Kan, Kadın ve Kurban

02 Kasım 2011 Çarşamba
\n\n\n

Kurban ritüeli, tektanrılı dinlerin icadı değildir.

\n

Hatta hiçbir dinin semavi olmadığına kanıt sunar. Çünkü tarih öncesi, çoktanrılı dinlerde ve putperest ritüellerde varken, tam da bu dinleri ve tapınma biçimlerini günah sayan, mücadele eden ve yıkan tektanrılı dinler tarafından da benimsenmiştir!

\n

Ama üç tektanrılı dinden ne yazık ki bir tek İslamiyet kurban ritüelini 21.yüzyıla taşıdı, yalnızca İslamiyette kurban ritüeli biragorabayramı olarak kutlanıyor, hâlâ.

\n

İşte tam burada anımsatmak gerekir ki, Vandaki deprem felaketinin yası, CHPnin de haklı olarak altını çizdiği gibi 29 Ekim kutlamalarını iptal ederek tutulmazdı. Cumhuriyet Bayramı, ulusal birliğimizi anımsayıp kutladığımız bir törendir. Ama zaten AKP muktedirleri de Van depreminin yasını nasıl tuttuklarını, 29 Ekimi kutlamaktansa düğün dernek kutlamakla göstermişlerdir. Bu düğünlerde Vanı düşünerek hıçkıra hıçkıra ağladıklarına ve altın taktıkları gelinleri, damatları depremzede yerine koyduklarına kuşkum yok da

\n

Asıl Kurban Bayramının iptaliyle tutulabilirdi Van felaketinin yası ve yakışırdı.

\n

Çünkü insan ve çocuk kanlarının kurumadığı bir yeri hayvan kanıyla sulamak, ölüm kokusu taşıyan havaya öldürülen hayvanların kokusunu salmak nasıl bir arınmadır, hangi yürek kaldırır, hangi vicdan sızlamaz?

\n

Ama sanırım benim yürek dediğim yürek de azınlık, vicdan da azaldı, her yerde.

\n

Kurban Bayramı, bir depreme eşlik etsin etmesin, kimi yerde katlanarak süren, adeta katliama dönüşen bir bayram, Türkiyede ve dünyada...

\n

***

\n

21. yüzyılda başta ABD ve Çin, hâlâ pek çok ülkede ölüm cezası var.

\n

Ancak agorada, yani halka açık meydanda kelle keserekinfaz, yalnızca İslami şeriat ülkelerinde sürüyor ve bendeniz, bu tür suçlu infazıyla kurban ritüeli arasında ilişki yoktur diyecek kafanın alnını karışlarım!

\n

Agorada idamlık kellesi vurmak, meydanlarda parklarda koyun, koç, deve boğazlamak ve zaten boğazı kesilmeden öldürülen hayvan etine haramdemek, aynıkan akıtma TEMİZLİĞİNİN türevleridir. Tarih öncesinden günümüze, tüm dinler tarihi kanla yazılmış, Tanrılar adına çok kan dökülmüştür. Ancak Kurban Bayramlarında Tanrıya kan sunmak ve ruhani yüceliği kan akıtarak aramak kadar, sözde günahlarıkanla temizlemeknedense yalnızca İslamiyette kalmış ve artarak sürmektedir. Tüm İslam ülkelerinde ve Türkiyede, nedense namus kanla yıkanıp temizlenir. Üstüne ve uğruna kan dökülmeyen namus, kirlidir.

\n

Töre cinayetleri kanla namus temizliği değil de nedir? Ya aynı törelerde, zifaf gecesi sabahında sergilenen kanlı çarşaf?

\n

Helal çiftleşmede dökülen kanı temiz namus diye gösteren, kan dökülmezse gelini haram çiftleşmede kirletilmişaddeden zihniyet, elbetteki temizliktenkan dökmeyianlayacak, zatenöldürmekyerine de temizlemekdiyecektir...

\n

***

\n

Bu ülkede her gün, ortalama üç dört kadın öldürülüyor. Çoğunun kasap bıçağıyla temizlendiğidüşünülecek olursa, öldürülüyor yerine kurban ediliyordemek, daha doğru.

\n

Daha geçen hafta Bursada, Dilek Tuncer adındaki genç kadının, ayrılmak istediği eşi Adem Tuncer tarafından 26 yerinden bıçaklanması yetmedi, boğazı da kesildi...

\n

Bıçak ustası olmaya gerek yok, korku filmi seyircileri bile bilir: Bir insanı 26 kez bıçaklamak, fiziki bir performans gerektirir. Böyle bir performans gösterebildikten sonra başlıbaşına ustalık işi kelle kesmeye kalkışmak, ancak ve ancak bir kasaplık marifetidir. Acaba işsiz güçsüz Adem Tuncer, sizce böyle bir deneyimi nasıl edinmiş, bıçağı böyle kullanmayı nerede öğrenmiş ve cinayet işlemek için neden bu yöntemi seçmiştir?

\n

Yanıtınızı duyar gibiyim.

\n

Bir toplum düşünün ki, her 100 kadından 16sına tecavüz edilsin. Her 4 kadından 1ine dayak atılsın. 10 hamile kadından biri şiddete uğrasın. Çocuk gelinler mal olarak alınıp satılmakla kalmayıp, ensest ilişkiye de zorlansın. Zaten günde de üç/dört kadın öldürülsün.

\n

Düşünün ki böyle bir toplumda, kadınları korumak için kurulamayan timler, kaçan kurbanlık hayvanları yakalamak için kuruluyor. Tersi de olabilirdi!

\n

Neyse ki Türkiyede kadın kurbanların, kurbanlık hayvanlar kadar bile değeri yok.

\n\n\n

Türkiyenin iç derinlik işlerine bence en yakışan Bakan İdris Naim Şahin, PKKnin bomba yüklediği ve polisin patlatmak zorunda kaldığıO katırın hesabını nasıl verecek? diye meraklanıyor, Katırın suçu ne?diye soruyor.

\n

Ben de kendisine soruyorum: Her bayramda döve döve bıçağın altına sürülen, kaçınca pompalı tüfekle kovalanıp öldürülen, canlı canlı ayağından asılan kurbanlık hayvanların suçu ne? Sayın Bakan, işkenceyle öldürülen kurbanlıkların hesabını kime kesiyorsa, PKK katırının hesabını da ona sormalı. \tÇünkü aynı kolda uzayan bir elin beş parmağı, birbirini tanır.

\n\n\n

Biz ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.

\n

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları