Sansür yasasına yanıtımızdır!

23 Ekim 2022 Pazar

18 Ağustos 1982

Yargıç, çehresini gösterdi. Kasıtlı, mahkûm etmeye kararlı. Dikerdem’in (Y.N. Büyükelçi Mahmut Dikerdem) dramatik sorgulamasında bu anlaşıldı. Böylece, artık yakın bir tahliye umudu (siyasal davanın sürprizleri dışında) ortadan kalkmış oldu. Kısaca 5.5 aydır buradayız. Hiç değilse bir o kadar daha tutukluluğu göze almak, kötümserlik sayılmaz. Ancak, içimde bir yılgınlık ve hatta üzüntüden eser yok. Nâzım Hikmet’i yeniden yargılamaya kalkışan (Nâzım Hikmet’i anma geceleri vb.) bir zihniyete karşı, insanlık ve yurttaşlık haysiyetimizi savunurken, çok daha uzun süreler hapiste kalmayı göze almaktan daha doğal bir şey olamaz.

4 Kasım 1982

Birkaç saat sonra düzmece mahkemenin önüne çıkıyoruz... Faşistlerle, cehalet, gerilikle, kabalık ve bayağılıkla uygarlık kıyasıya savaşıyor... Bizim buradan çıkışımız da bu savaşın bir aşaması olacak, kimsenin müzahereti ya da atıfetiyle olmayacak.

Bu kış, sağlığımı korumam için, bu mezar gibi hapishanede ve güneş almayan kuytu yatakta, çok özen göstermem gerekecek. En önemli sorun bu. Bir de zaman uzadıkça, yavrumla duygusal bağlantımızın zedelenmeden sürmesindeki güçlük. Yüz yüze görüşebilmek konusunda belki yeniden savaşa girmek gerekecek.

18 Kasım 1982

Duruşma, beklenmedik, alçakça bir biçimde 16 Aralık’a ertelendi. Yani 28 gün daha gün sayacağız.

Barışım dün anneannesine giderken, “Baba belki öteki eve gitmiştir, oraya gidelim” demiş annesine. Bu çocuğun sevgisini yüreğimde bir mücevher gibi taşıyorum.

Şu son duruşmadan sonra kınadığım kötümserlik gibi, bendeki iyimserliğin de ne yazık ki iflah olmaz bir hastalık olduğunu anladım.

2 Aralık 1982

Karşıma düşen yatakta tahminen 50 yaşlarında Kürt bir kaçakçı yatıyor. Zayıf, avurtları çökük, açık renkli bir adam; köylü. Bir ara on üç yaşında hapse düştüğünü, kaçtığını, dört yıl kadar dağlarda kaçak gezdiğini söylemişti. Bugün, dağlarda ne yaptın diye sordum. Ne olacak, dedi, herkes benden korkuyordu, ben de çalılardan... Bir kuş uçsa, ondan korkuyordum... Akıllı bir adam belli ki. (Oysa dıştan sıradan biri o da.) Biraz daha konuştuk. Bizim millet korkaktır dedi. Şimdi yürüyüşe kalkarlar, hiç bir şey olmaz, ama korkudan bir şey yapmıyorlar. Menderes’i de böyle astılar... Ve sonra, siyasal bakımdan çok ilginç şeyler anlattı, Amerika’ya verdi veriştirdi. Harbimiz bile onların izin verdiği kadar dedi. “Kıbrıs Harekâtı”nı değerlendirdi bu açıdan.

17 Aralık 1982

Bahardan kalma bir gün gibi, şu ışıklarla dolu aralık gününde, uykusuz bir gecenin kafa uyuşukluğuyla Başkan Babamızın Sonbaharı’nı okurken, içimin kabarışlarını önleyemiyorum... Böyle bir nesir yazabilmek, ne kadar da büyük, yüceltici bir duygu olmalı... Her şeye, bütün pisliklere rağmen hayatın sonsuz büyüklüğünü yazabilmek... Böyle kitaplar, büyük bir şair olabilme özlemini nasıl da büyütüyor içimde*...

VIZ GELİR TIRIS GİDERSİNİZ!

Okuduğunuz satırlar, bir dünya değeri olan ozanımız Ataol Behramoğlu’nun, Maltepe ve Sağmalcılar cezaevlerinde yazdığı Cezaevi Güncesi* “hapisanede bir sabah türküsü” günlüğünden alıntıdır.

Ne mutlu bize ki Cumhuriyet çınarının Ataol Behramoğlu gibi sağlam dalları var, o dallardan güç alıyor ufukta bir gün mutlaka atacak olan şafağı vaat eden satırlarımız...

Ne mutlu bana ki Ataol Behramoğlu’nun “düşündaşı”yım.

Vız gelir, tırıs gider bize yalanlara yalan demek özgürlüğünü elimizden alan sansür yasanız!

Ne zulümler, ne zalimler gördük biz.

Hepsini geride bıraktık, hâlâ aynı ışığı ileri taşıyoruz, buradayız!

Yatarız, çıkarız, yine yazarız ve ölsek bile, despotlardan çok daha uzun ömürlüdür bıraktığımız izler, adlarımız.

*Tekin Yayınevi, 2022.

CEZAEVİNDE ÖLEN DOST 

Cezaevinde ölen dost

Yarana merhem olabilsem 

Sessizce, usulca solan dost 

Derdine çare bulabilsem

Alçakların kudurduğu dönem bu 

Kötünün, hainin azdığı dem bu 

Halkın ağzına vurulan gem bu 

Parçalasam kırabilsem

Kahpeyi de kötü devran kahpeyi 

Sardın başa işkenceyi sehpayı 

Kardeş ölmüş bize düşen ah payı 

N’olurdu yerine ben ölebilsem

Ataol Behramoğlu 

Suçlusunuz/Şiirler, Tekin Yayınevi 2022



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kızgın Boğa 21 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları