Çizme'nin 'Moro Kâbusu' Geri mi Dönüyor?

30 Nisan 2013 Salı

ROMA - Eski kuşaklar hatırlayacaktır. Otuz beş yıl önce gene böyle bir bahar günü, İtalya’nın eski başbakanlarından Aldo Moro, bir güven oylaması için meclise giderken… Kızıl Tugaylar tarafından kaçırılıp öldürülmüştü…
Olay, yalnız İtalya’da değil tüm dünyada şok yaratmıştı.
Bu kez de gene bir yeni hükümetin yemin töreni söz konusuydu…
İki aydır bir türlü çözülemeyen hükümet krizi ile çalkalanan ülkede nihayet merkez sol ile merkez sağı kapsayan geniş spektrumlu bir koalisyon hükümeti kurulmuştu.
Hükümetin yaş ortalaması, bir evvelki kabineden 11 yaş gençti.
Üyelerin üçte biri kadındı.
“Çokkültürlülük” akımına uyan hükümetin iki bakanı da avangard biçimde farklı kökenlerden geliyordu…
Biri Kongo, diğeri Almanya’da doğan kadın bakanların ikisi, İtalyan vatandaşlığını yetişkin yaşlarında almıştı..
Bu özellikleri ile Çizme için yeni bir
“umudun başlangıcı” olarak kucaklanan ve “diyalog, iyimserlik” iklimi yaratması beklenen yeni hükümet, kamuoyunda nicedir ilk defa olumlu rüzgârlar estirmekteydi…
Ama bu olumlu hava Başbakanlık Sarayı önünde bir tabancadan çıkan kurşunlarla bıçakla kesildi.
Ülke yeniden sert bir polemik havası içine içine girdi.
Birkaç saatliğine dağılan korkular, yerini soru işaretlerine ve tekrar gelecek kaygısına bıraktı.
Belleklerde birden 1978 yılının gerilimli Moro günleri uyandı: İtalya otuz beş yıl öncesinde olduğu gibi tekrar şiddet sarmalına giriyor olabilir miydi?

\n

Saldırgan ‘terörist’değil ‘işsiz’

\n

Bu kilit soruya yanıt arayan amiral gazete “Corriere della Sera”, “Geçmişin hayaletleri peşimizde” başlığı ile yayımlanan başyazısında Moro dönemine yaptığı göndermeyle,
“Atmosfer evet (Aldo Moro’nun kaçırıldığı) o günleri andırıyor. O zaman da ekonomik kriz vardı. Partiler zorlanıyordu. Ve de özel bir gün (güven oylaması) söz konusuydu” diyerek ekliyor:
“(Başbakanlık Sarayı önünde silahını tetikleyen işsiz eylemci) Luigi Preiti, de ‘siyasetçileri’ hedef alıyor. Devlet katmanları, birkaç dakika için aynı (o günlere mi dönüyoruz) kâbusu yaşadı. Ama Preiti bir terörist değil. İtalya da o günlerin İtalyası değil. Bugün bir terör dalgası yaşamıyoruz!”
Polisin ilk tespitleri ardından nitekim Luigi Preiti’nin derhal
“terörist olmadığı” açıklandı. Saldırganın önce “meczup” olduğu söylendi. Ardından siyasetçilerin yerine güvenlik görevlilerini vurarak yaralayan eylemcinin “her şeyini yitiren bir işsiz” olduğu belirtildi.
Siyasi terör eylemi değilse de, İtalya yeni bir
“sosyal şiddet” olgusu ile karşı karşıya. İlk ifadesinde saldırgan soğukkanlılıkla; “Olayı iki haftadır planlıyordum. Her şeyi çok düşündüm” diyerek ekledi:
“Hiçbir şeyim yok. Elli yaşındayım ve hâlâ anne babamla yaşamak zorundayım. Bizi yok sayan siyasetçiler, sorunlarımıza aldırmadan çok para kazanıyor. Çaresizliğimi ve sesimi duyurmak istedim. Amacım birilerinin varlığımı fark etmesiydi. İşsizlik sorunuma çare bulamıyordum.”

\n

‘Öfke’ korkutuyor

\n

Aldo Moro teröründen farklı olsa da Luigi Preiti’nin eylemi de hayli ürkütücü.
Ekonomik, sosyal, siyasi kriz yaşayan İtalya’da, bu eylemi taklit edenlerin çıkmasından korkuluyor. Preiti’yi çaresizlik kuyusuna iten işsizlik, Çizme’de yaygın bir sosyal vebaya dönüşmüş durumda. Yüzde 13 olan işsizlik oranı, azgelişmiş güneyde iki misline çıkıyor. Gençler arasında işsizlik yüzde 40 sınırına dayanıyor.
İşin kötüsü, günde ortalama 1000 işyerinin kapandığı bir konjonktürde; tünelin ucunda herhangi bir ışık görünmüyor.
Gelir grupları içinde dengesizlik artarken sosyal kin ve nefret büyüyor. Sosyal barış mayınlanıyor. Tatminsizlik ve öfke kabarıyor.
Yazdığım son aylardaki tüm İtalya yazılarında, giderek tehlikeli boyut alan bu öfkeye hep dikkat çekmeye çalıştım. İki ay öncesinin seçimlerinde, sandıkta ilk kez sınanan komedyen
Grillo’nun “5 Yıldız Hareketi”ni, yüzde 25 gibi hatırı sayılır oy oranıyla parlamentoya taşıyan dalga, tam da işte bu öfke seliydi. Sistemin partilerine yaptığı keskin muhalafet ile, kitlelerin protestosuna ve kabına sığmayan kızgınlığına tercüman olan çiçeği burnunda siyasetçi, tek seçimle İtalya’nın en ilgiyi çeken politikacısı olmuştu.

\n

Sorumluluk Grillo’ya yıkılıyor

\n

Saldırıdan sonra en çok konuşulan politikacı gene Beppe Grillo…
Sağın önemli isimleri art arda sıraya girip Grillo’ yu ateşin üzerine benzinle gitmekle suçluyor.
Buna karşın sol da, sağın bu saldırıyı muhalefeti susturmak için araçsallaştırdığını iddia ediyor.
Solda, popüler siyasetçilerden
Nichi Vendola örneğin “Çaresiz biri, silahına sarılıp ateş ediyor. Bütün suç muhalefet eden kesimlere yıkılıyor. Burnunuza (faşizan) bir rejim kokusu gelmiyor mu” diye soruyor.
Gerilim öyle böyle değil…
II. Dünya Savaşı’ndan bu yana görülmemiş bir kasvet, sıkıntı ve kara bulut toplanıyor Çizme semaları üzerinde.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları