İşimiz Gücümüz Yalan Dolan

10 Şubat 2013 Pazar

Türkiye’nin en çok konuşulan iki komedi dizisi ‘İşler Güçler’ ve ‘Yalan Dünya’. Biri sosyal medyada fenomen, ikincisi âlemin dilinde.
Bu iki dizi de televizyon dünyası, yani kullandıkları mecra üzerinden espri üretiyorlar.
Nasrettin Hoca misali kendi bindikleri dalı kesiyormuş gibi yapıyorlar. Hal böyle olunca ikisi de izleyici profili olarak Cihangir’e sıkışıp kalıyor. İkisinin de hedef kitlesi genç ve alım gücü yüksek olan orta sınıf. İki dizi de içerik ve mekân olarak adı Cihangir’le özdeşleşen medya mahallesinde oturuyor.
‘İşler Güçler’ muzip, ama bıçkın delikanlı rolü keserken ‘Yalan Dünya’ sonradan görme yeni zenginlerin evde kalmış, çakma sosyetik güzelini canlandırıyor. ‘Yalan Dünya’ ne denli dişi ve sürekli düşük yapan doğurganlıktaysa, ‘İşler Güçler’ de “Ezbere yapılan televizyonculuk bitti, ünlü oyuncuları yığ, yanlış anlaşılmalarla bezeli çakma hikâyeleri bul, yürüsün. Bence bu dünya yalan oldu’’ diyebilecek kadar erkeksi ve saldırgan. Oysa kendisi de eleştirdiği diyalog mizahından beslenen ve gereksiz yere telaşlı ve savruk bir erkek diline hapsolduğu için ana hikâyeyi unutan bir dizi.
‘Yalan Dünya’ Zerrin karakteri üzerinden “Cihangirrr, seni yeneceğim lan!” diye meydan okusa da abartılı ve inandırıcılıktan uzak karakterler üzerinden sığ esprilerle yetinmeye kalktığı ve Türk mizahının zengin mutfağından yararlanmadığı için, böyle giderse eleştirdiği televizyon dünyasının kurbanı olmaktan kurtulamayacak. Oysa ‘İşler Güçler’ samimi bir komedi. Dizi ve film sektörünün içyüzünü tüm çıplaklığıyla ortaya koyacak denli cesaretli ve hakiki. Senaristinden, ışıkçısına ve figüranına dek bu vahşi kapitalist sektörün ezilenlerini, açlıktan ve parasızlıktan ağızları kokan fikir ve sanat emekçilerinin sorunlarını mizahla yoğurma derdinde. Bu saygı duyulacak çırpınışa sosyal medya yeterince destek veriyor. ‘Star tv’ de doğru bir yayın politikasıyla 23 sonrası kuşakta bu tür kaliteli ve özgün yapımları koruma altına almaya çalışıyor. Ne var ki bu yeterli değil. İzleyiciyi de çekebilmek için ‘İşler Güçler’in de komedi anlayışını geliştirmesi ve Cihangir çemberinden çıkması gerekiyor. Yoksa “Keşke bütün Türkiye Cihangir olsa” anlayışının ezikliğine yenik düşer.
Dizi sektörü ve genelde medya üzerine mizahi yaklaşım ilk aşamada cazip ve çeki
ci gibi gelse de, bu tür komedi dizilerinin sokağa inmesi, halkın arasına girmesi tek çözüm. Türk mizahı gerçekten çok zengin. Türk halkı da kendi bağrından çıkan özgün ve kaliteli mizah anlayışına sahip çıkıyor. Bu başarıyı Aziz Nesin’in hikâyelerinde, Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz eseri ‘Hababam Sınıfı’nda ve belki daha da basitleştirirsek, ‘Kibar Feyzo’da ve ‘Banker Bilo’da yakalayabiliyorsak, demek ki geniş halk kitlelerine ulaşabilen kaliteli ve iyi hikâyesi olan komedi dizileri yapmak mümkün. ‘Recep İvedik’le başlayan, hikâye anlatmaya bile gerek duymayan skeç kolajlarıyla idare etmek, Cem Yılmaz’ın sahne stand-up’larını filmmiş gibi sunarak izleyiciyi kandırmak yerine sosyal bir sorunu işleyen, özgün ve akıcı bir hikâye üzerinden komedi filmleri ve dizileri yapma zamanı geldi de geçiyor bile. Yoksa yalan dolanla beslenen, hayal ve çakma medya dünyasını eleştiren diziler de sonunda yalan olur.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları