Muhteşem Sansür

29 Kasım 2012 Perşembe

İtalyanın Akdeniz kıyılarında, Sperlongaisimli küçük bir köy var...

\n

Köy, hilal biçimindeki ince kumlu plajı, dik kayalara tünemiş Arap Medinesi tarzındaki evleri, sokaklarıyla ve burada Türklere meydan okumuş olan dillere destan Giulia Gonzagası ile meşhur

\n

Sperlongaya ayak basar basmaz bana hemen Gonzaganın öyküsünü anlatmışlar, bu korsanlık öyküsüyle özdeşleşen köydeki bir avluya götürmüşlerdi.

\n

Bembeyaz, revaklı evlerle çevrelenen avlu içinde yalnız ufak bir kuyu bulunmaktaydı. Avlu etrafındaki mor begonvil salkımları arasından da resimli duvar yazıları okunmaktaydı

\n

16. yüzyıl İtalyancasıyla anlatılan olay duvarlarda şöyle naklediliyordu:

\n

Âşık burada size bu tatlı kıyılara, kana susamış vahşi bir hayvan gibi çıkan Türkün yol açtığı karanlık ve acı bir günü anlatacaktır!(Messer favolatore è qui a narrare della giornata trista e tenebrosa che vide il turco, fera sanguinosa, sbarcar a questa ripa delitiosa.)

\n

O anlatılacak gün nedir?

\n

Barbaros Hayrettinin Sperlonga kıyılarını yakıp yıktığı gün.

\n

Neden?

\n

Bir kadın için.

\n

Giulia Gonzaga isimli bir dilberi padişaha sunup, aferin almak için...

\n

Barbaros Hayrettin, tepelerin üzerindeki bu ücra köyü, Akdenize güzelliği ile nam salan bu tek kadını ele geçirmek için kuşatmış.

\n

Sperlonga halkı kadını köyün damlarından kaçırdığı için amacına ulaşamamış ve seferden eli boş dönmüş

\n

Dizideki öykü gerçek

\n

Sperlonga badiresini, malum dizinin geçen haftaki son bölümünü izlerken hatırladım.

\n

İbrahimle Barbaros arasında dizide şöyle bir sohbet geçiyor:

\n

Barbaros, Pargalıya, Paşam bahsettiğim şu düşes Giulia Gonzaga”… diyor.

\n

Pargalı:Tizianonun resmettiği meşhur düşes midiye soruyor.

\n

Barbaros; Ta kendisi!yanıtını veriyor: Tunus seferine giderken onu almak için İtalya kıyılarını topa tuttum. Papa kendisi için geldiğimi zannedip, Romayı boşaltıp kaçmış.”

\n

Karşılıklı gülüyorlar ve Barbaros devam ediyor:

\n

Giulia Gonzagayı kaçırdılar. İzini sürdük. Ama bulamadık. Hususi olarak bir ağaya vazife verdim Elbet bir gün yakalar, hünkârımıza sunarız!

\n

Koltuktan düşüyordum. Konuşulanlar birebir vaki çünkü.

\n

Başbakan cenkyerine haremöykülerine aşırı iltifat ettiği için diziyi gerçeklikten uzak buluyor ya

\n

Kendisine bir küçük Sperlonga turu öneririm

\n

Ecdadımızın bu sevimli Akdeniz köyünde bıraktığı, unutulmaz anılarıyerinde görüp, teşhis ve tespit etmesi için

\n

Dizide tabii ki hayal unsuru çok sayıda öğe var. Öyle olmasa dizi olmaz, belgesel olurdu. Ama hayal unsurları yanına bu yaşanmış olaylar serpiştirilince, ortaya 150 milyonun seyrettiği başarılı bir dizi çıkıyor

\n

Neden şimdi?

\n

Benim diziyle ilişkim, dostum Meral Okayın ölümüyle sona erdi. Onun ölümünden sonra pek izleyemedim. Ta ki Başbakanın fetvasına dek!

\n

Başbakanın öfkesi ister istemez aklıma Neden şimdisorusunu getirdi...

\n

Gündem değiştirme iddiasına -olayın yaşadığımız her şeyi özetleyen boyutları nedeniyle-prim vermedim. 2. yılındaki diziye, Başbakan durup durup neden şimdi bindirmişti? Son bölümde özellikle keyfini kaçıran şeyler olabilir miydi?

\n

Bir okurumdan; İyi bir tarih okuru olarak dizinin son bölümünü izlerken, Ebussuud efendi ile Pargalı diyaloğunu izleyince hah! dedim…” şeklinde bir mail de alınca; geçen haftanın bölümünü internetten indirip izledim.

\n

Yunusu okumak küfürdür!diyen, daha sonraki yıllarda şeyhülislam olacak İstanbul kadısı Ebussuud Efendi bu bölümde zülfü yâredokunan çeşitli konulara giriyor.

\n

Başbakanın hayran olduğu iddia edilen Ebussuud efendi, yüksek makamlardakilerin mağrurluğunu örneğin eleştiriyor.

\n

Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah kendini beğenmiş ve durmadan övünen kimseleri asla sevmez!buyuruyor: Makamlar geçicidirdiye ekliyor: Dikkat etmek lazım. Cehenneme giden yollar, iyi niyet taşlarıyla döşelidir!

\n

Kapitülasyonlara ayrıca karşı çıkıyor. Bugün devlet kuvvetli. Yarın bu imtiyazlar bela olurdiyor ama laf dinletemiyor.

\n

İlaveten bu bölümde ilk kez kardeş katligibi netameli konulara dalınıyor; kardeşler arasına taht gölgesi düşüyor.

\n

Süleyman, Hürremden olma büyük oğluna misal; Tahta çıkan kardeşin, diğerlerini katletmesinin mübah olduğunusöylüyor; ulemanın onayını hatırlatıyor; Atamız Sultan Mehmet Han, kanunnamelerimizde böyle buyurmuştur!diyor.

\n

Şimdiye dek izlediğim buen politikbölümünün ardından Başbakan sadece Firuzeden kıl kaptığı için Muhteşem Yüzyıl atağını yapmış olamaz!diye düşündüm; Asıl mesele ecdadın bu tabu yönleriyle ele güne tanıtılması olmasın?

\n

Bir de konjonktür var.

\n

Toplumun muhafazakârlaştırılması son kerteye ulaşmış, laikler ötelenmişken; ses getirenpopüler kültür ürünlerinin hâlâ laik kesimler tarafından üretiliyor olması, Başbakanı sinirlendiriyor olmalı

\n

Kütahya konuşmasında Erdoğanın muhteşem fetvasına, tam da muhalefete giydirirken girdiği; özetleEcdad dizisi yapmak bunlara mı kaldı?” dediği görülüyor.

\n

Gettolaşan laikler bu iddialı projelerden de artık el ayak çekmeli ve ekranlar da yaşamın kendisi gibi dibine dek muhafazakârlaştırılmalıdırdiyor kıssadan hisse Başbakan.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024
Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları