtiği polisiye türünün dışında, tarzıyla da standart seyirciye ulaşmakta zorlanıyor. Hikâyesi sağlam, plot’u yani ana çatısı iyi kurulmuş, ama senaryosu fazla Batılı. Yerel ve sıcak değil. Atmosferi kasvetli. Sokaktaki  insandan uzak. Karakterler soğuk. En sıcak, en bizden karakterlerden biri olan Bıçak Ali’yi daha dizinin başında öldürmüşler. Oysa Filinta’yla birlikte çok iyi bir ikili olurmuş. Yazık.
Filinta’nın cast’ı da ilginç. Hatta rizikolu. Suskunlar’dan tanıdığımız Mehmet Özgür’ü bugüne dek kötü karakterlerde izlerdik hep. Kadı Gıyasettin rolünde çok başarılı bir iş çıkarmış. Hakiki bir “mentor” var karşımızda. Dizinin kötü adamı Boris’i canlandıran Serhat Tutumluer de rafine bir “antagonist” olmuş. Filinta Mustafa’da Onur Tuna zayıf, ama pişerse genç kızların gönlünü yakan bir jön olabilir. Lara’yı oynayan Damla Aslanalp de Almanya’dan geliyormuş. Yeni bir Meryem olması işten bile değil, ama dublajla ses rengini ve aksanındaki tüm sevimliliği yok etmişler.
Hikâyeye gelince: 1860’ların Osmanlı’sında zaptiye olarak görev yapan Filinta Mustafa’ya bir kumpas kuruluyor. Padişahın özel izniyle idamdan kurtulan Filinta, Devleti Âliyye’nin iç ve dış düşmanlarıyla mücadeleye başlıyor. Filinta bir nevi Osmanlı’nın James Bond’u ya da Sherlock Holmes’u. Polat Alemdar gibi abartılı ve inandırıcılıktan  uzak bir karakter değil. Daha hakiki.
Bugünün siyasi gelişmelerine yapılan göndermeler, (o zamanki zaptiye teşkilatındaki paralellerle, iç ve dış mihraklarla mücadele) iktidarın algı operasyonuna hizmet ediyor. Osmanlıca alt yazılar ve kudretli, adaletli, şefkatli Osmanlı propagandası derinden pompalanıyor. Evet iktidarın Osmanlı’ya dönüş ideolojisine hizmet eden bir proje var karşımızda. Hollywood da böyle değil mi?
Nihayetinde Filinta dizi ve sinema sektörümüzün standartlarını yükselten iyi bir polisiye. Takip edilmeli.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları