Anti-Politika

29 Nisan 2012 Pazar
\n

\n

Strauss Kahn, IMF Başkanlığı ve Elysee Sarayı düşlerinin sonu olan skandalla ilgili olarak ilk kez konuştu. \n

\n

Mayısta Üç Gün adı ile piyasaya yeni çıkan bir kitap vesilesiyle Guardian gazetesine ilk defa sessizliğini bozan Dominique Strauss Kahn- DSK - açık biçimde Sarkonun komplosuna kurban gittiğiniaçıkladı.\n

\n

Sarkonun adamları tarafından aylar öncesinden izlemeye alındığını belirten DSK, 2011 Mayısındaki skandalın patlak vermemesi halinde, Cumhurbaşkanlığı yarışına kesin zafer beklentisiyle girmiş olacağını söyledi. O dönemde Sosyalist Partinin alternatifsiz cumhurbaşkanı adaylığıhesabını yapan Kahn, Elysee planlarının şekillendiği 2011 baharındaki kamuoyu yoklamalarında Sarkozyden yirmi puan öndegittiğini açıkladı… \n

\n

DSK olayı; insan hakları ve sol-sağ değerlerin anavatanı sayılan Fransada siyasetin baş döndürücü irtifa kaybını sergiliyor. \n

\n

Sosyalistlerin, karizma yoksunu Hollande arkasında seferber olana dek.. bu denli kolay tuzağa düşürülebilecek birine böylesine büyük yatırım yapmış olmaları bir yanda… \n

\n

Sarkozy liderliğindeki muhafazakârların siyasi mücadeleyi bu kadar aşağılık ve bel altı bir yere çekmiş olması diğer yanda… \n

\n

Sol ve sağ.. kitle partilerinin politika adına verebilecekleri fazla bir mesajları kalmadığını gösteriyor. \n

\n

Güven kaybı krizi\n

\n

İşte klasik sol-sağ siyasetin girdiği bu büyük girdaba Avrupada anti-politikaadı veriliyor. \n

\n

Anti-politika ifadesini siyaset jargonuna kazandıran ülke, vaktiyle faşizmdeyimini de icat etmiş olan İtalya. \n

\n

Anti-politika dendiğinde siyasi sınıfın imaj, itibar kaybıanlaşılıyor. \n

\n

Çok yönlü kaybın nedenlerini yapısalyozluklarve yolsuzluklarolduğu kadar,proje ve fikir fukaralığıoluşturuyor…\n

\n

İnsanların tam gerçek liderlere ihtiyaç duyduğu şiddetli ekonomik ve sosyal kriz ortamında, siyasetin inandırıcılığını yitirmesi boşluk doğuruyor. \n

\n

Sokaktaki adamı tehdit eden ekonomik krize çare bulmak şöyle dursun; kitlelerden kopuk elit yaşantılarıyla gerek sağ, gerek solda yeni bir kastoluşturan siyasilere Eski Kıtada duyulan antipati her geçen gün şiddetleniyor. Bu güvensizlik, siyasetle yurttaş arasında derin bir uçurum yaratıyor. \n

\n

Öfkelilerin örneği\n

\n

Bir dizi akım ve oluşum, Avrupada bu uçurumda boy veriyor ve giderek yaygın biçimde anti-politikaetiketiyle anılıyor... \n

\n

Anti-politika dendiğinde ilk önde gelen örnek; geçen baharda, Democracia Real Ya! / Gerçek Demokrasi Hemeniddiasıyla sokaklara çıkan İspanyanınöfkelilerioldu. \n

\n

Madridin Puerta del Solmeydanını kendilerine mesken edinen öfkeliler”; düzen partileriyle köprüleri atmak iddiasıyla sahne alıp, lider, ideoloji ve klasik örgütlenme biçimlerini dışlayan yeni bir alternatif siyasetve düzen arayışınasoyundular. \n

\n

Ancak okyanusun beri yanındaki Occupy Wall Streethareketi gibi, öfkelilerin çıkışı da kısa ömürlü oldu ve geçen güz aylarından bu yana ivme yitirdi\n

\n

Irkçılığı besleyen damar\n

\n

Anti-politikane var ki öfkelilerdenibaret değil. \n

\n

İtalyada Beppe Grillo adındaki ünlü bir komedyen liderliğinde kurulan ve yüzde 7 civarında oy potansiyeline sahip 5 Yıldız Hareketiile Almanyada oyların yüzde 13ünü hedefleyen Piratenpartei / Korsan Parti Hareketlerihep birer anti-politika akımları… \n

\n

Ana akım siyasi oluşumlar dışında konuşlanan bu yenilikçi partilerin hedef kitlesini, öfkelilergibi.. internette baş döndürücü hızla örgütlenen gençler oluşturuyor. \n

\n

Anti-Avrupacılık”, “anti-nükleer”, “anti-finans dünyası gibi.. popüler retoriklere yaslanan bu yeni hareketler; solda özellikle yeşiller ve sosyalistlerin oylarını aşındırıyorlar. \n

\n

Kıta Avrupasının iki büyük ülkesi Almanya ve İtalyanın aksine, Fransadaki anti-politika bunalımıise, siyasi yelpazedeki uç partilerin güçlenmesiyle kendisini dışa vuruyor. \n

\n

Fransada sol uçtaki Sol Cephe - Melenchon ile aşırı sağda Ulusal Cephe -Le Penin, anti-politika partileri ile çok sayıda ortak yönleri var. \n

\n

Zıt uçlarda yer almalarına karşın; Fransız aşırı sağı da solu da Eski Kıtanın tümanti-politikapartileri / akımları gibi, “ABye”, “küreselleşmeye”, “siyasete yön veren finans sistemine”, “neoliberal politikalarabaş kaldırıyor. \n

\n

Melenchon da, Le Pen de.. seçmen için daha korumacı bir ulusal ekonomi istiyor. Le Penin ayırt edici farkı, taleplerini, ırkçılıksosuyla servis etmesi oluyor. Bu iki anti-sistem”, “anti-politikapartisi 22 Nisandaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda görüldüğü gibi, Fransada artık rahatlıkla her üç seçmenden birinin oyunu alabiliyor. \n

\n

Avrupanın kriz kâbusu bitmediği müddetçe, anti-politikaakımları ve partileri yükselmeye devam edecek. Büyük değişimlere ve çalkalanmalara gebe olan önümüzdeki dönemde, bu oluşumların isimlerini hep daha çok duyacağız.\n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024
Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları