Müjdat Gezen

Yenikapı notları: 1

14 Ağustos 2023 Pazartesi

Gençliğimiz burada geçti. Sabah Fatih’ten yola çıkar yürüyerek bizim mekân olan Yenikapı’daki üniversite lokaline varırdık. Aslında burası Kemal abinin kahvesiydi. Eşmeli Şerafettin Gedik (ki sonraları Fransa’da bir kontesle evlenerek Kont Şeref oldu) bu kahveyi “Eşmeli Lokali” olarak Kemal abiden küçük bir para karşılığı kiralamıştı. Devrin ünlü genç edebiyatçıları ve üniversite öğrencileri, sanatçıları buraya takılırdı. Biz de ilk özel tiyatromuzu buraya kurmuştuk. Hâlâ süregelen arkadaşlıklarımız var Yenikapı grubundan. Bunlardan en eski arkadaşım Gıdasız Erdoğan’dır. Bodrum’dan İzmir’e taşınmıştı. Şimdi Urla’dan Dikili’ye geçti. Bana geldi dört beş günlüğüne. Eski günleri yad ettik. Erdoğan, Yenikapı’daki arkadaşlarımızdan Yüksel’i Ordu’daki baba evinde bir hafta misafir ediyor. Yüksel çok terbiyeli bir arkadaşımız. Baba: “Aferin oğlum, bak, hep böyle efendi arkadaşlar bul kendine” diye Erdoğan’a nasihat ediyor. Aradan bir ay geçmeden gazetelerin birinci sayfasında bir haber: “Dokuz genç Sovyetler Birliği’ne kaçtı” yazıyor. Aralarında Yüksel’in de fotoğrafı var. Babadan Erdoğan’a bir dayak: “Lan sen elin komünistlerini eve getirmeye utanmıyor musun?” diye. 

Hey gidi gençlik hey...

YALAN

Eskiler, “Yalanın ömrü kısadır” demişler. Hangi ölçüye göre kısadır? Mesela meselenin yalan olduğu yirmi yılda mı çıkar, yüz sene mi sürer? Yani neye göre ömrü kısadır? Televizyonlarda tuhaf programlar var. Sahte gelinler, dolandırıcılar falan hep bir arada. Orada en çok duyulan sesler hep aynı: “Yalan, yalan söylüyor, tamamen yalan...” Böyle gidiyor. Yalanlar havada uçuşuyor. Bunlar şu son yıllarda bu kadar çok yalan söylemeyi kimlerden öğrendiler bir türlü anlayamıyorum. İnsanlar durmadan yalan söylüyorlar. Herhalde yalanın prim olduğunu gördüler. Çünkü başımızdakilerin asıl mesleği bu, ayrıca politikacılık da yapıyorlar. Ben bunca yıl bu ülkede yaşadım, yaşıyorum, hiç böylesine tanık olmadım. Yalanlar havada uçuşuyor. Bugün söylediğinin tam tersini yarın söylüyor ve gözümüzün içine baka baka. Belgeli, ispatlı, şahitli şeyler bunlar. Görüntüleri var. Ama insanlar yalan söylemeye devam ediyorlar. Ben çok utanırım yalan söylemeye. Çünkü ya doğrusu pat diye ortaya çıkarsa... Bunlarda böyle bir şey yok. Sadece benim oyunlarımda kullandığım görüntülü yalanları buraya sıralamaya kalksam sığmaz. Bizi yalanlarla kandırmak gerçekten çok ayıp. Hem aptal yerine koyuluyoruz hem bile bile bunları yutuyoruz. Ben çok utanıyorum.

KURBAĞALAR

Anlatacağım şeyin size ve bana en ufak bir yararı yok. Ama bilmenizde de bir sakınca yok. İlginizi çekeceğini umduğum için anlatıyorum kızım Elif’in Hollanda’da yaşadığını söylemiştim. Mart ve nisan ayları orada kurbağaların üreme mevsimi. Ancak tümü çok küçük yavrular halinde. Caddelerde karşıdan karşıya geçerken çoğu ezilerek ölüyor. Dün bir bildiri yayımlamış hükümet: “Her mahalleden görevli ve gönüllü gençler karşıdan karşıya kurbağa yavrularını verilecek kutular içerisinde geçirecekler.” Benim gözlerim dolu. Kurbağa yavrusuna gösterdikleri bu ilgiyi hiç kuşkusuz insanlara da gösteriyorlar. Mesela dört yaşına gelen çocuklar kız olsun erkek olsun yüzme öğrenmek zorunda. Kanallarda başlarına kötü bir hal gelmesin diye. Boğulmalarını o yaşta önlüyorlar. Benim torun da yazılmış kurbağa hareketine. Kutular verilecekmiş. Cadde ve sokaklarda saat aralıklarıyla nöbet tutarak kurbağaları karşıdan karşıya geçirecekler. Ne diyeyim? 

***

Çocukluğumu seyrederim penceremden

Sık değil ama arada bir

yıllar dakika gibi geçer gündüzümden gecemden.

Saniye olur aylar, saliseler haftalar, günler

hesaba sığmaz.

Çocukluğum beni fark eder.

Çocukluğum beni terk eder.

***

CHP’DE SON DURUM: 

“Siz yukarıyı istediğiniz gibi doldurun. Tarihe not düşmüş olursunuz.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Bizim ev’ 27 Mayıs 2024
Kum fırtınası 20 Mayıs 2024
Sofi 13 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları