Miyase İlknur

İnsanlığa karşı suç işlediniz

16 Eylül 2023 Cumartesi

2 Temmuz 1993 yılında başkente beş saat mesafede bulunan Sivas’ta insanlığa karşı suç işlenmişti. Önceki gün de başkentte bu davanın görülmesi sırasında zamanaşımı gerekçesiyle dava düşürüldü ve yine insanlığa karşı suç işlendi.

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas katliamı davasında firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş yönünde zamanaşımı gerekçesiyle davanın düşürülmesine hükmetti.

Olay tarihine ve yürürlükte olan lehe kanun hükümlerine bakıldığında en uzun zamanaşımı süresi 20 yıl. Ancak yakalama kararı çıkarılmış ve dava açılmış olanlar için bu süre 10 yıl daha uzatılınca zamanaşımı ortadan kalkar.

Sivas katliamı davasında firari üç sanığın kaçak sayılması için mağdur avukatlarının talepleri mahkeme tarafından kabul edildi ve kaçak sayıldı. Bu durumda zamanaşımının gerçekleşmesi için bir 10 yıl daha sürenin dolması beklenmedi.

Almanya’da olduğu bilinen üç sanık için kırmızı bülten çıkarılmasına karşın bir türlü bulunamayışı ilginç. Devletin, beceriksizliği veya ihmali ile, yükümlülüğünü yerine getirmemesinden dolayı sanıklar adeta ödüllendirildi.

Geçen günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sivas katliamı hükümlüsünü sağlık sorunları nedeniyle affetmesinden sonra, davada kaçak olan üç sanık için süren davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine pek şaşırmadık.

Kaçak sanıklar artık gönül rahatlığıyla ülkeye dönebilirler. Havalimanında özel karşılama töreni düzenlenir. Çiçeklerle karşılanır, konvoylarla Sivas’a kadar götürülür. Şehirde konvoylarla tur atarlar.

Almanya gibi hukukun ve kuralların işlediği bir ülkeden üç sanığın iadesinin sağlanamaması akla yatkın geliyor mu?

Eğer iade evrakını eksik ya da yanlış gönderirseniz elbette mümkün. O zaman istediğiniz kadar “Kırmızı bülten çıkarttık ya” deyin.

Haklı olarak diyeceksiniz ki davanın 1 numaralı sanığı Cafer Erçakmak’ı Sivas’ta evinden çıkmadığı, hatta evlendiği halde bulamayan devlet, Almanya’daki sanığı mı bulup getirecek?

Vallahi haklısınız.

VİCDAN MAHKEMESİ

Devlet, faillerini korumak istediği davaları zamanaşımına uğratmak için her yola başvurur. Elbette devlet soyut bir kavramdır. Devlet erkini kullanan siyasi iktidar demek daha doğru.

16 Mart Katliamı, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in katledilmesi davası ve Güneydoğu’da onlarca faili meçhul cinayetin davalarının zamanaşımına uğraması için ya katillerin yakalanması yönünde adım atılmaz ya da dava yerel mahkeme ile üst yargı arasında top gibi çevrilerek zamanaşımının devreye girmesi sağlanır.

Sivas katliamında yitirdiğimiz 33 kişiden birçoğu arkadaşım, dostum, ağabeyimdi. Birçoğunu da tanımıyordum. Ama süreç içinde aileleri ile tanıştık ve kocaman bir aile olduk.

Yitirdiğim dostlarım ara ara rüyalarıma giriyor. Şimdi artık insanlığa karşı suça ortak olanların rüyalarına girer umarım. Tabii başlarını yastığa koyduklarında uyku tutabilecek vicdana sahiplerse.

Dava başladığında toplu halde işlenen bir katliamı “örgütlü suç” kapsamına sokmayan mahkeme kararı açıklandığında “Bu dava divana kalmayacak” diye başlık atmıştım yazıma.

Üç firari sanığın yargılandığı dava ne yazık ki divana kaldı. Artık vicdan mahkemesinde görülecek. Bizim vicdan mahkememizde hem firari sanıklar hem de bu davanın zamanaşımına katkıda bulunanlar çoktan müebbet hapse mahkûm oldular.

Bu kararı alanların kendi vicdanlarında da bir mahkeme kurulur mu dersiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aldı sazı Erdoğan 27 Nisan 2024
Kelle İsterük! 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları