Cehennem burada cennet nerede?

28 Mayıs 2023 Pazar

Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, İtalya’nın topuğundaki Otranto’yu topa tuttuğunda miladi takvim 28 Temmuz 1480 tarihini gösteriyordu. 

Otranto, 15. yüzyılda bugün Katalonya diye bildiğimiz Aragon Krallığı’nın mülkü ve zaten Katalanlar; Akdeniz’deki Mayorka, Sardunya, Sicilya adaları ile Güney İtalya’nın sahibiydiler. 

Otranto’yu savunanlar 90 kadırga, 40 kalyon ve başka gemilerden oluşan donanmanın top ateşine fazla dayanamadı. Sadece 6 bin nüfuslu Otranto halkı garnizonla birlikte kaleye kapanarak kenti yağmalamaya başlayan Türklere terk etti. 

Gedik Ahmet Paşa, kaleye sığınanlar teslim olmayınca bombardımanı yeniden başlattı. 15 gün süren kuşatma sonunda Osmanlı donanması, alınamaz denilen kaleyi de düşürmeyi başardı.

Gemilerden karaya çıkan 18 bin Türk levendi, Otranto’da korkunç bir katlima girişti. On beş yaşından büyük tüm erkekler öldürüldü, kadınlar ve çocuklar tutsak alındı. 

BOĞAZDA BOĞAZLAMA

Katliamdan kaçanlar, bu kez Otronto Katedrali’ne kapanarak Başpapaz Stefano Agricoli’yle birlikte duaya sığındılar. Gedik Ahmet Paşa -İtalyan kaynaklarına göre- kiliseye kapanan müminleri İslama çağırdı. Reddedilince Otronto Katedrali’ne giren leventler içerideki herkesi öldürdü. Başpapazın kafası kesildi, kazığa geçirilip kentin sokaklarında dolaştırıldı. Kale garnizon komutanı Francesco Largo’nun gövdesi, canlı canlı ortadan ikiye ayrıldı. Kazığa geçirilip kentte gezdirilmek zevkine erişen ikinci kelle, İslam dinine geçmeyi reddedenlerin başını çeken terzi Antonio Pezzulla’nınki oldu. Diğerleri toplanıp kentin bir ucundaki Minerva Boğazı’na götürüldü ve hepsinin kafası kesildi.

ŞEHİTLER VE ŞAHİTLER

Doğru mudur yanlış mıdır bilemem ama günümüzde Otronto’nun belediye kitaplığında yer alan kent tarihine göre, Türklerin yaptığı katliam sırasında Katoliklerin ölüme giderken gösterdiği cesaretten etkilenen Bersa Bey adlı bir Osmanlı komutanı da dinini inkâr edip Hıristiyanlığa geçtiği için silah arkadaşları tarafından kazığa geçirilmiş... Türklerin, Otranto’da kaç kişiyi hakladıkları tam olarak bilinmiyor. Ama önce kaleye, ardından kiliseye sığınanlardan en az 800’ünün kafasının kesildiği kesin. Çünkü Osmanlı’nın fetih dehşetinden sadece 13 ay sonra Aragon Krallığı tarafından geri alınan kentin simge katedralindeki 7 camlı dolapta Minerva Boğazı’ndan toplanan 800 cesedin kafatasları ve kemikleri sergileniyor.

“Otranto’nun Aziz Şehitleri” diye anılan bu iskeletler, kenti koruyan kutsal gücün ruhu sayılıyor. Katedralin bütünüyle Türk katliamına ayrılan bu bölümünde, Osmanlı’nın Minerva Boğazı’nda yaptığı toplu infazı resimleyen bir de tablo var.

VAHŞET YARIŞI BERABERE

Ama asıl etkileyici olan elbette iskelet kalıntılarının sergilendiği devasa boyutlardaki camekânlar. Ancak domuz bağcı Hizbullah’ın zevk alacağı manzaranın ürkünçlüğü tarifsiz...

Ve “neyi” unutturmadığı açık. 

Tahmin edebileceğiniz gibi, İtalya’da hâlâ ününü sürdüren “Mamma il Turci!” çığlığının anavatanı, Puglia bölgesinden söz ediyorum.

Otranto katliamı, yükseliş dönemindeki Osmanlı’nın özelinde Puglia, genelinde Akdeniz kıyılarına saldığı dehşetin sadece bir örneği.

Fakat tepeden tırnağa kanlı bir dünya tarihinde, zaten hiçbir ülke, hiçbir halk vahşette yenişemiyor, kimse kimseden daha az gaddar değil... Osmanlı hilafet ordularının ve Türk korsanların Hıristiyanlara yaptıklarını, Haçlı orduları ve Hıristiyan korsanlar da Müslümanlara yapmış, hatta mezhep ayrılıkları yüzünden kendi kendilerine daha beterini reva görmüşler. 

CENNETİ YERYÜZÜNDE YAŞAMAK

İnsanlar, senin imanın benim ırkım diye diye, temelinde hüküm ve çıkar hesabından ibaret bir tarihte, birbirlerinin gözünü oyacak bir bahane bulmuşlar hep...

Böyle bakınca, aslında çıkara dayalı kanlı hesapların cehenneme çevirdiği dünyadan başka cennet olmadığını görebiliyoruz. En azından merak edip okuyanlar, gezenler, okuduğunu ve gördüğünü anlayanlar görüyor.

Kanlı bir tarihin tanığı ve sahnesi Otranto Kalesi’nin günümüzde çok turistik burçlarına çıkıp Puglia vadisini kuşbakışı seyrettiğinizde cennetin dünyada olduğunu görüyorsunuz, örneğin.   

Önemli olan, cenneti yeryüzünde yaşatan uygarlığı kurabilmek.  

Oysa Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında, cennetin yolu gitgide daha çok insan için yaşarken cehennem azabına dayanmaktan geçiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kızgın Boğa 21 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları